İftira Bir “Kötülük”tür ve “İnsanlık Suçu”dur!
Abstract
Kötülük nedir? Bu, yüzyıllardır sorulagelen bir sorudur. Düşünce tarihinde kendine güçlü bir yer bulan, özellikle teolojinin üzerinde çalıştığı Tanrı eksenli sorulan bu soru, içinden çıkılmaz cevap verilemez bir hal aldığında bile, düşünürler onu çözmek için girişimde bulunmaktan kaçınmamışlardır. Öte yandan Tanrı eksenli bir kötülük sorununun çözümündeki başarısızlıklar tam anlamıyla kavrayamadığımız bir alana ait olduğu içinbelki mazur bile görülebilir. Peki, ya günlük yaşamda her gün karşılaştığımız, el sıkıştığımız, selam verdiğimiz, tebessüm ettiğimiz, sevincimizi, derdimizi kısacası hayatımızı paylaştığımız insanların ekseninde bu soruyu soracak olursak ne tür bir cevap verebiliriz? Burada bilgimizin gücünü aşan, kötülük yapma gerekçesini anlayamadığımız bir alandan bahsetmiyoruz. Burada bahsettiğimiz alan bizzat bizim ürünümüz olan, içinde yaşadığımız, kendimizin belirlediği çevredir. Kendi çevremizde bizzat insan eliyle yapılan “kötülük nedir?” sorusu, günlük yaşam deneyiminde kötü olan kişinin kendisinin de becerikli bir şekilde cevaplayabildiği ve öteki üzerinden tanımladığı bir eyleme biçimini açığa çıkarmaktadır. Üstelik kötülüğün açığa çıkışı bile bizim içsel deneyimimizden hareketle olur, biz onu ancak bize bir şey çarptığında fark ederiz ve içselleştirerek izini süreriz. Bu çalışmanın konusu buradan hareketle iki aşamadan oluşmaktadır. İlki, insan eliyle yapılan, yaşadığımız ve bizzat kendimizin kurduğu çevremizde oluşan kötülüğün ne olduğunun sorgusudur. İkincisi ise, iftira ve gıybetin araç olarak kullanılması suretiyle ortaya çıkan kötülüğün, şiddete kadar giden çizgisi ve sıradanlaşmasının nasıl bir insanlık suçu haline geleceğidir. Anahtar Kelimeler: İftira, Kötülük, Kötücüllük, Korsanlık, Arendt. What is evil? This is a question that has been asked for centuries. This question which finds itself a strong place in the history of thought, especially when it’s God-centered on theology, even when it becomes impossible to answer, thinkers did not avoid trying to solve it. On the other hand, because the failures in the solution of the problem of God-centered evil belong to an area that we cannot fully understand, this might be excusable. But then, what kind of answer can we give if we ask this question with regard to people we handshake, greetings, smiles, our love, our friendship, and the people we share our lives with every day in our everyday life? Here, we do not talk about an area beyond our power of knowledge, where we can not understand there a son for doing evil. The area we are talking about here is our own product, the one we live in, the one we define ourselves. What is the evil done by man in this environment that we have created? The question of what is evil, that the person who is evil in his daily life experience can answer himself in a competent manner, opens up a form of action which he defines through the other. Moreover, even the manifest of evil will come forth from our inner experience, we only notice it when we hit something and we inscribe it. The theme of this study is two steps from here. The first one is the question of what is the evil that is made by human hands, that we have experienced, and that we have formed in our own circle. These condone is how the evil that arises as a result of the use of slander as a means of slander, as the line of violence and banality will become a crime of humanity. Keywords: Slander, Evil, Wickedness, Piracy, Arendt.