Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Analyzing Brand-Level Chips Demand in the United States Using the Multinomial Logit Model(ESKISEHIR OSMANGAZI UNIV, FAC EDUCATION, 2024) Özbağ Keçeci, MerveThis study estimates demand for 52 chip brands using IRI scanner data. The multinomial logit model addresses dimensionality and endogeneity issues in demand estimation. All brands exhibit elastic demand, with ownprice elasticities between -5.0412 and -1.4251, indicating high consumer responsiveness to price changes. Notably, tortilla chip brands are less elastic than potato chip brands. Baked chip brands fall under the category of highly elastic brands. Funyuns has the most elastic demand, while Calidad Triangle has the least elastic demand. Cross-price elasticities (0.0010 to 0.0263), exhibiting the IIA property, indicate that consumers have brand loyalty, as seen by comparisons with own-price elasticities' magnitudes.Öğe The asymmetric effect of renewable and non-renewable energy on carbon emissions in OECD: new evidence from non-linear panel ARDL model(FRONTIERS MEDIA SA, 2023) Şanlı, Devran; Muratoğlu, Yusuf; Songur, Mehmet; Uğurlu, ErginbayThe level of economic income, population density and sources of energy supply is critical in assessing environmental quality. Recent empirical studies paid limited attention to the role of renewable (RE) and fossil energy (NRE) supply in carbon pollution regarding the Environmental Kuznets Hypothesis (EKC). Therefore, this study investigates the asymmetric relationships between carbon emissions and energy sources on the one hand and the environmental Kuznets hypothesis on the other hand for OECD countries, comprising countries with significant renewable energy supplies. The study includes the annual data from 1990 to 2021 and performs panel non-linear ARDL regression. The empirical results clearly show that RE and NRE have asymmetric effects on emissions in the long run but not in the short run. Both positive and negative shocks in RE reduce CO2 emissions in OECD economies, while asymmetric shocks in NRE substantially increase them. Increasing RE supply is clearly effective in reducing emissions. However, unlike most previous studies, this study shows that RE does not significantly reduce CO2 emissions in OECD countries. The error correction term (ect.) in the NARDL model is negative and significant. The magnitude of the term indicates that the system will return to long-term equilibrium about 4.2 years after any shock. Furthermore, we show that the EKC Hypothesis is supported in OECD countries. The turning point of the EKC is at $4085.77 per capita. Besides, regression with Driscoll-Kraay standard errors and Augmented Mean Group (AMG) estimator approach were used for robustness checks. The findings from the robustness check are consistent with the NARDL findings. Policies based on the promotion of a lowcarbon and sustainable green environment should place greater emphasis on renewable resources even in OECD countries. Moreover, while many studies in the literature address asymmetric effects and EKC as energy consumption or utilisation, the novelty of this study is that it approaches the issue regarding energy supply with asymmetric effects for RE and NRE.Öğe Türkiye’de Hisse Senedi Fiyatları İle Reel Döviz Kuru Arasındaki İlişki: Simetrik Ve Asimetrik Nedensellik Analizi(2021) Sertkaya, Burak; Songur, MehmetKüresel piyasaların her geçen gün daha global bir yapıya sahip olması, ülkelerin döviz kurları ve hisse senedi piyasaları üzerinde daha etkili olmaktadır. İzlenen her türlü politika döviz piyasalarına ve hisse senedi piyasalarına doğrudan yansımaktadır. Bu bakımdan her iki piyasada meydana gelen tepkiler ortaya konulan politikaların sonuçları bakımından önem teşkil eder. Hisse senedi piyasaları ile döviz kuru piyasalarında ortaya çıkacak herhangi bir politika değişimi, söz konusu iki piyasaya hızlı bir şekilde yansıyacaktır. Sermaye akımlarına oldukça duyarlı olan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise, döviz kurları ile hisse senedi piyasaları arasında yakın bir ilişki vardır. Bu çalışmada, Türkiye için hisse senedi fiyatları ile reel döviz kurları arasındaki ilişkinin varlığı farklı döviz kuru yaklaşımları çerçevesinde ampirik olarak analiz edilmiştir. Söz konusu ilişkinin varlığı 1996:2-2018:6 dönemi için aylık hisse senedi endeksi ve reel döviz kuru endeksi verileri kullanılarak ele alınmıştır. Çalışmadaki değişkenler arasındaki ilişki, nedensellik sonucuna bağlı olarak karşılaştırma imkânı sunması nedeniyle simetrik ve asimetrik nedensellik testleri ile analiz edilmiştir. Belirtilen ampirik analize göre, değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin farklılaştığı gözlenmiştir. Simetrik analize göre, hisse senedi fiyatları reel döviz kuru endeksinin nedenidir. Asimetrik analize göre, pozitif bileşenlerde değişkenler arasında karşılıklı bir nedensellik ilişkisi vardır. Negatif bileşenlerde ise, değişkenler arasında karşılıklı nedensellik ilişkisi yoktur.Öğe A new explainable robust high-order intuitionistic fuzzy time-series method(Springer, 2021) Koçak, Cem; Eğrioğlu, Erol; Baş, ErenFuzzy time series, based on type-1 fuzzy sets, continue to have a wide range of use in the literature. These methods use only membership values to determine the fuzzy relations. However, intuitionistic fuzzy time series models use both membership values and non-membership values. So it can be considered that the use of intuitionistic fuzzy time forecasting models will be able to increase the forecasting performance because the intuitionistic fuzzy sets have more information than fuzzy sets. Therefore, intuitionistic fuzzy time series models have started to employ for forecasting the real-life series in the fuzzy time series literature. A novel, explainable, robust high-order intuitionistic fuzzy time series forecasting method is proposed based on a newly defined model. In the proposed method, the intuitionistic fuzzy c-means algorithm is used for the fuzzification of observations, and a robust regression method employed for determining fuzzy relations. With the use of robust regression in determining the fuzzy relationships, all inputs of the proposed method can be explainable and they can be tested and commented on statistically. Applications of this study are made by using energy data of Primary Energy Consumption between the years 1965 and 2016 for 23 countries in the region of Europe-Eurasia. The forecasting performance of the proposed method is compared with the performance of some selected benchmarks, and the obtained results are discussed.Öğe Türkiye’de bölgesel gelir dengesizliği: İşgücü başına gelir yakınsaması(Hitit Üniversitesi, 2019) Nal, MustafaTürkiye bölgeleri arasında önemli gelir farklılıkları olan bir ülkedir. Bu durumun zaman içerisinde nasıl değiştiğini yakınsama hipotezi ile test eden çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bu test, bir tarihsel zaman aralığında kişi başına gelirin ampirik analizine dayanmaktadır. Fakat Türkiye’de sosyolojik yapı (aile büyüklüğü, ailede çalışan sayısı, işgücüne katılım oranı vb.) zaman içerisinde değişmektedir. Ayrıca bu yapı Türkiye’nin bölgeleri arasında da farklılık göstermektedir. Ortalama verimliliğin ölçümünde araç değişken olarak kişi başına gelirin kullanımı bu değişimlerin etkisini de içermektedir. Bu çalışmada bölgesel yakınsama işgücü başına gelir değişkeni ile araştırılmıştır. Çalışmada bu alandaki geleneksel yöntem olan doğrusal olmayan en küçük kareler tercih edilmiştir. Analiz 2004- 2017 dönemini kapsamaktadır ve kullanılan tüm veriler TÜİK veri tabanından elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, Türkiye’de 2004 sonrası dönemde bölgesel ve il düzeyinde gelir farklılıkları azalmaktadır. İşgücü başına gelirin yakınsama hızı kişi başına gelirin yakınsama hızından daha yüksektir. Bölgesel farklılıkları yansıtan ilave değişkenle yapılan tahmine göre ise koşullu yakınsama hızı mutlak yakınsama hızından daha yüksektir. Ayrıca ilave değişken ekonometrik tahminin açıklama gücünü artırmıştır. Bu bulgular Türkiye’de 2000 sonrası dönemde sosyal yapıdaki değişmenin ve kentleşme düzeyindeki artışın yakınsama hızını artırdığını göstermektedir. Kadınların işgücüne katılım oranının ve istihdamının teşviki bölgesel gelir farklılıklarının azaltılmasında uzun dönemli bir politika olarak kullanılabilir.Öğe Türkiye’de cari işlemler açığı: Nedenler ve çözüm önerileri(Hitit Üniversitesi, 2019) Yiğit, Hamiyet; Açıkalın, SüleymanCari işlemler açığı Türkiye’nin daha istikrarlı bir ekonomik yapı ve daha yüksek ekonomik büyüme oranları sağlama hedefine karşı bir engel oluşturmaktadır. Cari işlemler açığı ve açığın gelire (GSYH) oranı 2010 sonrasında azalma eğilimine girmiş ancak halen ciddi boyutta varlığını sürdürmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de görülen cari açık probleminin nedenleri ve ekonomik sonuçları ele alınarak incelenmiştir. Enerji, ara mal ve sermaye mallarında dış ticarete bağımlılık, açığın nedeni olarak dikkat çekmektedir. Diğer taraftan, düşük tasarruflar ve döviz kuru politikaları da cari işlemler açığı sorununda rol oynamıştır. Nükleer enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan, enerjideki yabancı kaynaklara bağımlılığı azaltacak yeni enerji planlaması cari açığın çözümü üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir. İhracatta katma değeri yüksek ürünlere daha fazla önem verilmesi ve ihracatta ürün ve pazar çeşitliliğinin arttırılması cari açığın azaltılmasında önemli olan diğer huşulardandır. Hükümetin tasarrufları artırmak amacıyla getirdiği Özel Emeklilik Sistemi (PPS) de orta vadede cari işlemler açığını azaltacaktırÖğe David Ricardo ile Joseph Alois Schumpeter’in teknolojik gelişme kuramlarının karşılaştırılması(Hitit Üniversitesi, 2009) Ardor, Hakan Naim; Varlık, SerdarBu çalışmada teknolojik gelişmeyi, makine kullanımı biçiminde ele alan David Ricardo ile icat, yenilik, yenilik kümelenmesi ve yaratıcı yıkım süreci içerisinde değerlendiren Joseph Alois Schumpeter’in teknolojik gelişme kuramları, karşılaştırmalı bir biçimde incelenmiştir. Çalışma kapsamında Ricardo ve Schumpeter’in teknolojik gelişme kuramları arasında teknolojik gelişme algıları ve kuramsal amaçları bakımından bir takım farklılıklar olduğu belirlenmiştir. Buna karşın, bu iki yazarın teknolojik gelişme kuramları arasında kavramsal düzeyde bir takım benzerlikler olduğu da saptanmıştır. İcat ve yenilik kavramları Schumpeter tarafından kullanılmasına karşın, kavramın izleri Schumpeter’den önce Ricardo’da görülmektedir. Ricardo, Schumpeter’den daha önce icat ile yeniliğin birbirinden farklı kavramlar olduğunun farkına varmıştır.Öğe Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlar (DYY) ve yurtiçi yatırımlar arasındaki nedensellik ilişkisi(Hitit Üniversitesi, 2009) Açıkalın, SüleymanDYY’ın geldikleri ülkedeki toplam yatırımları arttırmaları beklenirken azaltmaları da mümkündür. Birinci durumda DYY’ın tamamlayıcılık özellikleri ortaya çıkarken ikinci durumda ise DYY yurt içi yatırımları ikame etmektedir. Ülkeye gelen DYY yurt içi yatırımları harekete geçirebilir. Bu çalışmada DYY ile yurt içi yatırımlar arasındaki nedensellik ilişkinin yönü sorgulanmıştır. Bu kapsamda Granger nedensellik testi, VAR parametre tahmin analizi, etki tepki fonksiyonları ve varyans ayrıştırma analizleri kullanılmıştır. Bu analizlerin verdiği kesin sonuç yurt içi yatırımların geçmiş değerlerindeki hareketlerin cari dönemdeki DYY hareketlerini olumlu yönde etkilediğidir. Beklentilerin aksine DYY ile yurt içi yatırımlar nedensellik ilişkisinin yönü DYY’dan yurt içi yatırımlara doğru değil yurt içi yatırımlardan DYY’a doğru bulunmuşturÖğe Kamu açıkları, parasal büyüme ve enflasyon ilişkisi: Türkiye örneği (1983-2008)(Okan Üniversitesi, 2013) Sağlam, Metin; Uğurlu, ErginbayBu makale, Türkiye’de kamu bütçe açığı, para arzı ve enflasyon arasındaki uzun dönemli ilişkiyi Sınır Testi (Pesaran vd. 2001) yaklaşımı kullanarak 1983-2008 dönemi için yıllık verilerle incelemektedir. Çalışmada bu değişkenler arasında uzun dönemli ilişki olmadığı saptanmıştır. Buna ek olarak kısa dönemli ilişkinin araştırılması amacıyla VAR modeli kurulmuştur. Sonuçlar, enflasyonun ve KKBG’nin varyansındaki ana kaynağın “kendi şokları”, para arzının varyansındaki onemli bir kaynağın enflasyon olduğunu göstermektedir. KKBG’ deki bir şok para arzını azaltıcı, enflasyonu ise artıcı etki yapmaktadır.Öğe Türkiye’de 1980 dönüşümü sonrası istikrarsız büyümenin ekonomi politiği(2015) Apaydın, Ferhat; Açıkalın, SüleymanGelişmişlik farkına bakılmaksızın bütün ülkelerin hedefi refah düzeylerini yükseltmek veya en azından korumaktır. Refah ekonomisi olmak için istikrarlı ekonomik büyüme gelişmekte olan ülkeler açısından öne çıkmaktadır. Öte taraftan, büyümenin istikrarlı olması, istihdam yaratması ve adil paylaşımı gibi konular gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye açısından önem arz etmektedir. Çalışmada ekonomi politik bağlamında 1980 sonrası Türkiye’nin büyüme odaklı fotoğrafı çekilmiş ve durum analizi yapılmıştır. Türkiye’nin yeterince hazırlık yapmadan 1980’ler itibariyle kapılarını uluslararası rekabete açması ve 1990’lar boyunca devam eden küresel sistem ile bütünleşme girişimleri sonucunda çarpık gelir dağılımlı, yüksek işsizlik olan ve dış kaynaklara bağımlı bir ekonomik yapının ortaya çıktığı belirlenmiştir.Öğe Yoav Peled'in Etno-Cumhuriyetçilik kavramı üzerine(2014) Çakmak, DirenÇalışmada, Yoav Peled’in etno-cumhuriyetçilik kavramı incelenmektedir. Peled’in siyasal düşüncesine yer verilmekte, İsrail yurttaşlık tarihini anlamaya rehberlik eden bir tipoloji olarak Peled’in çok katmanlı yurttaşlık tipolojisi açıklanmakta, tipoloji bağlamında etno-cumhuriyetçilik kavramsallaştırmasının içeriği ele alınmakta ve Peled’in gözünden etno-cumhuriyetçiliğin tarihsel sosyolojik değerlendirmesine yer verilmektedir. Çalışmada belge tarama ve içerik çözümleme araştırma yöntemleri kullanılmaktadır. Liberal, etnik-milliyetçi, cumhuriyetçi ilkelerden müteşekkil Peled’in çok katmanlı yurttaşlık tipolojisinin açıklanması, siyonizm, post-siyonizm ve neo-siyonizm tartışmalarına temas etmeyi gerektirdiğinden, çalışma siyonizm çerçevesinde yürütülen tartışmaları içermektedir. Çalışmanın önemi, Türkiye’deki siyaset bilimi literatüründe Peled’in etno-cumhuriyetçilik kavramı üzerine yapılan ilk akademik araştırma olmasıdır.Öğe Ülke risk primi şokunun enflasyon üzerindeki etkisi: Türkiye örneği(2015) Varlık, Serdar; Varlık, NimetBu çalışmada, ülke risk primi şokunun Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) açık enflasyon hedeflemesi döneminde uyguladığı para politikasının başarısını ne şekilde etkilediği, Vector Autoregression (VAR) modeli kullanılarak incelenmektedir. Ampirik bulgulara göre; (i) ülke risk primi şokunun enflasyon oranı üzerindeki etkileri kısa dönemde görülmektedir, (ii) TCMB’nin uyguladığı konjonktür karşıtı para politikası duruşu, ülke risk primi şokunun enflasyonist baskılarını tamamen önleyememekte, ancak bu para politikası duruşu, ülke risk primi şokunun enflasyon üzerindeki etkilerini kısmen azaltmaya yardımcı olmaktadır. Dolayısıyla, ampirik bulgular TCMB’nin ülke risk primi şoklarına konjonktür karşıtı tepki vermesinin enflasyonist baskıyı hafifletmek açısından önemini ortaya koymaktadır.Öğe TCMB’nin dalgalanma korkusu davranışları: Açık ve esnek enflasyon hedeflemesi dönemleri için bir karşılaştırma(2014) Varlık, SerdarBu çalışmada açık ve esnek enflasyon hedeflemesi dönemleri için Türkiye Cum- huriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) dalgalanma korkusu davranışları incelen- mektedir. İstatistiksel bulgular her iki dönemde dalgalanma korkusunun varlığı- na işaret etmesine rağmen, TCMB’nin uluslararası rezervleri ve politika faiz ora- nını kullanarak döviz kurunun oynaklığını daha fazla azaltması nedeniyle es- nek enflasyon hedeflemesinde dalgalanma korkusu daha belirgin bir biçimde gö- rülmektedir. Ayrıca Multinominal Logit Modeli (MNLM) kullanılarak kur piyasası müdahaleleri için tahmin edilen reaksiyon fonksiyonu sonuçları, TCMB’nin Ekim 2010’dan itibaren uyguladığı esnek enflasyon hedeflemesinde, dalgalanma kor- kusunun kur piyasasındaki oynaklıklardan kaynaklandığını göstermektedir. Buna karşın MNLM sonuçları açık enflasyon hedeflemesinde dalgalanma korkusunun nedenlerini açıklayamamaktadır. Bu sonuçlar marginal etkilerin katsayılarıyla desteklenmektedir.Öğe Jinekokrasinin olmadığı anaerkil Toplum: Mosuo toplumu(2015) Çakmak, DirenBu çalışmada, Mosuo toplumu incelenmektedir. Mosuolar, Çin Halk Cumhuriyeti’nde yaşayan ve Naxi ulusal azınlık grubu içinde sayılan, 15 bin nüfuslu etnik gruptur. En yoğun olarak, Çin’in güneybatısında bulunan Lugu Gölü yanındaki Loshui kasabasında yaşayan Mosuo toplumu anaerkil bir toplumdur. Günümüzdeki az sayıdaki anaerkil toplumlardan birisi olması itibariyle incelenmeye değerdir. Çalışmada, veri toplama yöntemi olarak belge tarama ve inceleme yöntemi olarak içerik çözümleme kullanılmaktadır. Marshall Sahlins’in “Hane Tipi Üretim Tarzı” kavramsallaştırmasına dayalı çözümlemeler içeren çalışma; siyaset bilimi ve iktisat sosyolojisi disiplinlerinin kesişim noktasında konumlanmaktadır.Öğe Havayolu ulaştırması sektörünün rekabetçi yapısı: Türk havayolu ulaştırmasının açılım dönemi üzerine bir değerlendirme(Celal Bayar Üniversitesi, 2016) Tutulmaz, OnurGelişmiş modern bir ulaştırma sektörü, ekonominin önemli bir parçasını oluştururken, aynı zamanda da birçok sektörün altyapısını oluşturan, günümüzün önemli sektörlerinden biri durumundadır. Teknolojiyle yakından ilişkili olması ulaştırma ekonomisinin en önemli özelliklerindendir. Sektörün bu sürekli değişimi içeren yapısı, ulaştırma sektörünü konu alan çalışmalar içerisinde ilerleme ve performans değerlendirmesi çalışmalarının çokluğunu açıklayabilir. Bu çalışmanın bir amacı, geçen yüzyılın ikinci yarısında ulaştırma sektörü içinde önemli bir başarı hikâyesine konu olan havayolu sektörü içerisinde, Türk havayolu sektörünün durmunu ele almak ve Türk havayolu sektörü için önemli olan yüzyıl başındaki açılım döneminin başında, sektörün rekabetçi yapısına yönelik karşılaştırmalı bir analizi ortaya koymaktır. Sektörün yaşadığı başarı hikâyesinin kilit noktası, sektörel oyuncular olan havayolu işletmelerinin arasından, rekabet ortamı içinde ayakta kalan en iyilerinin gösterdiği başarı olarak ortaya çıkmaktadır. Türk havayolu ulaştırması sektörünün incelemesi, havayolu sektörünün dünyadaki göz alıcı gelişmesini takip etmekte gecikmeler yaşandığını göstermektedir. Bu durum, sektöre yönelik genel bir değerlendirme yanında, sektörel aktörlerin rekabetçi değerlendirmede de kendini göstermekte olup, bu anlamda genel analizle uyum içerisinde sonuçlar vermektedir. yapısını temsilen girdi verimlilikleri üzerine yapılanÖğe Cointegration and causality relationship between BIST 100 and BIST gold indices(Celal Bayar Üniversitesi, 2016) Açıkalın, Süleyman; Başcı, Eşref SavaşThe aim of this study is to determine the nature of the long term relationship between the BIST Gold Market Index (GOLD) and BIST 100 index (BIST). The daily closing values of both indices are obtained from the Borsa Istanbul's official web site for the period of August 1st 2012 to March 17th 2015. Statistical methods of the Augmented Dickey Fuller (ADF) unit root test, EngleGranger cointegration test, error correction model, and finally Granger causality tests are used in the study. It is concluded that BIST and GOLD are cointegrated, which means that a long term equilibrium relationship exists between the two indices. The Granger causality test indicated that there is a unidirectional causality running from BIST towards GOLD for the period under investigation. In terms of short term dynamics, it is determined that the rate of the disequilibrium correction is slow at only about 2% on a daily basis. Any deviation from the long run equilibrium value is eliminated after about 50 days.Öğe Trade flows between Russia and other Black Sea Economic Cooperation Countries: a gravity model analysis(Gümüşhane Üniversitesi, 2017) Muratoğlu, Gönül; Uğurlu, Erginbay; Muratoğlu, YusufThis paper applies the Gravity Model of international trade to the import and export flows between Russia and Black Sea Economic Cooperation (BSEC) countries. Since trade flows are not only related with the macro-economic variables, the basic Gravity Model is augmented using colonial link and population variables. The period analyzed in this paper is 1997-2015. Several model selection tests are used then it is concluded that the Feasible Generalized Least Squares (FGLS) and Panel-Corrected Standard Errors(PCSE) models are suitable. The results of the analyses show that GDP of trading partners, GDP of Russia, colonial link, population of the trading partner countries and geographical distance have a statistically significant impact on Russia’s both imports and exportsÖğe Türkiye'nin CDS priminin oynaklığı(Okan Üniversitesi, 2017) Varlık, Serdar; Varlık, NimetÜlke risk priminin önemli bir ölçütü olarak kabul edilen kredi temerrüt takası (Credit Default Swap; CDS) primleri, gelişmekte olan piyasaların finansal koşulları hakkında bilgi vermekte, kredi riskini dengelemek için bir güvence sağlamakta ve para politikasının başarısını etkilemektedir. CDS primlerindeki artış ülkenin kredi değerliliğini azaltmakta ve borçlanma maliyetlerini yükseltmektedir. Küresel finansal piyasalarda CDS'lerin işlem hacmindeki artışa paralel olarak iktisat yazınında CDS'lere verilen önemin arttığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı 29 Ocak 2008 - 14 Ekim 2016 dönemi için iş günü verilerini kullanarak Türkiye'nin beş yıllık CDS risk priminin oynaklığını incelemektir. Çalışmada uygun oynaklık modeli, GARCH-M (1,1) olarak belirlenmiştir. Ampirik bulgular: (i) tahmin edilen GARCH-M (1,1) modelinin istikrarlı olduğunu; (ii) CDS şoklarının kalıcılık etkisinin azaldığını; (iii) CDS serisinde güçlü bir GARCH etkisinin olduğunu, yani CDS oynaklığı üzerinde uzun hafıza etkisinin baskın olduğunu; (iv) CDS'lerin oynaklığındaki artışın CDS'lerin ortalama getirilerini etkilediğini ve ayrıca (v) VIX endeksi ve ABD'nin on yıllık Hazine tahvil faizi gibi dışsal baskınlık problemini yansıtan değişkenlerin CDS'lerin oynaklığını önemli ölçüde artırdığını göstermektedir.Öğe Ülke risk primi şokunun bankacılık sisteminin sağlamlığına etkisi: SVAR modeli çerçevesinde Türkiye örneği(Sosyoekonomi Society, 2017) Varlık, SerdarTürkiye ekonomisi için Ocak 2004-Haziran 2015 dönemini kapsayan bu çalışmada, yapısal vektör otoregresyon (SVAR) modeli kullanılarak, ülke risk primi şoklarının bankacılık sisteminin sağlamlığı üzerindeki etkileri incelenmektir. Etki-tepki analizinin sonuçlarına göre ülke risk primindeki bir standart sapma yapısal şok karşısında (i) Türk Lirası (TL) değer kaybetmekte, finansal hisse senedi fiyatları düşmekte, bankalar arası para piyasası gecelik faiz oranı yükselmekte, bankacılık sağlamlık endeksi (BSI) düşmekte ve sonuçta kredi mevduat faiz farkı yükselmektedir. Ancak, (ii) kredi-mevduat faiz farkı ülke risk primi şokuna diğer değişkenlerden daha uzun süre tepki vermektedir. Bu bulgu bankacılık sektörünün bilânço yapısının ülke risk primi şoku karşısında güçlü olduğunu ve bankacılık sektörünün şokun olumsuz etkilerini artan kredi-mevduat faiz farkı aracılığıyla reel ekonomiye yansıttığını ortaya koymaktadır. Etki-tepki analizinin sonuçları varyans ayrıştırması bulguları tarafından desteklemektedir.Öğe Yeni İstanbul Gazetesi gözünden 27 Mayıs’ın anlamı(Hale Şıvgın, 2011) Çakmak, DirenÇalışma ile Yeni İstanbul Gazetesi’nin Türkiye’de 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekleştirilen askeri müdahaleyi nasıl anlamlandırdığı belirlenmeye çalışılmaktadır.1949 yılında siyasi, iktisadi, müstakil günlük gazete olarak İstanbul’da yayın hayatına başlayan, adı 1973’te İstanbul olarak değişmiş olan, 1981’de adı tekrar Yeni İstanbul olan ve aynı yıl kapanan Yeni İstanbul Gazetesi, Türk basın tarihinde Adalet Partisi’nin destekçisi yayın organı olarak anılmaktadır. Yeni İstanbul Gazetesi, anti-komünist ve mukaddesatçımaneviyatçı bir yayın çizgisi izlemiştir. Gazete, izlediği yayın politikası ile 27 Mayıs sonrasında DP seçmen tabanının dağılmaması yönünde çaba sarf etmiş, Adalet Partisi’nin (AP) kurulmasından sonra, söz konusu partinin DP’nin devamı olduğu yönünde yazılara sayfalarında yer vermiştir. Belirtmek gerekir ki, Yeni İstanbul Gazetesi hakkında, Türk basın tarihi yazınında, yeterli bilgiye rastlanmamıştır. Dolayısıyla, çalışmanın, bu eksikliği belli oranda gidermek bakımından değerli bir katkı olduğu düşünülmektedir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Yeni İstanbul Gazetesi’nin yayın çizgisi ortaya konulmakta; ikinci bölümde, Gazete’nin iktisadi, siyasi ve toplumsal meselelere yaklaşımı özetlenmekte ve üçüncü bölümde Gazete’nin 27 Mayıs’a yüklediği anlama yer verilmektedir. Çalışmanın 27 Mayıs’ın meşruiyeti tartışmalarına katkı sağlayacak olması bakımından önem arz ettiği düşünülmektedir.