Effect of yearly seasonal changes and meteorological parameters on the severity of pulmonary thromboembolism

Abstract

Aim: There is inadequate knowledge about the relationship between pulmonary thromboembolism and humidity, temperature, and pressure in patients without risk factors for pulmonary thromboembolism. This study investigated whether or not there is an association between the frequency and severity of pulmonary embolism and meteorological parameters. Material and Method: A total of 81 patients who were diagnosed with pulmonary thromboembolism during the years 2009-2011 were included in this retrospective study. Meteorological factors at the time of diagnosis were recorded retrospectively, using data from the Turkish State Meteorological Service. Temperature, atmospheric pressure, humidity, and patient features were evaluated statistically. Results: Twenty-two patients (27.2%) were diagnosed in the spring, while 25 (30.9%) were diagnosed in summer. The incidence of pulmonary thromboembolism was negatively correlated with decreasing humidity (p: 0.001). Pulmonary thromboembolism incidence was higher in moderate atmospheric pressure (p: 0.001). We found no statistically significant relationship between the severity of pulmonary embolism and meteorological factors (temperature, atmospheric pressure, and humidity) in patients with or without risk factors for pulmonary thromboembolism. Discussion: We observed that incidence of pulmonary thromboembolism may be higher in spring and summer. Our study demonstrated that there was an association between pulmonary thromboembolism and humidity. Seasonal variations in meteorological parameters should be considered in treatment of patients with pulmonary thromboembolism but no known risk factors. © 2017, Derman Medical Publishing. All rights reserved.

Amaç: Pulmoner tromboemboli için risk faktörü olmayan hastalarda pulmoner tromboemboli ile nemlilik, sıcaklık, basınç arasındaki ilişki hakkında sınırlı bilgi mevcuttur. Bu çalışma; pulmoner tromboemboli için risk faktörü olan ve olmayan hastalarda pulmoner tromboembolinin sıklığı şiddeti ile meteorolojik faktörler veya mevsimsel değişkenlikler arasında ilişkisi olup olmadığını araştırmıştır. Gereç ve Yöntem: 2009-2011 yılları arasında 81 pulmoner tromboemboli tanısı alan hasta bu restrospektif çalışmaya alındı. Tanı anın-daki meteorolojik faktörler geriye dönük olarak Meteoroloji Genel Müdürlü-ğü verileri kullanılarak kaydedildi. Sıcaklık, atmosferik basınç, nemlilik ve has-ta özellikleri istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: 22 hasta (%27.2) ilkbaharda, 25 (%30.9) hasta yaz mevsiminde tanı almıştı. Pulmoner tromboemboli sıklığı düşük nem düzeyleriyle negatif ilişkideydi (p: 0,001). Orta düzeydeki atmosferik basınçta pulmoner tromboemboli sıklığı daha yüksekti (p: 0,001). Pulmoner tromboemboli için risk faktörü olan ve olmayan hastalar-da meteorolojik faktörlerle (sıcaklık, basınç ve nem değerleri) pulmoner tromboemboli şiddeti arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Tartışma: İlkbahar ve yaz mevsiminde pulmoner tromboemboli sıklığı daha fazla olabilir. Çalışmamız gösterdi ki; nemlilik ile pulmoner tromboemboli arasında ilişki vardır. Bilinen risk faktörü olmayan pulmoner tromboemboli hastalarına yaklaşımda mevsimsel değişimler akılda tutulmalıdır.