Cilt 10 (2011)Volume 10 (2011)https://hdl.handle.net/11491/52582024-03-28T13:34:58Z2024-03-28T13:34:58Zİbn Haldun’un ilim anlayışında felsefe ve tarih tasavvuruAkyol, Aygünhttps://hdl.handle.net/11491/44722021-10-30T20:30:39Z2011-01-01T00:00:00Zİbn Haldun’un ilim anlayışında felsefe ve tarih tasavvuru
Akyol, Aygün
İbn Haldun tarih ve felsefe konusundaki yeni yaklaşımlarından sebebiyle oldukça farklı bir düşünür olarak kabul edilmiştir. İslam felsefesinde Meşşâî akımın metafizik düşüncesi hakkındaki eleştirilerinden dolayı İbn Haldun felsefe karşıtı gibi anlaşılmıştır. Oysaki düşünür metafiziği inkâr etmeden metafiziğe ait iddiaların akılla bilinebilirliği iddiasını eleştirmektedir. İbn Haldun’un metafizik konusundaki yaklaşımları yeni bir bilimsel paradigmaya işaret etmektedir. Böylece düşünür, tarih ve umranı insani bilimler sahasında formüle etmektedir. Bu yeni yaklaşımda ne deneysel saha inkâr edilir ne de dini ya da metafizik saha inkâr edilir.; Ibn Khaldun is regarded as a very interesting thinker because of new approaches about history and philosophy. Ibn Khaldun is generally understood against to philosophy due to his criticizing about metaphysical thought of Peripathetic School in Islamic philosophy. But the thinker criticized the assertion that metaphysical assumpsions could known by pure reason without denying the entire metaphysics. Ibn Haldun’s approaches to metaphysics sign a new scientific paradigm. Thus the thinker has formulated history and social theory (umran) in the area of knowledge of humanities. In this new approach, neither empirical area nor religious or metaphysical area is denied
research
2011-01-01T00:00:00ZBilimselliğin kriteri ve sınırları problemi - Bilim, bilim olmayan ve sahte bilimUslu, Ferithttps://hdl.handle.net/11491/44682021-10-30T20:30:39Z2011-01-01T00:00:00ZBilimselliğin kriteri ve sınırları problemi - Bilim, bilim olmayan ve sahte bilim
Uslu, Ferit
Bu makale, bilim felsefesi edebiyatında “bilimin sınırları problemi” denen sorunu ele almaktadır. Bu çerçevede şu sorulara cevap aranmaktadır: bir metni, bir teoriyi, bir araştırmayı bilimsel yapan şey nedir? Bilimi ve bilimsel olanı metafizik öğretilerden, ideolojilerden, sahte-bilimden ve komploteorilerden nasıl ayırt edebiliriz? Makalede bu soruların cevabı incelenirken mantıkçı pozitivistlerin tümevarımcı bilim yöntemleri, Popper’ın tümdengelimci bilim yöntemi, T. Kuhn’un boz-yap çözebilme yeteneği olarak bilim anlayışı, I. Lakatos’un bir araştırma programı olarak bilim anlayışı öncelikle ele alınmıştır. Ardından bu konudaki yeni gelişmeler ele alınmış ve çoklu bilimsellik kriterleri incelenmiştir. Son olarak makale, bir şeyi sahte-bilim yapan nitelikler üzerinde durmaktadır; The article deals with the demarcation problem in the philosophy of science. In this context, it looks
for answers to the following questions: What makes a text, a theory or a research scientific? How
can we demarcate science and scientific from metaphysical thoughts, ideologies, pseudo-sciences
and conspiracy theories? Those questions are discussed around the views of some modern philosophers. In this context, first of all the article deals with logical positivists and induction as their
scientific method, Popper and deduction as his scientific method, T. Kuhn and his view of science as
puzzle-solving skill, I. Lakatos and his view of science as research programmes. Then the article
examines recent views on demarcation problem and evaluates multi criterion views about what
makes something scientific. Finally the article seeks to give answer to the question what makes
something pseudo-scientific.
research
2011-01-01T00:00:00ZOndokuzmayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde uygulanan zorunlu İngilizce hazırlık programı üzerine boylamsal bir araştırmaÇoştu, Yakuphttps://hdl.handle.net/11491/3062021-05-22T16:22:55Z2011-12-01T00:00:00ZOndokuzmayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde uygulanan zorunlu İngilizce hazırlık programı üzerine boylamsal bir araştırma
Çoştu, Yakup
Bu çalışma, Türkiye’de ilk defa bir İlahiyat Fakültesinde uygulamaya konulan “Zorunlu İngilizce Hazırlık” programını konu edinen boylamsal bir araştırmadır. OMÜ İlahiyat Fakültesinde, 2005-2006 ila 2009-2010 eğitim öğretim yılları arasında, “Zorunlu İngilizce Hazırlık” programı uygulanmıştır. Bu programın ilk öğrencileriyle, 2005-2006 eğitim öğretim yılı başında ve sonunda olmak üzere iki kez, 2009-2010 eğitim öğretim yılı sonunda da bir kez programla ilgili olarak mülakat gerçekleştirilmiştir. Bu farklı zaman dilimlerinde gerçekleştirilen mülakatlarda, öğrencilerin hazırlık programı hakkındaki düşünce ve tutumlarındaki değişim ile programın öğrencilerin mesleki ve akademik becerilerine olan katkısı incelenmiştir. Anılan incelememizde, programın açılmasıyla ilgili hedeflenen amaçlara bütünüyle ulaşılamadığı ve programın kısmen başarısızlıkla sonuçlandığı bulgularına ulaşılmıştır.; This study is a longitudinal research related to the first time that a “Compulsory English Preparatory” program took place at a Faculty of Divinity in Turkey. It was implemented “Compulsory English Preparatory” program, between 2005-2006 and 2009-2010 academic years, in the Faculty of Divinity, OMU. We have interviewed with first students of this program, two times at the beginning and the end of the 2005-2006 academic year and once at the end of the 2009-2010 academic year. In these interviews implemented in different times changes in their thinking and attitudes about the program and contributions of this program on their vocational and academic skills were investigated. The investigation has reached these findings that targeted aims about the opining programme couldn’t have been completely achieved and the programme failed partly
2011-12-01T00:00:00Z