Yazar "Özünel, Leyla" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çorum Bölgesi kan bağışçılarında HBsAg, anti-HCV, HIV ve VDRL seropozitiflik oranları(Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, 2015) Güreser, Ayşe Semra; Özçelik, Semra; Boyacıoğlu, Zehra İlkay; Özünel, Leyla; Yıldız, Ünver; Taylan Özkan, Hikmet AyşegülAmaç: Bu çalışmanın amacı, bir orta Anadolu şehri olan Çorum’da; kan bağışçılarında bakılması zorunlu enfeksiyon göstergeleri olan hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), hepatit C virüsü antikoru (anti-HCV), insan immün yetmezlik virüsü (HIV1 /2) antijen/antikoru ve Venereal Hastalık Araştırma Laboratuvarı (VDRL) testlerinin pozitif olma sıklığını ve yıllara göre dağılımını saptamaktır. Yöntemler: Ocak 2008-Eylül 2013 tarihleri arasında Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Transfüzyon Merkezine başvuran 13.780 kan bağışçısı örneği retrospektif olarak HBsAg, anti-HCV, HIV 1/2 antijen/antikoru ve VDRL bulguları, yıllara ve cinsiyete göre dağılımı açısından sorgulandı. HBsAg, anti-HCV, HIV 1/2 testleri kemilüminesan mikropartikül enzim immünassay yöntemi (Architect, Abbott Diagnostics cihazı-ABD; Abbott Diagnostics kitleri HBsAg İrlanda, anti-HCV-Almanya, HIV Ag/Ab Combo-Almanya) ile çalışıldı. HIV pozitifliği saptanan bağışçı örnekleri Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı’nda, western blot (WB) yöntemi ile doğrulandı. Sifiliz tarama testleri ise VDRL (Plasmatec Laboratory Products- İngiltere) yöntemi ile değerlendirildi. Bulgular: 13.780 kan bağışçısının 856 (%6,2)’sı kadın, 12.924 (%93,8)’ü erkek olup, yaşları 18-60 arasında değişmekteydi. Bağışçıların 136 (%0,99)’sında HBsAg, 47 (%0,34)’sinde anti-HCV, 11 (%0,08)’inde HIV 1/2 ag/ab ve 12 (%0,09)’sinde VDRL pozitif olarak bulunmuştur. HIV 1/2 ag/ab pozitifliği belirlenen örnekler WB ile negatif olarak saptanmıştır. HBsAg kadın bağışçıların altı (%0,7)’sında, erkek bağışçıların 130 (%1,01)’unda, VDRL kadın bağışçıların üç (%0,35)’ünde, erkek bağışçıların dokuz (%0,07)’unda pozitif olarak belirlenmiştir. Anti-HCV ve HIV 1/2 ag/ ab testleri tüm kadın bağışçılarda negatifken erkek bağışçılarda sırasıyla 47 (%0,36) ve 11 (%0,09) kişide pozitif bulunmuştur. HBsAg’nin kadın ve erkeklerde saptanma oranları arasında fark olmadığı görülürken (p=0,47), pozitif kadın bağışçı sayısının az olması nedeniyle diğer parametreler için istatistiksel analiz yapılamamıştır. HBsAg pozitiflik oranlarında 2012 ve 2013 yıllarında, sifiliz pozitiflik oranlarında ise 2010 yılı sonrasında azalma olduğu görülmüştür. Sonuç: Transfüzyon Merkezimizde alınan; donör sorgulama formunun etkin bir şekilde doldurulması ve donör seçim kriterlerine titizlikle uyulması gibi önlemler nedeniyle Transfüzyon Merkezimize başvuran kan bağışçılarında saptanan HBsAg, antiHCV, HIV ve VDRL seropozitiflik oranları ülkemizden bildirilen diğer oranlardan düşük olarak bulunmuştur. Bölgesel karşılaştırmaların yapılabilmesi için, ilimiz genelinde Hepatit B, Hepatit C, HIV ve sifiliz seroprevalansı konusunda çalışmalar yapılması yararlı olacaktır.Öğe Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesinde derin trekeal aspirat örneklerinden izole edilen Pseudomonas aeruginosa ve Acinetobacter baumannii suşlarının antimikrobiyal duyarlılık paternlerinin değerlendirilmesi(Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, 2014) Özünel, Leyla; Boyacıoğlu, Zehra İlkay; Güreser, Ayşe Semra; Taylan Özkan, Hikmet AyşegülAmaç: Bu çalışmada 01.07.2012-31.07.2013 tarihleri arasında Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Anestezi Yoğun Bakım Ünitesi'nde yatan ventilatör ilişkili pnömoni hastalarından alınan derin trakeal aspirat (DTA) örneklerinde üreyen Acinetobacter baumannii ve Pseudomonas aeruginosa suşları ve bu bakterilerin antimikrobiyal direnç paternleri retrospektif olarak incelenmiştir. Yöntem: Klinik örnekler %5 koyun kanlı agar, Eosin Methylene Blue (EMB) ve çikolata agar besiyerlerine ekilmiştir. Gram-negatif olup, glukozu fermente etmeyen suşlar VITEK 2 (Biomerieux; France) cihazında tanımlanmıştır. İzole edilen suşların 10 ayrı antimikrobiyal ilaca karşı direnç durumları araştırılmış ve sonuçlar Clinical and Laboratory Standards yorumlanmıştır. Institute (CLSI) standartlarına göre Bulgular: Alınan 238 DTA örneğinin 77 (%32,4)'sinde A. baumannii ve/veya P. aeruginosa üremiş; bunların 53 (%22,3)'ünde A. baumannii, 20 (%8,4)'sinde P. aeruginosa, dört (%1,7)'ünde her iki bakteri birlikte üremiştir. A. baumannii suşlarının kolistin (%1,8) ve tigesiklin (%3,7) dışındaki antibiyotiklere yüksek direnç (%47,1-%92,4) gösterdiği görülmüştür. P. aeruginosa suşlarında ise karbapenem (%70), tigesiklin (%75) ve trimetoprim-sulfametoksazole (%85) yüksek olmak üzere, diğer antibiyotiklere de %45-60 arasında direnç gözlenmiş; yalnızca kolistine duyarlı (%95) bulunmuştur.Sonuç: Non-fermentatif Gram-negatif bakteriler olan Acinetobacter spp. ve Pseudomonas spp.'nin, yeni geliştirilen antimikrobiyal ajanlara karşı hızla direnç geliştirdiği ve bu nedenle tedavi seçeneklerinin gittikçe azaldığı düşünülmektedir.Öğe Çorum’da kistik ekinokokkoz ön tanısı ile başvuran hastaların radyolojik, biyokimyasal ve serolojik analizlerinin değerlendirilmesi(Ankara Mikrobiyoloji Derneği, 2015) Güreser, Ayşe Semra; Özcan, Oğuzhan; Özünel, Leyla; Boyacıoğlu, Zehra İlkay; Taylan Özkan, Hikmet AyşegülKistik ekinokokkoz (KE), Echinococcus granulosus’un neden olduğu bir zoonozdur. Klinik bulgularla hastalığın tanısını koymak zor olduğundan, ek olarak radyolojik ve serolojik yöntemlerin kullanılması gerekmektedir. Bu retrospektif çalışmada, KE ön tanısı konulan hastaların biyokimya, hemogram, serolojik ve radyolojik bulgularının değerlendirilmesi ve epidemiyolojik verilerin incelenerek bölgemizdeki durumun belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya, Ekim 2009-Temmuz 2013 tarihleri arasında Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarına KE ön tanısı ile çeşitli kliniklerden gönderilen 148’i kadın 105’i erkek olmak üzere toplam 253 hasta dahil edilmiştir. Hastaların serumları, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Daire Başkanlığı’nca indirekt hemaglütinasyon (IHA) yöntemiyle çalışılmış, 1/160 ve üzeri titreler pozitif olarak kabul edilmiştir. Çalışmamızda, kadın olguların 23’ü (%15.5) ve erkek olguların dokuzunda (%8.6) olmak üzere toplam 32 (%12.7) hasta seropozitif olarak saptanmış, ancak cinsiyet açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır (X2= 2.72). Seropozitif hastaların yaş aralığı 16-90 yıl (ortalama: 51) olup, 24’ünün (%75) 40 yaş üstü grupta olması istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (X2= 22.45). Seropozitif hastaların tümünde, ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi ile radyolojik bulgular tespit edilmiştir. Ayrıca, IHA testi negatif olmasına karşın, biri kadın biri erkek olmak üzere iki hastanın KE operasyonu geçirdiği ve patolojik olarak tanılarının doğrulandığı görülmüştür. Hastaların %43.8’inin genel cerrahi kliniğine başvurduğu, bunu enfeksiyon hastalıkları (%21.9), gastroenteroloji (%21.9) ve diğer (%12.5) kliniklerin izlediği belirlenmiştir. Seropozitif hastalarının 31 (%96.9)’inde radyolojik olarak karaciğer tutulumu saptanmış; bu hastaların ikisinde (%6.3) aynı zamanda akciğer tutulumu olduğu belirlenmiş, bir hastada (%3.1) ise karaciğer tutulumu olmadan sadece intraperitoneal tutulum rapor edilmiştir. Her ne kadar seropozitif hastaların %50’si (16/32) Çorum ili merkezinde ikamet ediyor olsa da, bu hastaların tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları anlaşılmıştır. Biyokimyasal olarak tanı anında en sık yükselen test GGT (%28) olup, bunu ALT (%16), AST (%16) ve ALP (%13) artışı izlemiştir. Diğer biyokimyasal parametreler normal olarak değerlendirilmiştir. Hemogram parametrelerinde RDW yüksekliği (%29) en sık rastlanılan bulgu olup, bunu hematokrit (%23), hemoglobin (%19) ve MCV (%19) düşüklüğü takip etmiştir. Eozinofi li ise olguların %19’unda gözlenmiştir. Sonuç olarak, bölgemiz için halen önemli bir halk sağlığı problemi olan KE’un klinik bulgularının diğer sistem patolojileri ile karışabilmesi nedeniyle, tanıda klinik, radyolojik, serolojik ve biyokimyasal bulguların birlikte değerlendirilmesi yararlı olacaktır.