Makale KoleksiyonuArticle Collecitonhttps://hdl.handle.net/11491/32942024-03-29T00:50:59Z2024-03-29T00:50:59ZReturn and Volatility Spillover Between Cryptocurrency and Stock Markets: Evidence from Turkeyhttps://hdl.handle.net/11491/83332022-02-23T13:24:37Z2022-01-01T00:00:00ZReturn and Volatility Spillover Between Cryptocurrency and Stock Markets: Evidence from Turkey
The aim of the study investigates the return and volatility spillovers and conditional correlations between Borsa Istanbul Stock Exchange 100 Index (BIST100) and Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), Ripple (XRP), and Litecoin (LTH) using daily data for the period between August 07, 2015 and May 20, 2021 with VAR-DCC-GARCH model. We find no bidirectional return spillovers between BIST100 and cryptocurrencies. In line with the volatility spillover results of the study, it has been determined that there is a unidirectional shock transmission from BIST100 to BTC, XRP and LTH, and a unidirectional volatility spillover from BIST100 to BTC and ETH. Also, in the study, it has been determined that the dynamic conditional correlations between BIST100 and four cryptocurrencies have a highly variable over time and their average is very close to zero. However, in possible panic periods, the situation is reversed.; Çalışmanın amacı, 07.08.2015-20.05.2021 tarihleri arasında günlük verileri kullanarak Borsa Istanbul Stock Exchange 100 Index (BIST100) ve Bitcoin (BTC), Ethereum (ETH), Ripple (XRP) ile Litecoin (LTH) arasındaki getiri ve oynaklık dinamikleri ile koşullu korelasyonları VAR-DCC-GARCH modeli ile araştırmaktadır. Çalışmada, BIST100 ile kripto para birimleri arasında her iki yönlü herhangi bir getiri yayılımı tespit edilmemiştir. Çalışmanın oynaklık yayılım sonuçları doğrultusunda, BIST100’den BTC’ye, XRP’ye ve LTH’a doğru tek yönlü şok iletimi olduğu ve BIST100’den BTC’ye ve ETH’a doğru tek yönlü oynaklık aktarımı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada, BIST100 ile dört kripto para birimi arasındaki dinamik koşullu korelasyonların zaman içinde oldukça değişken bir yapıda olduğu ve ortalamasının sıfıra oldukça yakın olduğu tespit edilmiştir. Ancak olası panik dönemlerinde durum tersine dönmektedir.
2022-01-01T00:00:00ZYabancı Yatırım, Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisihttps://hdl.handle.net/11491/83322023-01-16T07:25:49Z2021-01-01T00:00:00ZYabancı Yatırım, Finansal Gelişme ve Ekonomik Büyüme İlişkisi
Çalışmanın amacı, yabancı yatırımların (doğrudan yabancı yatırım ve yabancı portföy yatırımları) ve finansal gelişmenin ekonomik büyüme üzerindeki olası etkilerini araştırmaktır. Çalışmanın amacı doğrultusunda 133 ülkenin 1990-2017 dönemine ait verileri sistem genelleştirilmiş momentler yöntemi ve çoklu aracılık analizi ile araştırılmıştır. Çalışmada, doğrudan yabancı yatırım (DYY), yabancı portföy yatırımları (YPY) ve finansal gelişmenin ekonomik büyümeyi artırdığı tespit edilmiştir. Ayrıca ülkeye giren DYY’ler, finansal piyasaları ve yerli yatırımları etkileyerek ekonomik büyümeyi dolaylı olarak da artırdığı tespit edilirken, YPY’ler sadece finansal piyasalar aracılığı ile ekonomik büyümeyi desteklemektedir. Bu sonuçlara ek olarak çalışmada tespit edilen diğer çarpıcı bir sonuç ise DYY’nin ve YPY’nin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinde, ülkedeki finansal gelişme seviyesinin eşik etkisinin varlığıdır. Yani ülkedeki finansal gelişme seviyesi belirli bir seviyeyi aştıktan sonra yabancı yatırımın (DYY ve YPY) ekonomik büyüme üzerindeki pozitif etkisi kaybolacaktır. Çalışmada tespit edilen önemli diğer bir sonuç ise ülkedeki finansal gelişme seviyesi ile ilgilidir. Finansal gelişmenin ekonomik büyüme üzerinde doğrusal olmayan “ters-U” şeklinde etkisi tespit edilmiştir. Finansal gelişme belli bir seviyeye kadar büyüme üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Bu seviyeyi aştıktan sonra, finansal gelişmedeki artış büyüme üzerinde olumsuz etkisi vardır.; The aim of the study is to investigate the possible effects of foreign investments (foreign direct investment and foreign portfolio investments) and financial development on economic growth. For study, data from 133 countries between 1990 and 2017 were investigated using the system generalized moments method and multiple mediator analysis. In the study, it was determined that foreign direct investment (FDI), foreign portfolio investments (FPI) and financial development increase economic growth. In addition, while FDIs entering the country are found to increase economic growth indirectly by affecting financial markets and domestic investments, FPIs only support economic growth through financial markets. In addition to these results, another striking result is the existence of the threshold effect of the financial development level in the country on the effect of FDI and FPI on economic growth. In other words, after the financial development level in the country exceeds a certain level, the positive effect of foreign investment (FDI and FPI) on economic growth will disappear. Another important result is related to the level of financial development in the country. It was determined that financial development has a non-linear “inverse-U” effect on economic growth. Financial development has a positive effect on growth up to a certain level. After exceeding this level, the increase in financial development has a negative effect on growth.
2021-01-01T00:00:00ZGelişmekte Olan Ülkelerde Doğrudan Yabancı Yatırım ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: İnsan Sermayesinin Sağladığı Yayılma Etkilerine İlişkin Yeni Kanıtlarhttps://hdl.handle.net/11491/83312022-02-23T12:55:08Z2020-01-01T00:00:00ZGelişmekte Olan Ülkelerde Doğrudan Yabancı Yatırım ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: İnsan Sermayesinin Sağladığı Yayılma Etkilerine İlişkin Yeni Kanıtlar
Gelişmekte olan ülkeler yeterli sermaye birikimine sahip olmadıklarından istenilen seviyede ekonomik büyüme sağlayamazlar. Gelişmekte olan ülkeler bu sermaye eksikliğini yabancı yatırım ve/veya borçla aşmak ister. Doğrudan yabancı yatırım yapan şirketler gittikleri ülkeye, sermaye ile birlikte sahip oldukları ileri teknolojiyi, yeni üretim yöntemlerini, pazarlama ve yönetim becerilerini de beraberinde götürür. Doğrudan yabancı yatırım ülkede sermaye birikimini artırarak ekonomik büyümeyi teşvik etmesi beklenirken, doğrudan yabancı yatırım ile ülkeye giren faydalar tüm ülkeye yayıldığında da ekonomik büyümeyi teşvik edebilir. Bu bağlamda çalışmada, 2000-2017 yılları arasında 19 gelişmekte olan ülkede doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ve doğrudan yabancı yatırımın insan sermayesi üzerinden sağladığı olası pozitif dışsallıkların etkileri Sistem-GMM tahmincisi aracılığıyla araştırılmıştır. Yapılan tahminler sonucunda, gelişmekte olan ülkelerde doğrudan yabancı yatırımlar ekonomik büyümeyi pozitif etkilemektedir. Ancak doğrudan yabancı yatırımlardan kaynaklı pozitif dışsallıkları yaratmada insan sermayesinin önemli bir kanal olmadığı tespit edilmiştir.; Developing countries cannot achieve the desired level of economic growth because they do not have sufficient capital accumulation. Developing countries want to overcome this lack of capital with foreign investment and/or debt. Companies that make direct foreign investments bring the advanced technology, new production methods, marketing, and management skills they have with the capital to the country they go to. While foreign direct investment is expected to stimulate economic growth by increasing capital accumulation in the country, the foreign direct investment can encourage economic growth when the benefits entering the country are spread throughout the country. In this context, the effect of foreign direct investment on economic growth in 19 developing countries between 2000-2017 and the effects of possible positive externalities of foreign direct investment through human capital was investigated through the system-GMM estimator. As a result of forecasts, foreign direct investment in developing countries positively affects economic growth. However, it has been found that human capital is not an important channel for creating positive externalities caused by foreign direct investment
2020-01-01T00:00:00Z1808 Sened-i İttifak ve 1839 Tanzimat Fermanının 1215 Magna Carta ile Anayasacılık ve İnsan Hakları Açısından KarşılaştırılmasıBaşcı, Gülistanhttps://hdl.handle.net/11491/83142022-05-10T12:20:50Z2021-01-01T00:00:00Z1808 Sened-i İttifak ve 1839 Tanzimat Fermanının 1215 Magna Carta ile Anayasacılık ve İnsan Hakları Açısından Karşılaştırılması
Başcı, Gülistan
İnsan hakları ve özgürlüklere ilişkin meydana gelen ilk gelişmeler 1200’lü yıllara dayanmaktadır. Batılı devletlerde ilk olarak kralın yetkilerinin sınırlandırıldığı Magna Carta (Hürriyet Fermanı) bilinen ilk yasal düzenleme olarak kabul edilmektedir. İnsan hakları konusu ise Osmanlı devletinde özellikle Fransız İhtilalinin sonrası dönemde ortaya çıkmıştır. İnsan hakları konusundaki ilk gelişmelerin 1808 yılında Senedi-i İttifak ile başladığı görülmektedir. Bu ilk düzenlemeyi sonrasında 1839 yılında çıkarılan Tanzimat Fermanı izlemiştir. Osmanlı devletinde en önemli anayasa hareketi olarak görülen ferman ile insan hakları konusunda yasal zemin oluşturulmuştur. Osmanlı devletinde cumhuriyetin ilanına kadar çok sayıda düzenleme yapılmıştır. 1856 Islahat Fermanı ve 1876 Kanuni Esasi bunlara örnek gösterilebilir. Cumhuriyetin ilanı sonrasında 1924 Anayasası temel hak ve özgürlükler anlamında yasal altyapıyı güçlendirmiş ve insan hakları konusunda önemli adımların atılmasını sağlamıştır. Kapani’ye göre Tanzimat Fermanı “Türklerin İlk Haklar Beyannamesi” olarak kabul edilir. Ayrıca Ferman, Cumhuriyet rejiminin kurulmasında bir temel oluşturmuş, yapılacak yeniliklere hız kazandırmış, batı tarzında eğitim ve hukuk sistemlerinin ülkemizde uygulanmasının yolunu açmıştır. Bu çalışmada insan haklarının tarihsel gelişimi incelenerek, 1808 Sened-i İttifak ve 1839 Tanzimat Fermanı’nın insan hakları açısından değerlendirilmesi yapılmış, Magna Carta ile karşılaştırılmıştır.; The first developments regarding human rights and freedoms date back to the 1200s. The Magna Carta, in which the powers of the king were restricted for the first time in Western states, is accepted as the first known legal regulation. The issue of human rights emerged in the Ottoman State, especially after the French Revolution. It is seen that the first developments in human rights started in 1808 with the Charter of Alliance. This first regulation was followed by the Imperial Edict of Reform (Gulhane) issued in 1839. With the edict, which is seen as the most important constitutional movement in the Ottoman State, the legal basis for human rights was established. Numerous regulations were made in the Ottoman State until the declaration of the republic. Examples include the 1856 the Edict of Reform and the 1876 the Ottoman Basic Law. After the proclamation of the Republic, the 1924 Constitution strengthened the legal infrastructure in terms of fundamental rights and freedoms and ensured that important steps were taken in human rights. According to Kapani, the Imperial Edict of Reform (Gulhane) is accepted as the "Declaration of the First Rights of the Turks". In addition, the Imperial Edict laid the foundation for the establishment of the Republican regime, accelerated the innovations to be made, and paved the way for the implementation of western-style education and legal systems in our country. In this study, by examining the historical development of human rights, 1808 the Charter of Alliance and 1839 the Imperial Edict of Reform (Gulhane) were evaluated in terms of human rights and compared with Magna Carta.
2021-01-01T00:00:00Z