A comparison of three tricuspid annuloplasty techniques: Suture, ring, and band
Access
info:eu-repo/semantics/openAccessDate
2019Author
Lafçı, GökhanÇiçek, Ömer Faruk
Lafçı, Ayşe
Esenboğa, Kerim
Günertem, Eren
Kadiroğulları, Ersin
Çağlı, Kerim
Metadata
Show full item recordAbstract
Background: This study aims to compare three different tricuspid annuloplasty techniques using suture, ring, and band. Methods: Between January 2010 and December 2015, a total of 231 consecutive patients (78 males, 153 females; mean age 50.3±15.9 years; range, 34 to 66 years) who underwent tricuspid valve annuloplasty using three different techniques were retrospectively analyzed. Tricuspid valve r epair w as p erformed w ith d e Vega a nnuloplasty t echnique (n=62, 26.8%), flexible ring (n=76, 32.9%) or Teflon strip (n=93, 40.3%). Postoperative data including vital signs, echocardiographic reports, functional status, and the rate of re-do surgeries were recorded. Results: Cardiopulmonary bypass times were statistically significantly shorter in the de Vega annuloplasty group (p<0.001). There was no significant difference among the groups in terms of the in-hospital mortality. Late postoperative tricuspid regurgitation grades, systolic pulmonary artery pressure, and right atrial diameters showed significant improvements, compared to baseline, in ring and strip annuloplasty groups. Conclusion: Our study results demonstrate that suture-based approaches should be avoided. Instead of performing routine tricuspid ring annuloplasty, Teflon strip annuloplasty may be considered an alternative method in most cases, particularly due to controversy in selection of true ring size and high cost of this surgical material in the real-life setting. Amaç: Bu çalışmada sütür, halka ve bant ile üç farklı triküspid anüloplasti tekniği karşılaştırıldı. Çalışma planı: Ocak 2010 - Aralık 2015 tarihleri arasında, üç farklı teknik ile triküspid kapak anüloplastisi yapılan toplam 231 ardışık hasta (78 erkek, 153 kadın; ort. yaş 50.3±15.9 yıl, dağılım, 34 to 66 yıl) retrospektif olarak incelendi. Triküspid kapak tamiri de Vega anüloplasti tekniği (n=62, %26.8), esnek halka (n=76, %32.9) veya Teflon strip (n=93, %40.3) ile yapıldı. Vital bulgular, ekokardiyografi raporları, fonksiyonel statü ve yeniden cerrahi oranı dahil olmak üzere ameliyat sonrası veriler kaydedildi. Bulgular: Kardiyopulmoner baypas süreleri, de Vega anüloplasti grubunda istatistiksel olarak anlamlı düzeyde daha kısa idi (p<0.001). Gruplar arasında hastane içi mortalite açısından anlamlı bir fark yoktu. Halka ve strip anüloplasti gruplarında geç ameliyat sonrası triküspid yetmezliği dereceleri, sistolik pulmoner arter basıncı ve sağ atriyum çapları başlangıca kıyasla anlamlı düzeyde düzelme gösterdi. Sonuç: Çalışma sonuçlarımız, sütür bazlı yaklaşımların terk edilmesi gerektiğini göstermektedir. Bilhassa uygun halka boyutunun seçimine ilişkin tartışmalar ve gerçek yaşamda bu cerrahi materyalin yüksek maliyeti nedeniyle, triküspid halka anüloplastinin rutin uygulanması yerine, birçok olguda Teflon strip anüloplasti alternatif bir yöntem olarak düşünülebilir.
Volume
27Issue
3URI
https://doi.org10.5606/tgkdc.dergisi.2019.17474https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpNNU1ETTNOdz09
https://hdl.handle.net/11491/7587