Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Dini Yönelimler ve PERMA İyi Oluş Modeli Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma
    (AVES, 2023) Gencer, Nevzat
    Bu çalışmanın amacı dini yönelimler ile PERMA iyi oluş modeli arasındaki ilişkiyi incelemektir. Türkiye’nin farklı bölgelerinden 875 kişinin katıldığı araştırmada “Yeniden Yapılandırılmış Müslüman Dini Yönelim Ölçeği (MROS-R)” ve “PERMA” ölçeğinin yanı sıra cinsiyet, yaşadığı bölge, öznel gelir algısı ve eğitim düzeyine ilişkin anket ölçümleri uygulandı. Değişkenler arası ilişkiyi incelemek için betimsel analizler ve korelasyonel istatistikler (Mann-Whitney U Testi, Kruskal-Wallis H Testi, Spearman Korelâsyon Analizi) kullanıldı. Araştırma sonunda örneklemin dini yönelim ve PERMA iyi oluş modeli düzeylerinin yüksek olduğu saptandı. Katılımcılar en yüksek dini yönelim puanını içsel dini yönelim ölçeğinden, en yüksek iyi oluş puanını ise bağlanma ölçeğinden elde etti. PERMA ölçekleri cinsiyet değişkenine göre farklılaşmazken, içsel dini yönelimin puanları kadınlar lehine anlamlı olarak farklılaştı. Öznel gelir ve eğitim değişkenlerinde dini yönelim ölçekleri ve PERMA iyi oluş ölçeklerinden elde edilen puanlarda gruplar arasında çeşitli düzeylerde anlamlı farklılıklar bulundu. Ancak yaşadığı bölge değişkeninde gruplar arasında anlamlı bir farklılaşma saptanmadı. Araştırma sonucunda sorgulayıcı dini yönelim dışında içsel, dışsal ve katı kuralcı dini yönelim biçimleri ile PERMA iyi oluş modeli alt boyutları arasında pozitif yönde ve anlamlı ilişkiler bulgulandı.
  • Öğe
    Gençlerin Bağlanma Stilleri İle Eş Seçimi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
    (2021) Babahanoğlu, Rasim
    Bu araştırmanın amacı; gençlik merkezlerinden hizmet alan gençlerin bağlanma stilleri ile eş seçmede öncelikleri ve çeşitli sosyodemografik özellikleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırma, nicel desende tasarlanmış olup ilişkisel tarama modelinden yararlanılmıştır. Çalışmanın evreni, Konya Selçuklu ilçesinde bulunan Kılıçarslan ve Talha Bayrakçı Gençlik Merkezlerine gelen gençlerden oluşmaktadır. Basit tesadüfi örnekleme yöntemi ile 608 katılımcının anketleri değerlendirmeye alınmış ve gerekli analizler yapılmıştır. Araştırmada, korelasyon analizi yapılmış olup ve katılımcıların bağlanma stilleri durumu ile eş seçme öncelikleri arasında pozitif yönden bir ilişkinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca, katılımcıların cinsiyet değişkeni ile güvenli bağlanma alt boyutu toplam puan ortalaması arasında anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Kadınların almış oldukları toplam puanın erkeklerinkine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Benzer bir sonuç da eş seçmede öncelikler ölçeğinin toplam puan ortalaması ile katılımcıların cinsiyet değişkeni arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmiştir. Buna göre, kadınların almış oldukları puan erkeklere göre daha yüksek çıkmıştır. Sonuç olarak güvenli bağlanmanın, yaşamın bütün süreçleri üzerinde etkisi olduğu gibi özellikle eş seçimi üzerinde de tesirli olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla, bebeklikten itibaren gelişen ve devam eden bağlanma stilleri, özellikle güvenli bağlanmanın kişi ya da kişilerin gelecekte yapacakları her türlü planların yapılmasında, isabetli ve mantıklı kararların verilmesinde oldukça etkili olduğu varsayılmaktadır.
  • Öğe
    Madde Kullanımı Damgalama Mekanizması Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenirlik Çalışması
    (2021) Babahanoğlu, Rasim; Daşbaş, Serap
    Bu çalışmada, Smith ve arkadaşlarının (2016) geliştirdikleri “Substance Use Stigma Mechanism Scale” adlı ölçeğin Türkçe’ye uyarlanması amaçlanmaktadır. Bu ölçek ile madde kullanım bozukluğu olan bireylerin damgalanma durumlarını öğrenmek veya ölçmek bu çalışmayı önemli kılmaktadır. Çalışma, genel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Ölçeğin geçerliliği için; Kendall Uyuşum Katsayısı, Açımlayıcı Faktör Analizi (AFA), Doğrulayıcı Faktör Analizi (DFA) ile Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Analizi olmak üzere dört farklı analiz uygulanmıştır. Kendall Uyuşum Katsayısı Analizi on uzmandan alınan “uzman değerlendirme raporu” ile değerlendirilmiştir. DFA için toplamda 305 madde kullanım bozukluğu olan bireye ulaşılmıştır. Veriler “Madde Kullanımı Damgalama Mekanizması Ölçeği” ile toplanmıştır. Ölçüt geçerliliği için ise “Pozitif ve Negatif Duygu Ölçeği” uygulanmıştır. Ayrıca ölçeğin güvenirliği için maddelerin istatistiki dağılımı, Güvenirlik Katsayısı (?), Varimax Döndürme Sonrası Değerler ve testi yarılama yöntemlerinden faydalanılmıştır. Uyarlama sürecinde orijinal ölçeğin dil, yapı ve ölçüt geçerliği sağlanmış ve geliştirilen ölçeğin son hali elde edilmiştir. Güvenirlik bakımından elde edilen değerler de ölçeğin iyi derecede olduğunu göstermektedir. Araştırma kapsamında uyarlanan bu ölçek, alkol ve madde kullanım bozukluğu olan bireylere uygulanabilir özelliktedir. Aynı zamanda ölçek, tedavi olamayan, tedavi olmak istemeyen, tedavi olmak isteyen ya da tedavisi devam eden bireylerle madde deneyimi olan bütün popülasyona uygulanabilmektedir.
  • Öğe
    Ergenlerde Rüya Motifleri Ve Dinî Tutum İlişkisi
    (2020) Gencer, Nevzat
    Bu çalışmanın amacı, lise öğrencilerinin rüya motifleri ve dinî tutumları arasındaki ilişkiyi bazı değişkenlere göre incelemektir. Böylece rüyalar ile psikolojik semptomlar arasındaki ilişkiyi test etmenin yanı sıra rüya motifleri üzerinde dinî tutumun bir etkisinin olup olmadığı da ortaya konulmuş olacaktır. Araştırmanın çalışma grubu Çorum il merkezinde bulunan farklı liselerden 316 öğrenciden oluşmaktadır. Veriler araştırmacı tarafından hazırlanan “Kişisel Bilgi Formu”, “Rüya Motifleri Ölçeği” (Yılmaz, 2018) ve “Dinî Tutum Ölçeği” (Ok, 2011) kullanılarak toplanmıştır. Araştırmada, Rüya Motifleri Ölçeğinin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .78, Dinî Tutum Ölçeğinin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı da .85 olarak hesaplanmıştır. Çalışmanın verileri SPSS 16.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Verilerin çözümlenmesinde, Pearson Momentler Çarpımı Korelâsyon Analizi, t testi ve tek yönlü varyans analizinden (ANOVA) yararlanılmıştır. Araştırma bulgularına göre, örneklem tüm alt boyutlarıyla birlikte rüya motifleri ölçeğinin genelinden ortanın altında bir puan elde etmiştir (Rüya motifleri ölçeğinin geneli: X=2.05, gerçek dışılık: X=1.79, şişirilmiş kendilik: X=2.23, kötülük kuruntusu: X=1.89 ve tatminsizlik/doyumsuzluk: X=2.29). Puanların düşük çıkması örneklemin ruh sağlığına ilişkin olumlu ipuçlar vermektedir. Örneklemin toplam dinî tutum düzeyi ise ortanın üzerinde (X=3.95) hesaplanmıştır. Rüya motifleri ölçeği ile alt boyutlardan elde edilen puanlar cinsiyet değişkenine göre farklılaşmazken, toplam dinî tutum puanları anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır. Erkeklerin ortalamaları (X=4.05), kızların ortalamalarına göre (X=3.85) daha yüksek çıkmıştır (p=.01, p<.05). Rüya motifleri ölçeği toplam puanları; aile içi iletişim ve öznel mutluluk algısı değişkenlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmaktadır (p<.05). Sınıf ve akademik başarı düzeyi değişkenlerine göre ise herhangi bir farklılaşma bulunmamaktadır (p>.05). Dinî tutum toplam puanları sınıf, aile içi iletişim ve öznel mutluluk algısı düzeyine göre farklılaşmaktadır. Ancak akademik başarı düzeyine göre dinî tutum puanlarında gruplar arası anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir (p>.05). Araştırma sonucunda, rüya motifleri ile dinî tutum arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır.
  • Öğe
    İmam Hatip Lisesi Öğrencilerinde Okul Aidiyet Duygusu (Çorum Örneği)
    (2019) Gencer, Nevzat
    Temel amacı, imam hatip lisesi (İHL) öğrencilerinde okul aidiyet duygusunun incelenmesi olan bu araştırma, 2018-2019 öğretim yılında Çorum il merkezinde bulunan imam hatip liselerinde öğre-nim görmekte olan 276 öğrenci (145 kız, 131 erkek) üzerinde gerçekleştirilmiştir. Verilerin top-lanmasında Aşlamacı ve Eker tarafından geliştirilen “İHL Okul Aidiyeti Ölçeği” kullanılmıştır. SPSS 16.0 paket programına aktarılan verilerin analizi, betimsel istatistikler ile bağımsız gruplar t testi ve tek yönlü varyans analizi ile yapılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, öğrencilerin okula aidiyet düzeyinin (X=3,51) yüksek olduğu tespit edilmiştir. Cinsiyetlerine göre öğrencilerin okul aidiyet ölçeği puanları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamakla birlikte, erkek öğren-cilerin ortalamalarının kız öğrencilerin ortalamalarına göre daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Ay-rıca ölçekten aldıkları puanlar, öğrencilerin sınıf düzeylerine, ebeveynin eğitim durumuna, ailenin gelirine ve geçmiş öğretim yılı akademik başarı durumuna göre anlamlı bir farklılık göstermezken (p>0.05), İHL tercih sebepleri ve üniversitede okumak istedikleri alanlara göre ise gruplar ara-sında anlamlı farklılıklar bulgulanmıştır.
  • Öğe
    Din Psikolojisi Alanında Türkiye’de Yapılan Lisansüstü Tezler (2012-2018) Üzerine Bir Değerlendirme
    (2018) Gencer, Nevzat
    Araştırma 2012-2018 arasındaki yıllarda din psikolojisi alanı ile ilgili yayımlanmış olan yüksek lisans ve doktora tezlerindeki genel yönelimleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Çalışma çerçevesinde, YÖK Ulusal Tez Merkezi veri tabanı ve İSAM İlahiyat Fakülteleri Tezler Kataloğu veri tabanı taranmış ve 133 yüksek lisans ve 36 doktora tezi olmak üzere toplamda 169 tez incelenmiştir. Çalışmadaki veriler analiz edilirken betimsel istatistik kullanılmıştır. 2012-2018 yılları arasında din psikolojisi alanı kapsamında en fazla tezin Süleyman Demirel Üniversitesi’nden yayımlandığı görülmüştür. Belge/doküman incelemeden sonra tezlerde en fazla tercih edilen çalışma grubunun yerel halk ve yetişkin ve yaşlı bireyler olduğu; veri toplama tekniği açısından en fazla anket tekniğinin, araştırma konusu olarak da pozitif psikoloji konularının, olumlu duygular-değerlerin tercih edildiği belirlenmiştir. Tez kataloğunda ise incelemeye konu olan 169 tez yazar ismi referans alınarak liste halinde sunulmuştur. Araştırmanın son kısmında elde edilen sonuçlar değerlendirilmiş, az çalışılan konular belirtilmiş ve din psikolojisi bilim dalı kapsamında çalışacak olanlara yönelik öneriler sunulmuştur.