Yazar "Alay, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Patnos Devlet Hastanesine başvuran hastalarda HBsAg, anti HCV, HIV Ag/Ab ve anti HBs seropozitifliğinin araştırılması(Hitit Üniversitesi, 2019) Alay, Murat; Özbek, ÖzlemBu çalışmada, Ağrı iline bağlı Patnos ilçesinde bulunan devlet hastanesine 01/06/2018-31/08/2018 tarihleri arasında başvuran 2971'i kadın 1492'si erkek olan toplam 4463 hastanın dosya kayıtlarındaki HBsAg, anti HCV, anti HBs ve anti HIV Ag/Ab test sonuçları retrospektif olarak incelendi. Hastalardan elde edilen bu parametre sonuçlarının hastalara ait bazı demografik bilgilere (Başvuru tarihi, yaş aralığı, cinsiyet, kan grubu, Rh faktörü, poliklinik türü, ayakta tedavi veya yatarak tedavi görmesi) göre dağılımı ve aralarında önemli bir ilişki olup olmadığı SPSS (ver. 22) yazılım programı ile Pearson Ki kare testi uygulanarak araştırıldı. Araştırmaya dâhil edilen 4451 vakanın %66,5'i (n = 2962) kadın, %33,45'i (n = 1489) erkek hastalardan oluşmaktadır. Toplamda incelenen 4451 indeks vakada HBsAg pozitifliği başvuru tarihlerine göre %2,44, yaş aralığına göre %2,44, cinsiyete göre kadın hastalarda %1,9, erkek hastalarda %3,6, kan gruplarına göre %1,8, Rh faktörüne göre Rh (+) olan hastalarda %1,92, Rh (-) olan hastalarda %0,9, poliklinik türüne göre %2,46, ayakta tedavi gören/yatarak tedavi görme şekline göre ayakta tedavi görenlerde %2,78, yatarak tedavi görenlerde %1,60 olarak gözlendi. Anti HCV pozitifliği başvuru tarihlerine göre %0,88, yaş aralığına göre %0,88, cinsiyete göre kadın hastalarda %0,77,erkek hastalarda %1,1, kan gruplarına göre %0,5, Rh faktörüne göre Rh (+) olan hastalarda %0,84, Rh (-) olan hastalarda %1,2, poliklinik türüne göre %0,89, ayakta tedavi gören/yatarak tedavi görme şekline göre ayakta tedavi görenlerde %1,16, yatarak tedavi görenlerde %0,17 olarak tespit edildi. Anti HBs pozitifliği başvuru tarihlerine göre %35,94, yaş aralığına göre %35,94, cinsiyete göre kadın hastalarda %30,48, erkek hastalarda %46,78, kan gruplarına göre %31,4, Rh faktörüne göre Rh (+) olan hastalarda %31,3, Rh (-) olan hastalarda %32,1, poliklinik türüne göre %35,9, ayakta tedavi gören/yatarak tedavi görme şekline göre ayakta tedavi görenlerde %40,9, yatarak tedavi görenlerde %25,4 olarak saptandı. Anti HIV Ag/Ab pozitifliği başvuru tarihlerine göre %0,12, yaş aralığına göre %0,12, cinsiyete göre kadın hastalarda %0,13, erkek hastalarda %0,1, kan gruplarına göre %0,17, Rh faktörüne göre Rh (+) olan hastalarda %0,19, Rh (-) olan hastalarda %0, poliklinik türüne göre %0,12, ayakta tedavi gören/yatarak tedavi görme şekline göre ayakta tedavi görenlerde %0,1, yatarak tedavi görenlerde %0,17 olarak gözlendi. Pearson Ki kare testi sonucuna göre, HBsAg pozitifliği ile başvuru tarihleri, kan grupları ve Rh faktörü arasında; anti HCV pozitifliği ile kan grupları, cinsiyet ve poliklinik türü arasında; anti HBs ile başvuru tarihleri, yaş aralığı, cinsiyet ve poliklinik türü arasında ve anti HIV Ag/Ab ile tüm demografik bilgiler arasında önemli bir ilişki bulunmadığı sonucuna varıldı. Buna karşın Pearson Ki kare testi sonucuna göre HBsAg pozitifliği ile yaş aralığı, cinsiyet, poliklinik türü ve ayakta tedavi veya yatarak tedavigörme şekli arasında; anti HCV ile yaş aralığı, Rh faktörü, ayakta tedavi veya yatarak tedavi görme şekli arasında; anti HBs ile başvuru tarihleri, yaş aralığı, cinsiyet, poliklinik türü veayakta tedavi veya yatarak tedavi görme şekli arasında önemli ilişki olduğu ve birbirlerinden bağımsız olmadıkları yargısına varıldı. Sonuç olarak hastalıkların ortaya çıkmadan önlenmesi toplumumuz açısından hem ekonomik hem de sosyal açılardan oldukça önemli bir konudur. Korunma yöntemleri arasında HAV ve HBV gibi aşı geliştirilmiş olan hastalıklar için aşı yapılmasının hastalıkların önlenmesi açısından önemi açıklanmalı ve erken yaşlarda aşı takvimine uygun olarak aşı yaptırılması konusunda toplumun teşvik edilmelidir. HBV, HCV ve HIV hakkında halkın özelliklede 18-40 yaş grubundaki insanların sağlık eğitimlerine önem verilmesi, bu tip hastalıkların cinsel yolla bulaştıkları dikkate alınarak bütün toplumun güvenli cinsel ilişki konusunda bilgilendirilmesi, yine bulaşıcı hastalıkların salgınını etkileyen faktörlerden birisi olan temizlik ve hijyen konusunda hem kişisel hem de toplumsal düzeyde dikkat edilmesi gerektiği yargılarına varıldı.