Arkeoloji BölümüDepartment of Arkeologyhttps://hdl.handle.net/11491/21432024-03-28T20:25:22Z2024-03-28T20:25:22ZMiddle Chalcolithic expansion into the highlands of the north-central Taurus, south-western CappadociaHacar, AbdullahTektaş, MuratEgeci, Hadiye SimgeJohnson, Michaelhttps://hdl.handle.net/11491/57592021-05-22T17:04:15Z2019-01-01T00:00:00ZMiddle Chalcolithic expansion into the highlands of the north-central Taurus, south-western Cappadocia
Hacar, Abdullah; Tektaş, Murat; Egeci, Hadiye Simge; Johnson, Michael
Since 2017, a survey has been underway in the north-central Taurus Mountains in southwestern Cappadocia. The project aims to collect data that will enable analysis of the cultural developments and transformations of the region from the Neolithic to the end of the Early Bronze Age. Our initial evaluation of Middle Chalcolithic material, which is the subject of this article, began with a re-evaluation of finds obtained by Aslıhan Yener between 1987 and 1996 during a survey of the north-central Taurus (Yener 2000). At the lowest levels excavated inside Kestel Mine, and among the surface materials of the two settlements close to Kestel Mine (Çardacık-Karatepeler and Mahmatlı-Boztepe), Middle Chalcolithic finds were identified that are much more common in the western Cappadocian plateau. This raised several questions for further investigation. Primarily, what does identification of western Cappadocian Middle Chalcolithic cultural materials in the highlands of the north-central Taurus reveal about the cultural relationship between the two regions? Could this relationship be related to mining? And is there a possibility that mining activities began in the central Taurus during the Middle Chalcolithic period? In light of evidence for extractive metallurgy at the nearby sites of Köskhöyük (level I) and Mersin-Yumuktepe (level XVI) during the Middle ̧ Chalcolithic, this possibility deserves serious consideration (Yalçın 2000; Öztan 2002).
2019-01-01T00:00:00ZKalkolitik Dönemde Yukarı Dicle Vadisi’nde ölü gömme gelenekleriKalkan, Emrullahhttps://hdl.handle.net/11491/55762021-05-22T16:04:11Z2018-01-01T00:00:00ZKalkolitik Dönemde Yukarı Dicle Vadisi’nde ölü gömme gelenekleri
Kalkan, Emrullah
Yukarı Dicle Vadisi, 1900 km uzunluğu ile tüm Mezopotamya boyunca akan Dicle Nehri’nin Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde oluşturduğu vadilerden biridir. Ülkemizde bir kalkınma projesi olarak Ilısu Barajı’nın inşasının gündeme gelmesi ile arkeolojik açıdan son 30 yıldır araştırılmaya başlanan vadideki arkeolojik merkezlerin Kalkolitik Döneme ait materyal kültürlerinin bir bölümünü de ölü gömme gelenekleri oluşturmaktadır. Bu geleneğin en karakteristik özelliği vadinin yerel Kalkolitik kültürüne ait olmasının bir getirisi olarak yapıların temelleri ve tabanları altına gömülen urne türü kapların içerisine defnedilen bebek iskeletleridir. Bu ve diğer Kalkolitik materyal kültür geleneği araştırmacılar için vadideki Kalkolitik dönem karakteristiği, kronoloji ve terminoloji problemleri konusunda önemli bilgiler vermektedir.; Upper Tigris River Valley is a river valley of Southeastern Turkey and it has 1900 km lenght and flows throughout the Mesopotamia. This valley has been researched with Ilısu Dam Rescue Project just during last 30 years and the burial customs from Chalcolithic settlement in valley are an important part of Chalcolithic assemblage. The most characteristic archaeological artefacts of this assemblage is infant burial that had been buried under Chalcolithic floores as a local Late Chalcolithic tradition. All of these supplies to understand for researchers the characteristic featues of Chalcolithic assemblage in valley and chronologicalterminological problems about that.
2018-01-01T00:00:00ZBilim ve önyargılar: Prehistorik insana bakışlarJean, Eric Luchttps://hdl.handle.net/11491/55592021-05-22T16:04:11Z2018-01-01T00:00:00ZBilim ve önyargılar: Prehistorik insana bakışlar
Jean, Eric Luc
Önyargı etimolojik olarak, bir kişi ya da bir şey hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan bir değer yargısı geliştirmek ya da taşımak anlamına gelir. Prehistorya terimi doğrudan doğruya kendisi bir önyargıdan kaynaklanır; tarihin yazıyla başladığını ifade eden ve prehistorik araştırmaların başlangıçta nasıl, öncelikle bir Avrupa, daha sonrasında Batı meselesi olduğunu gösteren bir önyargı. Dolayısıyla prehistorik insan hakkındaki peşin hükümler, Avrupa’da bilimlerin gelişiminden ve Avrupalı toplumların tarihinden ayrı düşünülemez. Irkçı, çizgisel ve ilerlemeci insanlık tarihi kavrayışı 19. yüzyılda, Avrupalının, ardından Batılının, sömürgeleştirdiği ve bazen de medenileştirmeyi arzuladığı yaban ya da yerli karşısındaki üstünlük duygusunu yansıtıyordu. Yaban olarak nitelendirilmiş olan insanlar, insan-dışı veya gayri medeni olarak algılanmışlardı. Bu algı kimilerinde 19. yüzyıl ortalarına kadar, kimilerindeyse 20. yüzyıl ortalarına kadar süregelmiş ve prehistorik insan algısının temelinde yattığı ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte, başlıca stereotipler prehistorik insanı bir mağara adamı, bir tür “maymun-insan” olarak özetler. Diğer bir stereotip, prehistorik insan temsillerine cinsiyetçi bir nitelik kazandıran, erkeklere ve kadınlara atfedilen toplumsal rollerdir. Cinsiyetlerin hiyerarşiye göre sınıflandırılmasına, “ırk”ların aynı şekilde sınıflandırılması da eklenir, bu da özellikle Neandertal insanla ilgiliydi ve hâlâ da ilgilidir. 19. yüzyılda, prehistorik insanın ya da daha doğrusu onun hakkında edinilmiş olan fikrin çizimi, oyması, resmi, heykeli yapıldı ve hikayesi anlatıldı, fakat karikatürize bir şekilde. O zaman ki hâkim bilimsel düşünceye paralel olarak gerçekleştirilen söz konusu plastik ve edebi temsiller, prehistorik insanı insanlığın doğrusal gelişimci vizyonu içine yerleştiriyordu. Prehistorik, öncelikle de Paleolitik insana dair başlıca önyargıları gözden geçirdikten sonra ve prehistoryacıların bugünkü bakışlarına dikkat çekmeden önce, bu önyargıların inşasını ve yapısökümünü tarihsel olarak inceleyeceğiz.; Étymologiquement, le préjugé consiste à évaluer ou porter un jugement de valeur sans connaissance suffisante sur quelqu’un ou quelque chose. En ce sens, le terme Préhistoire provient lui-même d’un préjugé, celui qui affirme que l’histoire commence avec l’écriture, et qui montre combien la recherche préhistorique était au départ une affaire européenne, puis occidentale. Les idées préconçues sur l’Homme préhistorique sont donc indissociables du développement des sciences en Europe et de l’histoire des sociétés européennes. La conception raciste, linéaire et progressive de l’histoire de l’humanité reflétait au XIXe siècle le sentiment de supériorité de l’Européen, puis de l’Occidental, visà-vis du Sauvage ou Indigène qu’il avait colonisé et cherchait parfois à civiliser. Qualifié de Sauvage, ce dernier était perçu comme non-humain ou non-civilisé. Cette perception perdura jusqu’au milieu du XIXe siècle chez certains, jusqu’au milieu du XXe siècle chez d’autres, et s’avéra être à l’origine de la perception de l’Homme préhistorique. Les principaux stéréotypes résument le Préhistorique à un Homme des cavernes, à une sorte d’« Homme-singe ». Autre stéréotype, celui des rôles sociaux attribués aux hommes et aux femmes, qui donnent un caractère sexiste aux représentations du Préhistorique. À la hiérarchisation des sexes, s’ajoute celle des « races », qui toucha notamment, et touche encore l’Homme de Néandertal. Au XIXe siècle, l’homme préhistorique ou astius précisément l’idée que l’on s’en faisait fut dessinée, gravée, peinte, sculptée et racontée, mais de manière caricaturale. Ces représentations plastiques et littéraires intégraient le Préhistorique dans une vision évolutive linéaire de l’humanité, ne faisant que suivre la pensée scientifique alors dominante. Après avoir passé en revue les principaux préjugés sur l’Homme préhistorique, avant tout paléolithique, nous nous attacherons à en expliquer historiquement la construction et la déconstruction, avant de faire le point sur le regard actuel des préhistoriens.
2018-01-01T00:00:00ZAntik Dönemde artı ürün depolama kavramı ve depolama kaplarıSezgin, Kudrethttps://hdl.handle.net/11491/55462021-05-22T16:04:03Z2018-01-01T00:00:00ZAntik Dönemde artı ürün depolama kavramı ve depolama kapları
Sezgin, Kudret
Bu makalede depolama kavramı ve uygulama işlemi ana hatlarıyla ele alınmış ve bu bağlamda depolama kapları iki ana yönüyle irdelenmiştir. Öncelikle pithos kaplarının morfolojik, dekoratif ve teknik özellikleri incelenmiştir. Bu kapsamda zamansal ayrım yapılmadan arkeolojik ve etnoarkeolojik veriler yardımıyla genel hatlarıyla üretim teknikleri ele alınmıştır. Diğer yönü ise ele geçtikleri arkeolojik bağlam çerçevesinde antik dönem ekonomisindeki rolleri ve işlevsel nitelikleri değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, en önemli arkeolojik materyallerden olan seramik çalışmalarında ikinci planda kalan depolama kapları, arkeometrik yöntemlerle incelendiğinde üretim ve dağıtım ağları hakkında sağlam sonuçlar sunacakları gibi basit yerel topluluklardan kompleks merkezi topluluklara kadar ekonomik-politik yapıları ve gelişimlerinin anlaşılmasında odak noktası olabileceği vurgulanmıştır.; This study aims to underline the concept of storage and its application process by examining the context storage vessels in two fold. First of all, pithoi have been examined by their typological, decorative and technical layouts. Within this context, production techniques were discussed with the helping of archaeological and ethno-archeological data in general terms, by discarding periodical distinction. On the other hand, the archaeological context in which they were discovered, were evaluated under the discussion of ancient economy by means of their roles and functional qualities. Consequently, storage vessels, which take back seat in the pottery studies in archaeology, offer strong bindings about production and distribution network, provide understanding on local communities as well as complex ones by throwing light on economical-political ties with the helping archaeometrical applications.
Bu makale “Tlos Antik Kenti Stadyum Alanı Seramikleri” başlıklı doktora tezimin bir bölümünden geliştirilerek yazılmıştır.
2018-01-01T00:00:00Z