Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Şen, Fatma" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Cardiac tamponade as the first clinical sign of gastric adenocarcinoma: A rare condition
    (Turkish Society of Cardiology, 2014) Arısoy, Arif; Memiç, Kadriye; Karavelioğlu, Yusuf; Şen, Fatma
    Cardiac tamponade originating from a primary gastric cancer (GC) is a rare condition. Patients are generally asymptomatic until the disease is advanced. We report a rare patient with cardiac tamponade as the first manifestation of primary GC. A 46-year-old male was admitted with progressive dyspnea. Cardiac tamponade was diagnosed on two-dimensional ultrasonographic echocardiography. Pericardiocentesis yielded 1500 ml of bloody fluid. Pericardial cytologic examination was positive for malignant cells. The patient underwent abdominal computed tomography scan, which showed thickening of the gastric wall and several mesenteric lymph nodes. Endoscopic examination of the stomach disclosed malignant ulcer along the lesser curvature, and the biopsy showed diffuse type adenocarcinoma. Chemotherapy was initiated by the Oncology Department, and he had no pericardial effusion after six courses of systemic chemotherapy. In conclusion, this is a rare condition and difficult to diagnosis early. Thus, physicians should be aware of malignancy of the stomach when patients present with unexplained cardiac manifestations. © 2014 Türk Kardiyoloji Derne?i.
  • [ X ]
    Öğe
    Complete regression of primary epicardial leiomyosarcoma with single agent doxorubicin in an elderly patient
    (2013) Karavelioğlu, Yusuf; Arısoy, Arif; Şen, Fatma
    Soft tissue sarcomas are uncommon malignant mesenchymal neoplasms; however, they remain the second most frequent primary tumours of the heart. The most common of which is angiosarcoma, representing about 37% of cardiac sarcomas, whereas leiomyosarcoma is an extremely rare mesenchymal tumour of the heart and accounts for only 9% of all cardiac sarcomas.1 Nearly 75% of cardiac leiomyosarcomas originate from the atria and/or pulmonary vessels, with only 7.4% being epi/pericardial in origin.2 Dyspnoea, pericardial effusion, arrthythmia, syncope, chest pain, embolism, and fever are often encountered as presenting signs and symptoms of cardiac leiyomyosarcomas. Currently in literature, there are no wellestablished management guidelines for this, particularly in elderly patients. Surgical interventions may palliate symptoms related to obstruction and embolism, and may prolong survival.3,
  • [ X ]
    Öğe
    Low-dose tissue plasminogen activator in the treatment of a massive pulmonary thromboembolism in a colon cancer patient treated with bevacizumab: a case report
    (Spandidos Publications, 2014) Şen, Fatma; Karavelioğlu, Yusuf; Arısoy, Arif
    The current study describes the fibrinolytic treatment of a patient exhibiting an acute massive pulmonary thromboembolism, who was also receiving a bevacizumab-based combination regimen for metastatic colon cancer. The administration of bevacizumab has been associated with an increased risk of venous thromboembolic events and bleeding in cancer patients. However, there is insufficient data regarding the safety and activity of thrombolytic agents in cancer patients receiving bevacizumab-based therapy. In the present case, despite the increased risk of bleeding, low-dose and prolonged tissue plasminogen activator infusion was effectively and reliably applied to treat a massive pulmonary embolism, which resulted in hemodynamic instability in the patient. © 2014, Spandidos Publications. All rights reserved.
  • [ X ]
    Öğe
    Onkoloji Hastalarında Hiponatremi Sıklığı ve Sağ Kalımla İlişkisi
    (2014) Şen, Fatma; Çiftçi, Rumeysa; Erdemli, Hacı Kemal; Kocabaş, Ramazan; Kılıç, Leyla; Bozbey, Hamza Uğur; Zobacı, Ethem; Zorlu, Musa; Yıldız, İbrahim
    Amaç: Hiponatremi; asemptomatik seyredebilen, birçok hastalıkla birlikte bulunabilen nörolojik bozukluklara yol açarak mortalite hızını arttırabilen bir klinik durumdur. Kanser hastalarında kanserin kendisine ya da tedavisine bağlı olarak hiponatremi görülebilmektedir. Bu çalışmada onkoloji hastaları ile dahiliye kliniğine başvuran bireyler arasında hiponatremi görülme oranının karşılaştırılması ve hiponatremi varlığının sağ kalımla ilişkisinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Retrospektif çalışmamıza 01.05.2012-13.2.2013 tarihleri arasında Hitit Üniversitesi Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dahiliye Kliniği'ne başvuran bireylerden sodyum düzeyi ölçülmüş olan 2025 kişi ile, Onkoloji Kliniği'ne başvuran ve sodyum düzeyi ölçülmüş 583 hasta dahil edildi. Serum sodyum düzeyleri iyon selektif elektrot yöntemi ile çalışıldı. Merkezimizde sodyum için kullanılan referans aralığı 134-148 mmol/L'di. Serum sodyum düzeyi?133 mmol/L değerler “hiponatremi” olarak değerlendirildi. İstatistiksel analizlerinde Ki-kare testi ve Mann-Whitney U testleri kullanıldı. Sonuçlar medyan (minimum-maksimum) veya % değerler olarak verildi. Hiponatremi varlığının sağkalımla ilişkisi incelendi. Bulgular: Dahiliye kliniğine başvuran 2025 (Erkek/Kadın: 772/1253) bireyin 141'inde (%6.96), onkoloji kliniğine başvuran 583 (Erkek/Kadın: 283/300) bireyin ise 70'inde (%12.01) hiponatremi saptandı (Kikare testi, X2 =14.817, df-=1, p=0.0001). Onkoloji grubundaki hiponatremik erkeklerin [130 (111.0- 133; n=45) mmol/L] dahiliye grubundaki hiponatremik erkeklere [132 (115-133; n=77) mmol/L] kıyasla serum sodyum düzeyleri daha düşük bulundu (p=0.0066). Hiponatremisi olan bayan hastaların sodyum düzeylerinin karşılaştırılmasında gruplar arasında anlamlı bir farklılık izlenmedi (p=0.18). Onkoloji hastalarında hiponatremi varlığı sağ kalımda belirgin kısalmaya neden oldu (p<0.001). Hiponatremisi olan kanser hastalarında cinsiyet, 70 yaş altı ve üstü olmak, performans skorunun düşük veya yüksek olması sağ kalımı değiştirmedi. Sonuç: Hiponatremi, onkoloji hastalarında genel dahiliye hastalarına göre daha sık görülmektedir. Hiponatremi saptanan hastalarda sağ kalımın hiponatremi saptanmayan hastalara göre azaldığı gösterilerek, onkoloji hastalarının yönetiminde serum sodyum düzeyi takibinin önemli olduğuna dikkat çekilmiştir.

| Hitit Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Çorum, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim