Yazar "Tilkat, Nevfel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Tarihselci metodoloji ekseninde nübüvvetin delillendirilmesinin imkânı(Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Tilkat, Nevfel; Bulut, İsmailKelam ilmi, İslam akaidini temellendirmek için ortaya çıkmış bir ilimdir. Bunu yaparken kendi sistematiği dâhilinde deliller kullanır. Bu delilleri de aklî ve naklî diye iki ana kategoride yapmaktadır. Bu delillerden naklî olanları tartışmalıdır. Mantık ilmi içerisinde naklin içeriği olan haberin doğrudan burhânî delil olmaması sebebiyle itikadın haber üzerinden delillendirilmesi problemli hale gelmektedir. Aynı problem nübüvvet meselesini delillendirirken de ortaya çıkmaktadır. Bu problem modern dönem âlimlerinin de dikkatini çekmiş olduğundan farklı delillendirme yollarına başvuranlar olmuştur. Bunlar arasında Avrupa'da ortaya çıkan tarihselcilik fikrini benimseyenler de olmuştur. Tezin birinci bölümünde istidlal meselesi, klasik kelam literatüründeki delillendirme türleri, modern dönem anlayışları ve bu anlayışlardan olan tarihselcilik düşüncesi ele alınmıştır. Tarihselciliğin yönleri tez kapsamını aşmayacak kadarıyla incelenmiştir. Kelam ulemâsı nübüvveti delillendirirken naklî delilleri çok sık kullanmışlardır. Bu sebeple tezin ikinci bölümü naklî delilleri incelemeye ayrılmıştır. Bu delilleri tehaddî, Kur'ân kıssaları, mucizeler ve hatm-i nübüvvet başlıkları içerisinde ele almak mümkündür. Bu başlıkların içeriği nübüvvet için ne derece delil olabileceği tezimizin ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Bu konuyu incelerken önce mütekaddimûn kelamcıların saydığımız başlıklar içerisinde nübüvveti delillendirmeleri incelenmiştir. Daha sonra bu başlıkların her biri tarihselci metodoloji içerisinde yeniden ele alınmıştır. Bu sayede naklî delil olarak zikredilen bu başlıkların nübüvvet için delil değeri farklı bir metodoloji nazarında göstermeye çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise kelamcıların kullandığı naklî delilin modern dünya nazarında değerinin olup olmadığını ifade edilip yeni metodolojiler karşısında klasik literatürün konumuna değinilmiştir.