Kelami, felsefi ve tasavvufi açıdan kader (Fahreddin er-Râzî, İbn Sînâ ve İbnü'l-Arabî örneğinde bir karşılaştırma)
Abstract
Kader meselesi Hz. Peygamber döneminden günümüze değin en çok tartışılan problemlerinden biridir. Tartışmanın merkezinde belirlenmiş kader ve insan özgürlüğü sorunsalı yer almaktadır. Allah ilim, irade ve kudret sıfatları gereği eşyada mutlak hakimiyet sahibidir. Allah'ın mutlak hakimiyeti ile akıl ve irade sahibi insanın fiilleri arasındaki ilişki nasıldır? İnsanın fiillerinin kaynağı Allah mıdır? Yoksa insan mıdır? Kaynak Allah ise insanın fiillerinde sorumluluğu var mıdır? Eğer kaynak insansa Allah'ın mutlak yaratıcı ve hakimiyet sahibi olmasının cevabı nedir? Kader meselesi kelam ilminin konularından olmasına rağmen İslam düşüncesinde tasavvuf ve felsefe alanlarında da tartışılmış ve bu alanların düşünürleri meseleye dair farklı değerlendirmeler ortaya koymuştur. Bu farklılıkları ötekileştirilmek veya tekfir edilmek yerine İslami düşüncenin zenginliği olarak kabul edilmelidir. Zira kelam, tasavvuf ve felsefe kendine özgü yöntem ve teknikleri olan disiplinlerdir. Düşünürler kader meselesini değerlendirirken temsil ettikleri alanlarının metotları doğrultusunda özgün değerlendirmeler yapmışlardır. Bu üç disiplininin önemli temsilcileri olarak görülen, Fahreddin er-Râzî, İbn Sînâ ve İbnü'l-Arabî'nin kader anlayışlarını tespit ve karşılaştırma amacını taşıyan çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır: Birinci bölümünde Fahreddin er-Râzî, İbn Sînâ ve İbnü'l-Arabî'nin İslam düşüncesindeki yeri ve metotlarına yer verilmiştir. İkinci bölümde kader meselesine dair kavramların analizi yapılmıştır. Ayrıca ilm-i kelamda yer alan bazı ekollerin kader meselesine dair açıklamaları ortaya konulmuştur. Üçüncü bölümde Fahreddin er-Râzî, İbn Sînâ ve İbnü'l-Arabî'nin kader, insan fiileri, kesb, insanın hürriyeti ve sorumluluğu meselelerine dair değerlendirmeleri açıklanmış, her bir düşünürün kader problemine dair ortak ve farklı yönleri tespit edilerek aralarında mukayese gerçekleştirilmiştir. Çalışmada literatür taraması sonucunda elde edilen veriler bir yandan analiz ve sentez metodu ile değerlendirilirken diğer yandan deskriptif yöntem kullanılmıştır. Kader problemine dair literatürde pek çok çalışma görülmektedir. Fakat Kelam, Felsefe ve Tasavvuf disiplinleri arasında kader konusunun ve Kelam ilmi ile bu disiplinlerdeki düşünürlerin kader meselesine dair görüşlerin kıyaslanması üzerine bir çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle tezin alana katkıda bulunması hedeflenmektedir. Çalışmada düşünürlerin mensup olduğu sisteme göre problemi ele aldığı saptanmıştır. Sistemlerin içindeki farklı metotlar, düşünürlerin mesele hakkında farklı düşüncelerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu farklılıklar içinde düşünürler kader-kazâ-irade olgularının ve insanın fillerinde özgür olduğu sonucunun kısmen veya tamamen kabul etmişlerdir. Fahreddin er-Râzî, İbn Sînâ ve İbnü'l-Arabî'nin kader görüşleri, Kelam alanındaki temel kader anlayışları ile Mu'tezile, Cebriye, Eşârîlik ve Matüridiliğin yaklaşımları arasında kesişen ve ayrışan yönler tespit edilmiş ve bunların değerlendirmesi yapılmıştır.