Cilt 13 (2014)
https://hdl.handle.net/11491/5272
Volume 13 (2014)2024-03-29T04:38:09ZTekke ve Zaviyeler Kanunu çerçevesinde Alevîlik-Bektaşîlik
https://hdl.handle.net/11491/4718
Tekke ve Zaviyeler Kanunu çerçevesinde Alevîlik-Bektaşîlik
Hakyemez, Cemil
Makalenin giriş kısmında, 677 Sayılı Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun mahiyeti ve söz konusu kanunun tarihsel arka planı ele alınmıştır. Birinci kısımda ise Alevîlik-Bektaşîlik meselesinin kökenlerine değinilmiştir. Daha sonra, tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından yaşanan gelişmeler ve ortaya çıkan durum üzerinde durulmuştur. Son olarak da, konuyla ilgili ortaya çıkan problemlere yönelik çözüm önerileri ve bunların olabilirlikleri üzerinde birtakım değerlendirmeler yapılmıştır.; In the introduction, legal nature of The Law of Dervish Lodges and Retreat with the law no 677 and its historical background are examined. Then, in the first part, the roots of the Alevi-Bektashi creed is mentioned. In the second part, the emerging problems after the closure of dervish lodges and retreats and their results are discussed. Lastly, various solutions for the problems are offered and the possibility of their success is evaluated.
2014-01-01T00:00:00ZBir Karizmatik otorite örneği olarak İmamet ve Mehdi Anlayışı: Türkiye Caferîleri (Iğdır Örneği)
https://hdl.handle.net/11491/4428
Bir Karizmatik otorite örneği olarak İmamet ve Mehdi Anlayışı: Türkiye Caferîleri (Iğdır Örneği)
Yavuz, Sefer
Karizma ve karizmatik niteliğin tanımlanmasında dinin yeri yadsınamaz. Bu ilişkiden dolayı çoğu dini liderlik, “karizmatik niteliği” içkindir ve çoğu din ve dini grupta karizmatik dini lider tipine rastlanır. Müslüman dünyada en önde gelen karizmatik dini liderlik örneklerinden biri Şiilik’teki İmamet ve Mehdi anlayışıdır. Bu anlayış geçmişte olduğu gibi günümüzde de; teoride olduğu gibi uygulamada da canlılığını korumaktadır. Çalışmada öncelikle teorik olarak karizmatik dini liderlik analiz edilecek sonra örneklem çerçevesinde günümüzdeki durum incelenecektir; The place of religion in the definition of charisma and charismatic qualities is undeniable. Be-cause of this relationship, most religious leadership includes "the charismatic qualities" and most religions and religious groups have charismatic religious leaders. In the Muslim world, one of the foremost examples of charismatic religious leadership is the concept of Imamate and Mahdi in Shi'ism. This understanding maintains the vigor in today as in the past and in practice as in theory. In the article it will be theoretical analysis of the charismatic religious leadership and then it will be study the samples within the framework of the current situation.
research
2014-01-01T00:00:00ZŞeyhülislâm Musa Kazım Efendi’nin (1858-1920) fıkıh usulüne dair bir risalesi: Hakikat ve mecaz
https://hdl.handle.net/11491/4414
Şeyhülislâm Musa Kazım Efendi’nin (1858-1920) fıkıh usulüne dair bir risalesi: Hakikat ve mecaz
Koca, Ferhat
Musa Kazım Efendi (1858-1920), Osmanlı imparatorluğunun son döneminde şeyhü-lislâmlık yapmış, imparatorluğun çöküşünü durdurabilmek için kendi alanıyla ilgili ko-nularda çeşitli gayretler göstermiş ve ikbal dönemlerinden sonra “sürgün” günlerini de yaşamış bir ilim adamıdır. Elinizdeki makalede Musa Kazım Efendi’nin Dârülfünûn İlahi-yat Şubesi ikinci sınıfında görülen Usûl-i Fıkıh dersinde vermiş olduğu bir dersin met-nini neşrettik. Bu metin “İlahiyat Şubesi İkinci Sınıfında Tedris Olunan Usûl-i Fıkıh” adını taşımaktadır. Söz konusu metin/risale fıkıh usulünün hakikat ve mecaz konusuyla ilgili-dir. Bu makalede önce Şeyhülislam Musa Kazım Efendi’nin kısaca hayatı ve eserleri an-latıldı, sonra da fıkıh usulüyle ilgili risalesi aslına sadık bir şekilde latinize edildi.; Musa Kazım Efendi (1858-1920) is a scholar who served as Sheikh al-Islam in the last periods of Ottoman Empire, made a great effort in subjects about his fields to stop col-lapse of empire; experienced even exile days after prosperous times. In this article, we published the text of lecture that Musa Kazım Efendi gave in the class of Islamic Jurisp-rudence (usul al-fıqh) in the second-grade, Department of Theology, Dâr al-Fünûn. This text was named as “Islamic Jurisprudence Lessons Given in the Second-Grade of the Department of Theology” (İlahiyat Şubesi İkinci Sınıfında Tedris Olunan Usûl-i Fıkıh). Mentioned text is about the subject of reality (al-haqiqa) and methapor (al-majaz) in Is-lamıc jurisprudence. At first, we dealed with the life of Musa Kazım Efendi and his works in this study. After that we latinised authentically the mentioned text of him.
research
2014-01-01T00:00:00Zالتفسير اإلشاري بين الروعة والبدعة
https://hdl.handle.net/11491/4408
التفسير اإلشاري بين الروعة والبدعة
Mohammed, Qays Abdullah
خلاصة: ما تدبرَه المسلمُ ظهرَتْ لهُُ َّالقرآنُ الكريمُ كتابُ اللهِ الخالدُ الذي لاتنقض ي عجائبُه؛ فكل لها تعلقٌ ٌ خفية ٌمعانٍ رائعة مثلَ هذهِ نَ الكرامُ يستنبطو ُ بالظاهرِ امَّا بالاشارةِ أو الاشتراك... وهذهِ المعاني تسمَّى بالتفسيرِ الاشاري؛ وكانَ الصحابة المسلمينَ َ إلى جوازِ التأويلِ بها. لكنَّ أعداءَ الإسلامِ جهلة ُ الصحيحة ُ الإشاراتِ التي أرشدَت الأدلة َ استغلوهُ أسوأ ً لاتعلقَ لها بالقرآنِ؛ ممَّا دفعَ العلماءَ للوقوفِ أمامَهم تحريمِه سدا ً استغلالٍ؛ فقالوا في القرآنِ بأهوائِهم معانٍ بَعيدة تمنعُ السفهاءَ مِنَ العبثِ. ً للشريعة، لكنَّ غلبَ المفسرينَ أجازوهُ ووضعوا له شروطا ً للذريعةِ وحفظاُ. .ُ; Müslüman Kur'an-ı Kerîm'i her okuduğunda ve üzerinde düşündüğünde yeni ve harika anlamlar keşfeder. Bu anlamlar, metnin zahirine, muteber bağlantı çeşitlerinden birisi aracılığıyla sıkıca bağlıdır. İşte Kuran ayetlerinden bu şekilde çıkarılan anlamlar, İşârî Tefsir diye isimlendirilen tefsir türünü oluşturmuştur. Sahabe-i Kirâm da sağlam delillerin cevaz verdiği sınırlar dâhilinde ayetlerden bu tür işâri anlamları çıkarıyorlardı. Ne yazık ki İslam düşmanları ve Müslümanlardan bazı cahiller bu konuyu en kötü şekilde istismar ettiler. Heva ve heveslerine dayanarak Kuran ayetlerinden Kuran metniyle ilgisiz, uzak ve olmadık anlamlar çıkardılar. Bu durum, Allah'ın dinini korumak ve ona gelebilecek zararları önlemek amacıyla İslam âlimlerinin bu kişilerin karşısına dikilmeleri ve İşari Tefsir'i tamamen haram saymalarına neden olmuştur. Bununla birlikte Tefsir âlimlerinin büyük çoğunluğu İşârî Tefsir'e cevaz vermiş, ancak yetkisiz ve kötü niyetli kişilerin istismarını önlemek amacıyla da uyulması gerekli şartlar ve kriterler koymuşlardır.; Muslims discover new and wonderful inferences whenever they read the Koran and think on it. These inferences are tightly connected to the apparent part of the text by one of the reliable connection kinds. Inferences obtained by this way, constitute the tafsir type which is called Ishari Tafsir (Implied Tafsir). Prophet Mohammad’s close friends also made out these kinds of implicit meanings from the Koran verses within the border of true evidences. Unfortunately, the enemies of Islam and some ignorant Muslims badly exploited this tafsir type. By their sinful desires and whims they made unlikely inferences from the Koran verses. These attempts caused Islamic Scholars object this method and completely forbid Ishari Tafsir in order to protect the religion of God (Islam) and prevent the possible damages that might affect this religion. On the other hand, many tafsir scholars allowed for Ishari Tafsir, but they determined some criterions for the purpose of prevention the exploitation of unauthorised and malevolent persons.
research
2014-01-01T00:00:00Z