İskilipli Mehmed Âtıf Efendi'nin fıkhî kişiliği (Makaleleri bağlamında)
Abstract
Âtıf Efendi, Osmanlının en buhranlı dönemlerinde yaşamış bir âlimdir. Çalışmalarında devletin ve toplumun sorunlarına değinmiştir. Toplumu içinde bulunduğu durumdan kurtararak ileriye taşıyacak önerilerde bulunmuş, önerilerinde İslâmcı yaklaşımı savunmuştur. Âtıf Efendi, devletine sahip çıkmaları ve birlik olmaları hususunda halkı bilinçlendiren yazılar kaleme almıştır. Donanma cemiyeti yararına kaleme aldığı Nazar-ı Şerîatte Kuvve-i Berriyye ve Bahriyye'nin Ehemmiyet ve Vücûbu adlı eseri ile takdirname almıştır. Medreselerin ıslah çalışmalarında yer alan Âtıf Efendi, ilim dünyasındaki donukluğun nedenlerini açıklamış, çözüm önerilerinde bulunmuştur. İlme gereken değer verilmediği müddetçe toplumun ileriye gidemeyeceğini ve gerilemeye maruz kalacağını belirtmiştir. Âtıf Efendi, İslâm'ı medeniyetin önünde engel olarak gören yaklaşımlara karşı mücadele etmiş, gazetelerde ve dergilerde bu konuda ilmî yazılar kaleme almıştır. Âtıf Efendi'nin amacı, İslâm'ı doğru tanıtmak ve onun doğru anlaşılmasını sağlamaktır. Ona göre İslâm'a sarılmak yükselme ve ilerleme, İslâm'dan uzaklaşmak ise gerileme ve çöküş nedenidir. Âtıf Efendi'nin üzerinde hassasiyetle durduğu bazı hususlar şunlardır: İslâm, her dönemin ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte bir dindir. İçtihat, İslâm'ı evrensel ve dinamik kılan unsurlardan biridir. Bu nedenle içtihat kapısı açıktır ve hiçbir zaman kapanmayacaktır. İçtihat anlayışı dinamizme kavuşturulmalıdır. İçtihadın yeniden canlandırılması, toplumda yanlış İslâm algısının önüne geçecek ve İslâm'ın doğru anlaşılmasını sağlayacaktır. Âtıf Efendi, içtihat yeterliliğine sahip müçtehitler yetiştirilmesi gerektiğinin altını çizer. Ona göre Kur'an, her türlü düzenlemede ilim insanlarına yeterli veri sağlayacak nitelikte bir kaynaktır. Düzenlenecek anayasa çalışmalarında ve kanuni düzenlemelerde zamanın ihtiyaçları göz önünde bulundurularak içtihada başvurulmalıdır.