Canlı merkezci çevre etiği çerçevesinde küresel ısınma ve hayvan hakları
Abstract
Günümüzde dünyanın her bölgesinde hissedilen ve tüm canlıların günlük yaşam biçimlerinde hissedilen, etkilerinin boyutu düşünüldüğünde gelecekteki canlı türlerinin var olma haklarını tehdit eden ekolojik krizlerin boyutu gün geçtikçe artmaktadır. Bu etkiler telafi edilemeyecek bir hasar bırakmakta ve doğanın kendi içinde var olan dengesini bozmaktadır. Sanayi devrimiyle birlikte özellikle hissedilmeye başlayan bu krizler sürdürülen üretim-tüketim faaliyetleri ve insanın doğaya egemenliğinin gün geçtikçe artması sonucu doğada yok edici etkiler bırakmaya başlamıştır. İnsanın doğaya gün geçtikçe yabancılaşması sonucu ekosistemlerde önemli değişimler yaşanmıştır. Bu değişimlerden insan ve insanla birlikte doğada yaşamını sürdüren bütün canlılar etkilenmiş, üstelik bu değişimler sonucunda birçok tür çeşitli sebeplerden dolayı yok olmuş veya yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Yaşanılan bu değişimlerin insan faaliyetleri sonucu gerçekleştiği bilinmektedir. İnsanoğlu geçmişten günümüze doğanın kendi için var olduğu düşüncesiyle kendi türünü üstünleştirerek doğada kendi dışında var olan canlı cansız her türlü varlığı kendi menfaatleri uğruna kullanabilmeyi, gerekirse yok etmeyi kendinde hak görmüştür. Bu bağlamda insan ve diğer canlılar arasındaki bu bağ ve insanın doğaya bakış açısı tartışmaya açılmış, etik açıdan insan-doğa ilişkisi sorgulanmaya başlamıştır. Bu çalışma yaşanılan ekolojik krizlerin etkilerinin boyutunu göstermek için hazırlanmıştır ve harekete geçilmemesi halinde gelecekte ne tür senaryoların yaşanabileceğini incelemektedir. Yukarıda bahsedildiği üzere insan-doğa ilişkisi özellikle sanayi devriminden sonra birbirinden oldukça yabancılaşmış bunun sonucunda etik sorunlar meydana gelmiştir. İnsanın doğaya ve diğer türlere bakış açısının değişmemesinin yol açtığı problemler etik açıdan değerlendirilmiş ve günümüzdeki ekolojik krizlere dur denilebilmesi için bu anlayışın bütünüyle değişime uğraması gerektiği, insan ve diğer canlılar arasındaki bu ilişkinin ne şekilde değişime uğraması gerektiği incelenmiştir. İnsani ihtiyaçlar neticesinde sömürülen diğer canlıların hakları eşit gözetilerek, insan dışındaki canlıların yaşam haklarını koruyabilmek ve içsel değerlerini keşfedebilmek için ne gibi düzenlemelerin yapılması gerektiği incelenmiştir. Bu bağlamda canlı cansız doğada bulunan tüm varlıkların içsel değeri benimsenerek, bütüncül bir bakış açısıyla gelecek kuşaklar ve doğanın geleceği için yapılan çalışmalar ve yapılması gerekenler incelenmiştir.