Yazar "Reyhan, Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çevre Sorunlarından Doğan Etik Bir Yaklaşım Olarak Çevre Hakkı Üzerine “Siyasal Ekolojik” Bir Değerlendirme(2020) Reyhan, Hakan; Reyhan, Ayşen SatırÇevre hakkı kavramı, 2.Dünya Savaşı’nın insanların ve doğanın üzerinde yarattığı tahrip edici sonuçları sonucunda gündeme gelen 3. Kuşak haklar (dayanışma hakları) kapsamında değerlendirilmiştir. Diğer bütün insan haklarında olduğu gibi çevre hakkı da etik bir temele dayandırılmıştır. Ancak bu etik kavramı, çevre bilincinin gelişmesine paralel olarak doğal yaşamı da içerisine almakta ve çevre etiği genişliğinde değerlendirilmektedir. Yine çevre etiğinin içeriğinin de “insanı” veya insanın da içinde olduğu “ekosistemi” temeline alan bir bakış açısı ile oluşturulduğunu gözlemlemek mümkündür. Hali hazırdaki çevre hukuku normlarının büyük ölçüde (içinde birbiriyle bağlantılı/birbirine bağlı unsurların olduğu) ekosistem merkezli bir çevre etiğine değil, (beşeriyetin/beşeri sistemlerin odağı olan) insan merkezli bir çevre etiğine dayandığı görülmektedir. İçinde yaşadığımız ekolojik kriz çağında, iklim sorununun yaşam üzerindeki gelecekteki olası yıkıcı etkileri de artık öngörülebildiği için, çevre hakkı normlarının ekosistem merkezli bir şekilde ele alınması gerekmektedir. İnsan da yaşamı itibariyle ekosistemin bir parçası olduğuna göre ve ekosistemlerin geleceği insanların da geleceğini belirlediğine göre, gerçek anlamda insan menfaati de aslında bunu gerektirmektedir. Bununla birlikte, mevzuatlara girmiş olan bütün uluslararası ve ulusal düzeydeki çevre hakkı normlarının, insan merkezci dahi olsa, metin olarak kalmaması, uygulanabilmesi önem taşımaktadır. Oysa özellikle küresel ısınma/iklim değişikliği sorunlarıyla somutlaşan ekolojik krizin gün geçtikçe derinleşiyor olması var olan çevre hakkı normlarının da tam olarak uygulanmadığını göstermektedir. Bu makalede çevre hakkı kavramının oluşum süreci/nedenleri, güncel bir çevre sorunu çözümlemesi yapılarak ele alınmakta ve bu normların hangi çevre etiğine dayandırılabileceği/dayandırılması gerektiği “siyasal ekolojik” bir çerçevede tartışılmaktadır.Öğe Küresel ısınmanın nedenleri, sonuçları, çözümleri üzerine yeni değerlendirmeler(YAYED Yerel Yönetim Araştırma Yardım ve Eğitim Derneği, 2016) Satır Reyhan, Ayşen; Reyhan, Hakanİklim değişiklikleri yeryüzünün var oluşundan beri, doğal döngü çerçevesinde, değişik dönemlerde, farklı şekillerde gerçekleşmiştir. Dünyada buna bağlı olarak ortaya çıkan doğal ve sosyal etkiler; iklim tarihi, çevresel antropoloji ve çevre tarihi araştırmalarında ortaya çıkarılmaktadır. İçinde bulunduğumuz dönemde de iklim değişikliği yaşanmaktadır. Ancak, iklim değişikliğinin asıl nedeni, fosil yakıtların aşırı kullanılması, büyük sanayi kirliliği gibi insani faaliyetlere bağlı olarak gerçekleşen küresel ısınmadır. Atmosferde başta karbondioksit olmak üzere, sera gazlarının artması küresel ısınmaya ve sonucunda iklim değişikliğine yol açmaktadır. Bu makalede öncelikle küresel ısınmanın nedenleri üzerinde durulacak daha sonra ısınmanın yol açtığı doğal ve sosyal sonuçlar ele alınacaktır. Bu çerçevede, doğal sonuçları olarak kuraklık, çölleşme ve sel felaketleri; sosyal sonuçları olarak iklim göçü üzerinde durulacaktır. Son olarak da sorunun çözümü için gerçekleştirilen küresel çözüm perspektifleri genel olarak değerlendirilecektir.Öğe Türkiye’de sağ milliyetçi siyasal düşünce geleneğinde çevre algılaması(Hitit Üniversitesi, 2017) Reyhan, HakanBu makalede, Türk siyasal düşünce hayatında etkili olmuş farklı sağ milliyetçi figürlerden örnekler alınarak Türkiye’de sağ milliyetçiliğin çevre algılaması üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Bununla birlikte; milliyetçiliğin düşünce eylem tarzının oluşmasında genel olarak sağ düşüncenin etkisi de ele alınmaktadır. Sağcı olarak nitelendirilen bütün düşünce biçimlerinin “ortak sağ” duyusu üzerinde durulmuş ve bu duyu-duygu halinin sağ milliyetçilerin çevre algılaması üzerindeki etkileri belirlenmiştir. Ayrıca makalede, Türkiye’nin siyasi düşünce geleneğinde, milliyetçi-muhafazakâr düşüncenin öncülerinden biri olarak kabul gören Nurettin Topçu’nun, sağ düşünce geleneğinden oldukça farklı olan siyasi düşüncesinden bahsedilmektedir