Arap milliyetçiliğinin düşünsel temelleri
Özet
Bu çalışmada Arap Milliyetçiliği düşüncesinin hangi koşullarda nasıl şekillendiği ve temelinde neleri barındırdığı incelenecektir. Arap milliyetçiliği üç döneme ayrılarak değerlendirmek mümkündür. İlk dönem I. Dünya Savaşının sonuna kadar olan kısmı kapsamaktadır. Çalışmanın kapsamı ilk dönemdir. Arap dünyasında millet inşa süreci bazı tarihi olaylar ve sorunların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Hayali bir cemaat ve modern dönemin ürünü olan Arap milletinin kökenleri dini ve kültürel bağlara da dayandırılmaktadır. Kültürel milliyetçilik türüyle benzerlik göstermektedir. Arap milliyetçiliğinin Müslüman ve Hristiyan tebaa içerisinde ortaya çıkışının dayanakları ve yeni bir devlet isteği farklıdır. Dönemin Müslüman düşünürleri Osmanlı'nın son dönemde girdiği sürece bir çözüm aramaya girmiştir. Müslümanlar arasında hilafet makamının Araplara geçmesi ve âdem-i merkeziyet düşüncesi 19.yüzyılın sonlarına doğru ağırlık kazanırken, Hıristiyan Araplar arasında müstakil devlet ve millet olma eğilimi veya Avrupalı devletlerden hami tayin etme gibi düşünceler gelişmiştir. Osmanlı İmparatorluğu, asırlar boyunca başta Anadolu toprakları olmak üzere, bugün Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika olarak tanımlanan alanlarda hâkim bir güç olmuştur. Geniş alanda hakimiyet sağlaması, Osmanlı toplumunun çeşitli etnik, dini gruplardan oluşmasını sağlamıştır. "Millet Sistemi" şeklinde bilinen bu toplumsal yapıda Osmanlı üst kimliğinin yanında etnik kimlikten ziyade dini cemaatlerinin kimliği önemlidir. 1798-1801 yılları arasında Fransa'nın Mısır'ı işgal etmesiyle Arap vilayetlerinde milliyetçilik ideolojisi yayılmaya başlamıştır. Mehmet Ali Paşa'nın reformları, Arap vilayetlerin Batılı devletlerle ticari ilişkilerinin gelişimi ve misyonerlik faaliyetleri, Arap kültürel uyanışının başlangıcıdır.19.yüzyılda giderek gücünü kaybeden Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşanan modernleşme süreci millet sisteminin çözülmesine zemin hazırlamıştır. Bu dönemde yaşanan ağır toprak kayıpları ve Balkanlar'da başlayan milliyetçi hareketler, zamanla Arap vilayetlerinde de kendini göstermiştir. 19.yüzyılın sonuna gelindiğinde elde kalan topraklarda yoğun olarak Türkler ve Araplar bulunmaktaydı. Dönemin Osmanlı yönetiminin elde kalan sınırlı toprak parçasını muhafaza etmek adına aldığı kararlar, merkezileştirme politikaları, Arap vilayetlerinde daha önceden de var olan huzursuzlukların artmasına sebep olmuştur. Son olarak I. Dünya Savaşının başlaması ikili ilişkileri çıkmaza sürüklemiştir. Bu bağlamda kültürel bir milliyetçilik türü olarak ortaya çıkan Arap milliyetçiliğinin ortaya çıkışı ve pan-Arapçılık düşüncesinin gelişimi incelenecektir.