Selçuklu-Haçlı münasebetleri 1097-1192
Citation
Özalp, Cemil Haluk. (2021). Selçuklu-Haçlı münasebetleri 1097-1192. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hitit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim DalıAbstract
ÖZALP, Cemil Haluk. Selçuklu Haçlı Münasebetleri 1097-1192, (Yüksek Lisans Tezi), Çorum.2020. 1095'te Fransa'nın Clermont şehrinde Papa II. Urbanus tarafından başlatılan Haçlı Seferleri'nde 1190 yılına kadar Anadolu Selçukluları'nın hüküm sürdüğü Türkiye toprakları Kudüs'e uzanan yolda önemli bir geçiş noktası idi. 1096'da Anadolu'ya geçen Halkın Haçlıları olarak bilinen grup, kolayca Selçuklular tarafından imhâ edildiler. Ancak daha sonra gelen profesyonel ordu, Anadolu Selçuklu başkenti İznik'i Doğu Roma'nın da yardımı ile ele geçirdiği gibi, Eskişehir'de de Selçuklu ve Danişmend'li ordusunu mağlup etti. Bu olaylardan yaklaşık 4 yıl sonra Kudüs'teki kardeşlerine yardıma giden Haçlıların, 1101 Haçlı Seferleri olarak bilinen seferinde ise Anadolu Selçukluları büyük bir galibiyet elde ettiler. 1144 yılında İmâdüddin Zengî'nin Urfa Haçlı Kontluğu'nu sona erdirmesinden sonra yeni bir Haçlı seferi düzenlendi. Bu kez sefere Alman İmparatoru ve Fransa Kralı büyük orduları ile katıldılar ve Doğu Roma tarafından Anadolu'ya geçirildiler. Daha önceki olaylardan deneyim kazanan Anadolu Selçukluları, önce Eskişehir'de Alman Haçlıları'nı mağlup ederek büyük bir zafer kazandılar. Ardından da Fransızlarla birleşen Almanlar, Antalya limanına giden yollarda yeniden mağlup edildiler. Bundan sonra ise geri kalan Haçlılar'a deniz yolu ile Anatakya'nın Süveydiye Limanı'na gitmekten başka çare kalmadı. Gemilerle gidemeyenler ise Doğu Romalılar tarafından soyuldular. Bu seferin belki de en akılda kalan tarafı ise bu Haçlıların Anadolu Selçukluları tarafından karınlarının doyurularak, giydirilmeleri oldu. 3.000'e yakın Haçlı'nın bu şekilde Müslüman olması ise Haçlı seferlerine farklı bir anlam yükledi. Selahaddin Eyyubi'nin 1187 yılında Kudüs'ü fethetmesi ile gerçekleşen Üçüncü Haçlı Seferi esnasında Fransız ve İngilizler deniz yolunu seçerken Almanlar yine Anadolu üzerinden Kudüs'e ulaşmaya çalıştılar. Bu sırada Selçuklular'ın kudretli sultanı II. Kılıcarslan, yaşlandığı için oğulları arasında başlayan taht kavgaları ile uğraşmış, Haçlılarla mücadeleye gereken önemi verememişti. Ancak buna rağmen Alman Haçlıları ile gerilla savaşı yaparak onları yıpratmaktan da geri kalmadı. Konya'yı işgal etmelerine rağmen, burada fazla oyalanmayan Alman Haçlılar da zorlu bir yolculuktan sonra Silifke Çayı'na ulaşdılar. Burada İmparator I. Frederich'in boğularak ölmesi, Üçüncü Haçlı Seferi'nin Anadolu'daki bölümünü de sonlandırdı. Bundan sonra ise Haçlılar bir daha Anadolu topraklarından geçmeye çalışmadılar, deniz yolu ile Suriye ve Mısır üzerine yapacakları Haçlı seferlerinin planladılar. ÖZALP, Cemil Haluk. Seljuks Crusades Relations 1096-1192, (Master Thesis), Çorum, 2020. In 1095, Pope II in Clermont, France. Urbanus until the Crusades launched by the Anatolian Seljuks ruled in 1190 that the territory of Turkey has been an important transit point on the road to Jerusalem. The group known as the Crusaders of the People who passed to Anatolia in 1096 was easily destroyed by the Seljuks. However, the professional army that came later, captured the Anatolian Seljuk capital Iznik with the help of Eastern Roman, and defeated the Seljuk and Danishmend army in Eskişehir. About 4 years after these events, the Anatolian Seljuks achieved a great victory in the campaign known as the Crusades of 1101, when the Crusaders went to help their brothers in Jerusalem. In 1144, after İmâdeddin Zengî ended the Crusader County of Urfa, a new Crusade was organized. This time, the German Emperor and the King of France joined the expedition with their great armies and were transferred to Anatolia by Byzantium. The Anatolian Seljuks, who gained experience from previous events, won a great victory by defeating the German Crusaders in Eskişehir first. Then, the leftover Germans, who joined with the French, were defeated on the roads leading to Antalya harbor. After that, the remaining Crusaders had no choice but to go to the Suwaydiye Port of Anatakya by sea, and those who could not go by ships were robbed by the Eastern Roman soldiers. Perhaps the most memorable aspect of this expedition was that these poor Crusaders were fed and clothed by the Anatolian Seljuks. The fact that nearly 3,000 Crusaders became Muslim in this way gave a different meaning to the Crusades. During the Third Crusade, which took place with the conquest of Jerusalem by Saladin Ayyubi in 1187, while the French and British chose the sea route, the Germans again tried to reach Jerusalem through Anatolia. Meanwhile, the mighty sultan of the Seljuks II. Kılıcarslan struggled with the throne fights between his sons as he was getting old, and could not give the necessary importance to the struggle with the Crusaders. However, despite this, he did not hesitate to wear them down by making guerrilla warfare with the German Crusaders. Although they occupied Konya, the German Crusaders, who were not voted much here, also reached the Silifke Stream after a difficult journey. Here, the drowning of Emperor Frederich I ended the Anatolian part of the Third Crusade. After that, the Crusaders did not try to cross the Anatolian lands again, they tried to prepare the plans of the Crusades to Syria and Egypt by sea.
URI
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=8tbPippmWV_b-Irrn9YEAozkBKJGgOkMYFsD4jxQE48wxHnTtQZEzZ2p--jQfugWhttps://hdl.handle.net/11491/6111