Yazar "Keskin, Esra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Doğu Roma İmparatorluğu Dönemi’nde Anadolu’dan Kudüse Uzanan İnanç Yolculuğu(2018) Aktepe, Esra Keskin; Keskin, EsraDoğu Roma İmparatorluğu Döneminde Anadolu toprakları coğrafi ve beşeri özellikleri nedeniyle siyasi, ekonomik, kültürel, askeri ve dinsel anlamda önemli bir bağlantı noktası olmuştur. Batıdan gelen yollar Anadolu üzerinden doğuya doğru ilerlemiştir. Aynı şekilde kuzeyden güneye inen yollar içinde en kısa yollar Anadolu’dan geçmektedir. M. S. 4. yüzyılda Doğu Roma İmparatoru Konstantin’in Hıristiyanlığı devletin resmi dini olarak ilan etmesini müteakip Anadolu toprakları inanca yolculuğun önemli merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Önceleri doğudan çıkan Hıristiyan inancının batıya ve kuzeye doğru yayılmasında ve sonraları da tam ters istikamette, batıdan ve kuzeyden hacı olmak için doğuya doğru dinsel ilerleyişin yönüdür. Hz. Meryem ve Hıristiyanlık dininin yayılmasında önemli roller oynamış olan Aziz ve azizelerin çoğu Anadolu topraklarına gelmiş ve burada yaşamıştır. Hıristiyan inancında hac yolları üzerinde bulunan bu yerleri ziyaret etmek ve belirli ritüelleri yapmak hacı olmanın gereklerinden birisidir. Nihayetinde ise bu yollar, İsa’nın doğduğu ve öldüğü yer olması bakımından en önemli dinsel merkez olan Kudüs şehrine ulaşmaktadır. Anadolu’dan Kudüs’e uzanan hac yolcuğunda, Anadolu üzerinde yer alan önemli merkezlerden bir bölümü bu makalede ele alınmıştır. Bu yerler genelde coğrafi konumları açısından bulundukları bölgede kilit noktası olup, Roma resmi yolunun geçtiği ana akslar üzerinde bulunmaktadır. Aynı zamanda nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu, buna paralel olarak da yapılaşmanın fazla olduğu yerlerdir. Antik dönemlerden itibaren bu şehirler sahip oldukları çeşitli özellikleri nedeniyle kültürel, sosyal, ekonomik ve dinsel anlamda birer cazibe merkezi olmuşlardır. Ancak günümüzde büyük bir çoğunluğu tarihi dokusunu çeşitli nedenlerden ötürü koruyamamıştır.Öğe Erken Hristiyanlık Dönemi’ne ait bir lahit(Hitit Üniversitesi, 2018) Keskin, EsraRoma İmparatorluğu’nda 4. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlığın resmi bir din olarak kabul edilmesini müteakip, yeni dinin kendine özgü sembolik anlatımı hızlı bir şekilde sanatı etkilemeyi başlar. Erken Hıristiyanlık Dönemi sanatı olarak tanımlanan bu dönemin başlangıcında yeni şekillenmeye başlayan ve kuralları belirginleşmemiş olan sanatsal anlatımın ilk örnekleri, henüz geçmişinden kopamamıştır. Bundan ötürü eserlerin bezenmesinde paganizm ve Hıristiyanlığa ait öğelerin birlikte kullanıldığı görülür. Bu döneme ait eserlerin dekore edilmesinde, motif repertuarı aynı olmakla birlikte, bölgesel ve dönemsel beğenilerin farklılığı kompozisyonlarda karşımıza çıkar. Eserin ortaya koyduğu üslup ise atölyeye bağlı olarak değişir. Bu makale kapsamında Erken Hıristiyanlık Dönemi’ne ait Amasya Müzesi’nde bulunan bir lahit ele alınarak, sanatsal ve üslupsal özellikleri bakımından incelenmiş, mevcut verilerin ışığı altında sanat tarihi içerisindeki yeri ortaya konulmuştur. Amasya Müzesi Bahçesi’nde sergilenen lahit, Müze envanter defterine A.83.12.1 numarasıyla kayıt edilmiş olup, Aksalur Köyü’nden, 26.12.1983 tarihinde, satın alma yoluyla Müze’ye getirilmiştir. Monolit olarak, kireçtaşından yapılmış lahit, kapaksızdır. Eserin arka yüzeyinde, alt köşelerde kırılmalar ve tahribat nedeniyle çatlaklar mevcuttur. Eserin ön cephesi bezemeli olup, diğer cepheleri bezemesizdir. Süslemede kabartma ve oyma tekniği birlikte kullanılmış olup, eser yüzeyinde; figüratif, bitkisel, geometrik ve sembolik motiflerden oluşan kompozisyon görülmektedir. İnsan ve hayvan başları paganizmin etkisini, haç motifi ise direkt Hıristiyanlık etkisini yansıtır. Eser yüzeyinde yer alan asma ve sarmaşık motifleri sembolik anlamları nedeniyle erken dönemden itibaren Hıristiyan sanatında yaygın olarak kullanılmıştır. Ancak bu motiflerin yüzyıllar boyunca insanlığın ortak sanat repertuarında olması ve burada pagan figürlerle birlikte kullanılması düşündürücüdür. Bilim dünyasına ilk defa tanıtılacak bu eser ile Amasya İli’nin Erken Hıristiyanlık Dönemi Sanatına ilişkin yeni bilgiler gün ışığına çıkacaktır. Bu bilgiler bölgeye ait sanat üslubunun analiz edilmesi bağlamında yapılacak diğer araştırmalar içinde bir kaynak teşkil edecektirÖğe Orta Çağ’da Bizans el yazmalarında görülen örgü kompozisyonları(Hitit Üniversitesi, 2017) Keskin, Esra; Kaya Zenbilci, İlkgülOrta Çağ’a tarihlenen Bizans el yazmalarında görülen örgü kompozisyonları erken dönemlerden itibaren süsleme amacıyla kullanılmıştır. El yazmalarındaki örgü kompozisyonlarının biçimsel açıdan, çoğu zaman birbirini tekrar ettiği ya da birbirine çok benzediğini görmek mümkündür. Bu özellik, Bizans sanatının özgün karakterini yansıtmaktadır. Burada, Bizans sanatında sıklıkla kullanılan örgü kompozisyonlarının minyatürlü el yazmalarındaki örnekleri ele alınmıştır. Bazı örnekler, üst marjda yer alır, bir metnin giriş sayfasını süsler ve bir geometrik formun etrafında birbirini tekrar ederek diyagonal örgüler oluşturan karmaşık kompozisyonlar meydana getirir. Bazı örnekler ise farklı konuları içeren metinler arasında bir ayraç görevi görür ve ikili ya da üçlü örgülerden oluşan basit ve tipik kompozisyonlar olarak karşımıza çıkar. Bazı örgü motiflerinin bitkisel motiflerle kombinasyon oluşturduğu örnekler de vardır. Araştırmamızda örgü motifleri kategorize edilmektedir. Ele alınan örnekler 11. yüzyıl-15. yüzyıl arasında kaleme alınan el yazmalarındaki örgü kompozisyonlarından oluşmaktadır.