Trablus’ta Bir Emirlik: Benû Ammâr

Abstract

Haçlılar Urfa ve Antakya’dan sonra Kudüs’te de bir devlet kurmuşlar ve Yakın Doğu’nun kalbine yerleşmişlerdi. Ancak Avrupa ile Doğu Akdeniz arasında köprü olacak bir devlet daha kurmaları gerekiyordu. Trablusşam’da hüküm süren Benû Ammar bu arzularının önündeki en büyük engeldi. Emirliğin başında bulunan Fahrulmülk, izlediği ince politikası ve uzlaşmacı tavrı ile bunu bir müddet gecik-tirse de sonunda Müslümanlar arasındaki bölünmüşlük ve Selçuklu Sultanının daha başka konulara öncelik verip, Trablus’daki Müslümanlara gerekli yardımı sağlayamaması ile emirlik Haçlıların eline geçti ve burada bir Haçlı devleti kurul-du. Dördüncü Haçlı Devleti de kan ve gözyaşı üzerine kurulmuştu. Diğerlerinden farklı tarafı ise emirliğe ait binlerce kitabın olduğu kütüphanenin de yakılmış ol-ması idi. Haçlılar, ele geçirdikleri yeni topraklar ile Müslümanların yurtlarını elle-rinden aldıkları gibi, onların birikmiş kültürel ve ilmi zenginliklerini de yok ediyor-lardı.

The Crusaders established a state in Jerusalem after Urfa and Antakya and settled in the heart of the Near East. However, it was necessary to establish another state that would bridge between Europe and the eastern Mediterra-nean. Banu Ammar, who was ruled in Tripoli, was the biggest obstacle in front of these supplies. Fahrulmulk, who was at the head of the Emirate, delayed this for a while with his subtle policy and compromising attitude, but eventually he was handed over by the emirate crusaders and a Crusader state was established be-cause the Seljuk Sultan could not provide the necessary help to the Muslims in Tripoli. The fourth Crusader state was also founded on blood and tears. The ot-her side of the other was that the library had been burnt, with thousands of bo-oks belonging to the emirate. The Crusaders destroyed their accumulated cultu-ral and scientific wealth, as well as the new lands they captured and the Mus-lims' homes.