Ekolojik krizi kapitalist sistem içerisinde çözme (yeşil kapitalizm) arayışlarına karşı bir alternatif olarak ekososyalizm düşüncesi
Özet
Ekoloji kavramı 1800'lü yıllarda ortaya çıksa da ancak 1900'lü yıllarda biyolojinin bir alt dalı olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Bazı koşullara bağlı olarak bir alt dal olmaktan çıkan ve farklı anlamlar yüklenilen ekoloji kavramı günümüzde artık disipliner bir niteliğe sahiptir diyebiliriz. Ekoloji kavramının bu şekilde bir gelişim göstermesinde en büyük etki ise yaşanan ekolojik krizdir. 20. yüzyılda bölgesel olarak başlayan, giderek derinleşen ve küresel bir sorun haline gelen ekolojik kriz, son yüzyılda insanlığın baş etmek zorunda kaldığı ve gündemi meşgul eden önemli bir sorundur. Ekolojik krizin temel sebebi üzerine birçok tartışma yürütülmektedir. Özellikle 1970'li yıllardan sonra başlayan yeşil düşünce hareketleriyle birlikte küresel iklim değişikliği ve çevre sorunları daha çok gündeme gelmeye başlamıştır. Yaşanan krizin nedenleri ve çözümlerine dair yapılan tartışmalar birçok politik hareketin doğuşuna vesile olmuştur. Bu hareketlerden olan ve iki zıt kutup olarak değerlendirilebilen yeşil kapitalizm ve ekososyalizm hareketleri, bu tezin ana konusunu oluşturmaktadır. Çevre sorunları bir piyasa başarısızlığı olarak değerlendirilmekte ve bu yüzden de mevcut kapitalist sistem içerisinden çıkacak bir çözümün, yaşanan soruna gerçekten çözüm olamayacağı düşünülmektedir. Ancak yeşil kapitalizm bu düşüncelerin aksine çözüm yolunun kendi sistemleri içinden olabileceğini savunmaktadır. Bu sebeple yeşil kapitalizm, kapitalist sistem dahilinde bazı reformist sayılabilecek girişimler ile ekolojik krize çözümler sunmaktadır. Ekososyalizm, çevrecilik anlayışında radikal bir bakış açısına sahip olduğundan yeşil kapitalizmden tamamen farklı bir seyir izlemektedir. Ekososyalizm, ekolojik krizden çıkış için kapitalist sistemin terkedilmesinin de gerekliliğinden bahsetmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, yeşil kapitalizmin ve ekososyalizm düşüncelerinin, ekolojik krize bakış açılarını sergilemek ve hangi görüşün ekolojik krize dair daha gerçekçi, uygulanabilir bir çözüm yolu sunduğunu tartışmaktır. Bu değerlendirme yapılırken ekososyalist bir perspektif ile eleştirel bir yaklaşım sergilenmiştir.