Sosyal Hizmet Bölümü
https://hdl.handle.net/11491/2243
Department of Social Work2024-03-29T14:25:59ZDini Yönelimler ve PERMA İyi Oluş Modeli Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma
https://hdl.handle.net/11491/8695
Dini Yönelimler ve PERMA İyi Oluş Modeli Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma
Gencer, Nevzat
Bu çalışmanın amacı dini yönelimler ile PERMA iyi oluş modeli arasındaki ilişkiyi incelemektir. Türkiye’nin farklı bölgelerinden 875 kişinin katıldığı araştırmada “Yeniden Yapılandırılmış Müslüman Dini Yönelim Ölçeği (MROS-R)” ve “PERMA” ölçeğinin yanı sıra cinsiyet, yaşadığı bölge, öznel gelir algısı ve eğitim düzeyine ilişkin anket ölçümleri uygulandı. Değişkenler arası ilişkiyi incelemek için betimsel analizler ve korelasyonel istatistikler (Mann-Whitney U Testi, Kruskal-Wallis H Testi, Spearman Korelâsyon Analizi) kullanıldı. Araştırma sonunda örneklemin dini yönelim ve PERMA iyi oluş modeli düzeylerinin yüksek olduğu saptandı. Katılımcılar en yüksek dini yönelim puanını içsel dini yönelim ölçeğinden, en yüksek iyi oluş puanını ise bağlanma ölçeğinden elde etti. PERMA ölçekleri cinsiyet değişkenine göre farklılaşmazken, içsel dini yönelimin puanları kadınlar lehine anlamlı olarak farklılaştı. Öznel gelir ve eğitim değişkenlerinde dini yönelim ölçekleri ve PERMA iyi oluş ölçeklerinden elde edilen puanlarda gruplar arasında çeşitli düzeylerde anlamlı farklılıklar bulundu. Ancak yaşadığı bölge değişkeninde gruplar arasında anlamlı bir farklılaşma saptanmadı. Araştırma sonucunda sorgulayıcı dini yönelim dışında içsel, dışsal ve katı kuralcı dini yönelim biçimleri ile PERMA iyi oluş modeli alt boyutları arasında pozitif yönde ve anlamlı ilişkiler bulgulandı.; The aim of this study is to examine the relationship between religious orientations and the PERMA model of well-being. The "Muslim Religious Orientation Scale–Revised" and the "PERMA" scale were applied in the study, in which 875 people from different regions of Turkey participated. In addition, survey measurements regarding gender, region of residence, subjective income perception, and education level were applied. Descriptive analyses and correlational statistics (Mann– Whitney U test, Kruskal–Wallis H test, Spearman’s correlation analysis) were used to examine the relationship between variables. At the end of the study, it was determined that the religious orientation and PERMA well-being model levels of the sample were high. Participants obtained the highest religious orientation score from the intrinsic religious orientation scale and the highest well-being score from the engagement scale. While the PERMA scales did not differ according to the gender variable, the scores of intrinsic religious orientation differed significantly in favor of women. In the variables of subjective income and education, there were significant differences at various levels between the groups in the scores obtained from the religious orientation scales and PERMA well-being scales. However, there was no significant difference between the groups in the variable of region of residence. As a result of the research, positive and significant relationships were found between the intrinsic, extrinsic, and fundamentalist religious orientation styles and the PERMA well-being model subdimensions, apart from the quest religious orientation
2023-01-01T00:00:00ZGençlerin Bağlanma Stilleri İle Eş Seçimi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
https://hdl.handle.net/11491/8316
Gençlerin Bağlanma Stilleri İle Eş Seçimi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Babahanoğlu, Rasim
Bu araştırmanın amacı; gençlik merkezlerinden hizmet alan gençlerin bağlanma stilleri ile eş seçmede öncelikleri ve çeşitli sosyodemografik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırma, nicel desende tasarlanmış olup ilişkisel tarama modelinden yararlanılmıştır. Çalışmanın evreni, Konya Selçuklu ilçesinde bulunan Kılıçarslan ve Talha Bayrakçı Gençlik Merkezlerine gelen gençlerden oluşmaktadır. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile 608 katılımcının anketleri değerlendirmeye alınmış ve gerekli analizler yapılmıştır. Araştırmada, korelasyon analizi yapılmış olup ve katılımcıların bağlanma stilleri durumu ile eş seçme öncelikleri arasında pozitif yönden bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca, katılımcıların cinsiyet değişkeni ile güvenli bağlanma alt boyutu toplam puan ortalaması arasında anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Kadınların almış oldukları toplam puanın erkeklerinkine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Benzer bir sonuç da eş seçmede öncelikler ölçeğinin toplam puan ortalaması ile katılımcıların cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Buna göre, kadınların almış oldukları puan erkeklere göre daha yüksek çıkmıştır. Sonuç olarak güvenli bağlanmanın, yaşamın bütün süreçleri üzerinde etkisi olduğu gibi özellikle eş seçimi üzerinde de tesirli olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla, bebeklikten itibaren gelişen ve devam eden bağlanma stilleri, özellikle güvenli bağlanmanın kişi ya da kişilerin gelecekte yapacakları her türlü planların yapılmasında, isabetli ve mantıklı kararların verilmesinde oldukça etkili olduğu varsayılmaktadır.; The aim of this research; it is examine the relationship between the attachment styles of young people who receive service from youth centers and their priorities in choosing spouse and various sociodemographic variable. This research was designed in a quantitative form design and the relational scanning model was used. The universe of the study consists of youth young people who come to Kılıçarslan and Talha Bayrakçı Youth Centers in Konya Selçuklu district. The questionnaires of 608 participants were evaluated by using the simple random sampling method and analyzes were made. In this context the study, the correlation analysis performed for both applied scales and was examined. It was found that there was a positive significant relationship between both scales. In addition, a significant difference was found between the gender variable of the participants and the total score of the secure attachment sub-dimension of the three-dimensional attachment scale, and it was observed that the total score obtained by women was higher than that of men. A similar result was found that to be a significant difference between the total score of the priorities scale in choosing a spouse and the gender variable of the participants. Thus the scores of women were found higher than men. As a result, it has been determined that secure attachment has an effect on all processes of life as well as especially on the choice of a partner. Therefore, it is assumed that especially secure attachment, which develops and continues from childhood is very effective in making all kinds of plans and sensible, rational decisions that a person or individuals will make in the future.
2021-01-01T00:00:00ZMadde Kullanımı Damgalama Mekanizması Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması
https://hdl.handle.net/11491/8276
Madde Kullanımı Damgalama Mekanizması Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması
Babahanoğlu, Rasim; Daşbaş, Serap
Bu çalışmada, Smith ve arkadaşlarının (2016) geliştirdikleri “Substance Use Stigma Mechanism Scale” adlı ölçeğin Türkçe’ye uyarlanması amaçlanmaktadır. Bu ölçek ile madde kullanım bozukluğu olan bireylerin damgalanma durumlarını öğrenmek veya ölçmek bu çalışmayı önemli kılmaktadır. Çalışma, genel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin geçerliliği için; Kendall Uyuşum Katsayısı, Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ile Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi olmak üzere dört farklı analiz uygulanmıştır. Kendall Uyuşum Katsayısı Analizi on uzmandan alınan “uzman değerlendirme raporu” ile değerlendirilmiştir. DFA için toplamda 305 madde kullanım bozukluğu olan bireye ulaşılmıştır. Veriler “Madde Kullanımı Damgalama Mekanizması Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçüt geçerliliği için ise “Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği” uygulanmıştır. Ayrıca ölçeğin güvenirliği için maddelerin istatistiki dağılımı, Güvenirlik Katsayısı (?), Varimax Döndürme Sonrası Değerler ve testi yarılama yöntemlerinden faydalanılmıştır. Uyarlama sürecinde orijinal ölçeğin dil, yapı ve ölçüt geçerliği sağlanmış ve geliştirilen ölçeğin son hali elde edilmiştir. Güvenirlik bakımından elde edilen değerler de ölçeğin iyi derecede olduğunu göstermektedir. Araştırma kapsamında uyarlanan bu ölçek, alkol ve madde kullanım bozukluğu olan bireylere uygulanabilir özelliktedir. Aynı zamanda ölçek, tedavi olamayan, tedavi olmak istemeyen, tedavi olmak isteyen ya da tedavisi devam eden bireylerle madde deneyimi olan bütün popülasyona uygulanabilmektedir.; The aim of this study is to adapt the "Substance Use Stigma Mechanism Scale" developed by Smith et al. (2016) into Turkish. Being able to learn or measure the stigmatization status of individuals with substance use disorders with this scale makes this study important. The study was carried out in the general survey model. For the validity of the scale, four different analyzes were applied, namely, Kendall Correlation Coefficient, Exploratory Factor Analysis (EFA), Confirmatory Factor Analysis (CFA) and Pearson Moments Product Correlation Coefficient Analysis. Kendall's Coefficient of Concordance Analysis was done with the "expert evaluation report" taken from ten experts.For CFA, a total of 305 individuals with substance use disorders were reached. Data were collected using the "Substance Use Stigma Mechanism Scale". For criterion validity, "Positive and Negative Affect Scale" was applied. In addition, for the reliability of the scale, statistical distribution of items, Reliability Coefficient (?), Varimax Post-Rotation Values and split-half methods were used. During the adaptation process, the language, structure and criterion validity of the original scale were provided and the final version of the developed scale was obtained. The values obtained in terms of reliability also show that the scale is at a good level. This scale, adapted within the scope of the study, is applicable to individuals with alcohol and substance use disorders. At the same time, the scale can be applied to individuals who cannot be treated, who do not want to be treated, who want to be treated or are still being treated, and to the whole population with substance experience.
2021-01-01T00:00:00ZErgenlerde Rüya Motifleri Ve Dinî Tutum İlişkisi
https://hdl.handle.net/11491/8251
Ergenlerde Rüya Motifleri Ve Dinî Tutum İlişkisi
Gencer, Nevzat
Bu çalışmanın amacı, lise öğrencilerinin rüya motifleri ve dinî tutumları arasındaki ilişkiyi bazı değişkenlere göre incelemektir. Böylece rüyalar ile psikolojik semptomlar arasındaki ilişkiyi test etmenin yanı sıra rüya motifleri üzerinde dinî tutumun bir etkisinin olup olmadığı da ortaya konulmuş olacaktır. Araştırmanın çalışma grubu Çorum il merkezinde bulunan farklı liselerden 316 öğrenciden oluşmaktadır. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, “Rüya Motifleri Ölçeği” (Yılmaz, 2018) ve “Dinî Tutum Ölçeği” (Ok, 2011) kullanılarak toplanmıştır. Araştırmada, Rüya Motifleri Ölçeğinin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .78, Dinî Tutum Ölçeğinin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı da .85 olarak hesaplanmıştır. Çalışmanın verileri SPSS 16.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde, Pearson Momentler Çarpımı Korelâsyon Analizi, t testi ve tek yönlü varyans analizinden (ANOVA) yararlanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, örneklem tüm alt boyutlarıyla birlikte rüya motifleri ölçeğinin genelinden ortanın altında bir puan elde etmiştir (Rüya motifleri ölçeğinin geneli: X=2.05, gerçek dışılık: X=1.79, şişirilmiş kendilik: X=2.23, kötülük kuruntusu: X=1.89 ve tatminsizlik/doyumsuzluk: X=2.29). Puanların düşük çıkması örneklemin ruh sağlığına ilişkin olumlu ipuçlar vermektedir. Örneklemin toplam dinî tutum düzeyi ise ortanın üzerinde (X=3.95) hesaplanmıştır. Rüya motifleri ölçeği ile alt boyutlardan elde edilen puanlar cinsiyet değişkenine göre farklılaşmazken, toplam dinî tutum puanları anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır. Erkeklerin ortalamaları (X=4.05), kızların ortalamalarına göre (X=3.85) daha yüksek çıkmıştır (p=.01, p<.05). Rüya motifleri ölçeği toplam puanları; aile içi iletişim ve öznel mutluluk algısı değişkenlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır (p<.05). Sınıf ve akademik başarı düzeyi değişkenlerine göre ise herhangi bir farklılaşma bulunmamaktadır (p>.05). Dinî tutum toplam puanları sınıf, aile içi iletişim ve öznel mutluluk algısı düzeyine göre farklılaşmaktadır. Ancak akademik başarı düzeyine göre dinî tutum puanlarında gruplar arası anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>.05). Araştırma sonucunda, rüya motifleri ile dinî tutum arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.; The aim of this study is to investigate the relationship between high school students' dream motifs and religious attitudes according to some variables. Thus, in addition to testing the relationship between dreams and psychological symptoms, it will be revealed whether religious attitude has an effect on dream motifs. The study group consists of 316 students from different high schools in the city center of Çorum. Data was collected via the “Personal Information Form” prepared by the researcher, "Dream Motifs Scale” (Yılmaz, 2018) and "Religious Attitude Scale” (Ok, 2011). In the study, the Cronbach Alpha reliability coefficient of the Dream Motifs Scale was calculated as .78, and the Cronbach Alpha reliability coefficient of the Religious Attitude Scale was .85. The data of the study was analyzed with SPSS 16.0 package program. Pearson Moments Correlation Analysis, t-test and one-way ANOVA were used to analyze the data. According to the findings of the study, the sample obtained a sub-average score from the overall of the dream motifs scale with all its sub-dimensions (Overall dream motifs scale: X=2.05, actual exception: X=1.79, blown self: X=2.23, satisfaction of evil: X=1.89 and dissatisfaction: X=2.29). Low scores give positive clues regarding the mental health of the sample. The total religious attitude level of the sample was calculated above the average (X=3.95)…
2020-01-01T00:00:00Z