Cilt 11, Sayı 2, Makale Koleksiyonu
https://hdl.handle.net/11491/5372
Volume 11, Issue 2, Article Collection2024-03-29T01:29:41ZAntropoloji alanındaki yayınların bibliyometrik analizi
https://hdl.handle.net/11491/5578
Antropoloji alanındaki yayınların bibliyometrik analizi
Demir, Emre
Bu çalışmada 1975-2017 yılları arasında “Antropoloji” araştırma alanında yayınlanan ve Web of Science (WoS; Thomson Reuters, New York, NY, USA) veri tabanında indekslenen tüm yayınlar bibliyometrik olarak analiz edilmiştir. Bibliyometrik analizler ile Ülkemizin Antropoloji literatüründeki etkinliği de değerlendirilmiştir. Ayrıca araştırmamızda Antropoloji alanında genel ve yerli literatürdeki aktif yazarların, ülkelerin, en çok atıf alan makalelerin ve trend konuların belirlenmesi amaçlanmıştır. Bibliometrik Ağ görselleştirmeleri için VOSviewer (Version 1.6.9) paket programı kullanılmıştır. Analizler sonucunda Antropoloji alanında 82.185 (%40,7)’i makale kategorisinde olmak üzere toplam 201,860 yayın bulunmuştur. En çok yayın 2015 yılında (4,241 yayın) yayınlanmış olup, ABD 32,071 (39.0%) yayın ile en fazla literatüre katkı yapan ülke olmuştur. Antropoloji alanında en çok yayın üreten yazar ise Malina RM (134 yayın) olarak bulunmuştur. Literatüre en fazla katkı yapan derginin Journal of Archaelogical Science (5,293 yayın) olduğu görülmüştür. Türkiye adresli yayın sayısı 826 (%1.0) olarak bulunmuş olup literatüre katkı açısından Türkiye’nin 21. Sırada olduğu belirlenmiştir.; In this study, all publications published in the field of "Anthropology" between 1975 and 1917 and indexed in the Web of Science (WoS; Thomson Reuters, New York, NY, USA) database were analysed bibliometrically. The effectiveness of our country in anthropology literature was evaluated by bibliometric analysis. It was also aimed to determine the active authors, countries, most cited articles and trends in general and national literature in the field of anthropology in our research. VOSviewer (Version 1.6.9) package program were used to bibliometric network visualizations. As a result of the analysis, a total of 201,860 publications were found in the field of Anthropology, with 82,185 (40,7%) in the article category. The most publications were published in 2015 (4,241 publications), with the USA contributing the most to the literature with 32,071 (39.0%) publications. Malina RM (134 publications) was the author who produced the most publications in the field of anthropology. Journal of Archaeological Science (5,293 publications) was the most contributing journal in the literature. Turkey addressed publications number was 826. Turkey ranks were 21st in the list of countries according to the contribution of the literature
2018-01-01T00:00:00ZHitit hukuki metinlerinde ataerkillik ve anaerkillik ışığında veraset
https://hdl.handle.net/11491/5577
Hitit hukuki metinlerinde ataerkillik ve anaerkillik ışığında veraset
Kumaş, Arif
Anadolu’nun ilk merkezi siyasi devletini kuran Hititler, askerî, siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda olduğu gibi hukuk alanında da özenli bir kurumsallaşmaya gitmiş, “Eski Devlet” zamanından itibaren muhtelif konularda kanun hükümleri hazırlayıp kayıt altına almıştır. Bunlar, devletin işleyişiyle ilgili ferman, vasiyetname, talimatname ve 200 maddeden oluşan ve tarım, üretim, ceza hukuku ve aile hukuku gibi birçok alanda hükümler içeren Hitit kanunudur. Kanun niteliğindeki hükümlerde aile hukuku, evlenme, boşanma, içgüveyilik, evlatlık alma gibi konuların yanı sıra veraset hususunda da bilgiler bulunmaktadır. Hitit hukuki metinlerinde veraset meselesi ataerkil aile yapısı temelinde ortaya çıkmıştır. Nitekim I. Hattušili, Hitit tahtı için kız kardeşi Haštayar’ın oğlu Huzziya’yı veliahtlıktan azledip yerine I. Muršili’yi veliaht tayin ettiğini vasiyet etmiştir. Telipinu Fermanı’nda kraliyet ailesinin veraset sırası düzenlenirken kralın hiç oğlu yoksa en büyük kızının kocasının kral yapılması ve Hitit kanununun bazı maddelerinde erkekler kadınlardan daha önceliklidir. Bütün bunlar Hititlerde ataerkil toplum yapısının bir neticesidir. Bunun yanında kadınların da “iwaru” denilen çeyizleri vardır ki evlenen kadının yanında kocasının evine götürdüğü bu çeyiz, kadın öldüğünde ardında bırakabileceği mirası, boşanma durumunda ise yanında babasının evine getirebileceği mal varlığıdır. Hitit kanunlarında kadınların erkeklere göre bazı ayrıcalıklarının olması, Hititlerde anaerkil bir aile yapısının bulunduğu görüşünü ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca bu durum M.Ö. III. Binyılda Anadolu’da var olan yerli anaerkil aile yapısından kalma izler olarak da görülmektedir; The Hittites who founded the first central political state of Anatolia went to a careful institutionalization in the field of law as well as in military, political, economic and social areas and from the time of "Old State" they prepared and recorded various provisions of the law. These are edicts, wills, instructions related to the functioning of the state and Hittite law which consists of 200 items and contains in many fields provisions such as agriculture, production, criminal law and family law. In the provisions of the law, there are information on family law, marriage, divorce, groom (son-in-law living in his wife's parents' house) adoption as well as inheritance. The issue of inheritance in Hittite law texts emerged on the basis of patriarchal family structure. As a matter of fact, in the Hattušili I bequest, he dismissed his sister Hastayar's son , Huzzia and requested to appoint Mursili I as the crown prince. In Telipinu Edict, while organising the order of inheritance of the royal family; if the king has no son, the husband of the oldest daughter of the king was appointed as the king. In some parts of the Hittite law, men were of more priority than women, and this is a consequence of the patriarchal society in the Hittites. In addition to this, women also have a dowry called "iwaru". The married woman takes this dowry to her husband's house. When the woman dies, the dowry inherits her husband or children. If a woman divorces her bring away dowery to her father's house. The existence of certain privileges of women in Hittite law, compared to men reveals the view that there is a matriarchal family structure in the Hittites. This situation, BC. III. It is seen as the traces of the native matriarchal family structure in Anatolia in the millennium..
2018-01-01T00:00:00ZKalkolitik Dönemde Yukarı Dicle Vadisi’nde ölü gömme gelenekleri
https://hdl.handle.net/11491/5576
Kalkolitik Dönemde Yukarı Dicle Vadisi’nde ölü gömme gelenekleri
Kalkan, Emrullah
Yukarı Dicle Vadisi, 1900 km uzunluğu ile tüm Mezopotamya boyunca akan Dicle Nehri’nin Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi içerisinde oluşturduğu vadilerden biridir. Ülkemizde bir kalkınma projesi olarak Ilısu Barajı’nın inşasının gündeme gelmesi ile arkeolojik açıdan son 30 yıldır araştırılmaya başlanan vadideki arkeolojik merkezlerin Kalkolitik Döneme ait materyal kültürlerinin bir bölümünü de ölü gömme gelenekleri oluşturmaktadır. Bu geleneğin en karakteristik özelliği vadinin yerel Kalkolitik kültürüne ait olmasının bir getirisi olarak yapıların temelleri ve tabanları altına gömülen urne türü kapların içerisine defnedilen bebek iskeletleridir. Bu ve diğer Kalkolitik materyal kültür geleneği araştırmacılar için vadideki Kalkolitik dönem karakteristiği, kronoloji ve terminoloji problemleri konusunda önemli bilgiler vermektedir.; Upper Tigris River Valley is a river valley of Southeastern Turkey and it has 1900 km lenght and flows throughout the Mesopotamia. This valley has been researched with Ilısu Dam Rescue Project just during last 30 years and the burial customs from Chalcolithic settlement in valley are an important part of Chalcolithic assemblage. The most characteristic archaeological artefacts of this assemblage is infant burial that had been buried under Chalcolithic floores as a local Late Chalcolithic tradition. All of these supplies to understand for researchers the characteristic featues of Chalcolithic assemblage in valley and chronologicalterminological problems about that.
2018-01-01T00:00:00ZParion Antik Kenti Roma Hamamı mezarları ve iskeletlerin osteoarkeolojik değerlendirilmesi
https://hdl.handle.net/11491/5575
Parion Antik Kenti Roma Hamamı mezarları ve iskeletlerin osteoarkeolojik değerlendirilmesi
Yılmaz, Alper; Acar, Emel
Antik Troas Bölgesi’nin kuzeyinde yer alan Parion, Çanakkale İlinin Biga İlçesi, Kemer Köyü, Bodrum Burnu sınırları içerisinde kalmaktadır. Eusebius’a göre Parion MÖ. 709 yılında kurulmuştur. Parion asıl önemine Roma Dönemi’nde ulaşmıştır. Parion Bizans Dönemi’nde de önemini korumaya devam etmiş, uzun yıllar bishopluk merkezi olmuştur. Parion Kent Merkezi’nde yer alan hamam yapıları kentte sosyal hayatın boyutlarını gösteren sivil mimari yapılardır. Parion Roma Hamamı, Parion Tiyatrosu’nun 70 metre doğusunda sahile 150 metre uzaklıkta yer almaktadır. Roma Hamamı kazı çalışmaları sonucunda 2015 yılında praefernium bölümünün kuzeyinde bir adet mezar; 2017 yılında piscinanın doğu duvarı yakınlarında, apodyterium bölümün doğusunda ve praeferniumun yüzey toprağında olmak üzere üç adet mezar; 2018 yılında ise peristili alanda bir adet mezar bulunmuştur. Bizans Dönemi’ne ait mezarlardan 5 iskelet çıkarılmıştır. Mezarlardan çıkarılan iskeletler Parion Antik Kenti Kazı Evi’nde paleoantropoloji çalışmalarının yapılması için düzenlenmiş laboratuvarda temizlik ve onarım çalışmaları tamamlandıktan sonra çalışmaya hazır hâle getirilmiş ve daha sonra yaş, cinsiyet, patolojik durumları ve varyasyonları değerlendirilmiştir. Bu çalışmada arkeolojik değerlendirmeler Alper Yılmaz tarafından antropolojik değerlendirmeler ise Emel Acar tarafından yapılmıştır; Parion where located to the north of the Antic Troas Region, is located in the boundaries of the Biga District of Çanakkale Province, the Kemer Village, and Bodrum Burnu. According to Eusebius, Parion was founded in BC 709. In the Roman period, Parion reached to its real importance. Parion continued to maintain its importance in the Byzantine period as well, and it had been the center of bishop for many years. The baths where located in the Parion City Center are special structures that social life continue. Parion Roman Baths, located 70 meters east of the Parion Theater, 150 meters from the beach. As a result of excavations at the Roman Baths of Parion, it was found a grave to the north of the praefernium section in 2015; a greve to near the eastern wall of piscinan, a grave to east of the apodyterium section and a grave to on the surface soil of praefernium in 2017; a grave in peristyle in 2018. 5 skeletons were removed from the graves that are belonging to the Byzantine Period. For the paleoanthropological analyzes of the skeletons that are removed from the graves, cleaning and repairing work were completed, then, age, sex, pathological conditions and variations were assessed in the laboratory of the Parion excavation house. In this study, archaeological evaluations were carried out by Alper Yılmaz and anthropological evaluations were carried out by Emel Acar.
Bu makale ANARSAN sempozyumunda sunulmuş aynı başlıklı bildirinin tam metnidir
2018-01-01T00:00:00Z