Diğer Yayınlar Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe [Kitap incelemesi] : “İbrahim Sarıçam, Mehmet Özdemir, Seyfettin Erşahin, İngiliz ve Alman Oryantalistlerin Hz. Muhammed Tasavvuru, Ankara: Nobel Yayın Dağıtım, 2011."(2011) Bilgin, Muharrem SametTarih boyunca Batı dünyasında farklı Hz. Muhammed ve İslâm algıları oluşmuştur. Bu algılar hem Batı dünyasını hem de çeviriler vasıtasıyla bunları öğrenen İslâm dünyasını derinden etkilemiştir. Söz konusu algılama ve etkilenmelerde oryantalist faaliyetlerin payı büyüktür. Bilindiği gibi Oryantalizm, Müslüman doğu başta olmak üzere doğu toplumlarını her yönden inceleyen Batı kaynaklı faaliyetlerin tamamına verilen addır.Öğe [Kitap incelemesi] : “ Osman Çetin, Türk-İslâm Devletleri Tarihi, İstanbul: Düşünce Yayınları, 2009."(2010) Karaman, Ramazanİslâm Tarihi Anabilimdalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çetin’ in Türk-İslâm Devletleri Tarihi adlı çalışmasında genel olarak, Türkler’in Müslüman oluşundan Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna kadar geçen dönemde Türk-İslâm tarihinin aktörleri olan bazı Müslüman Türk devletleri anlatılmaktadır.Öğe [Kitap incelemesi] : “Seyfettin Erşahin “İslam tarihini anlama kılavuzu”, Ankara: Otto Yayınları, 2017."(Hitit Üniversitesi, 2018) Bilgin, Muharrem SametGelişen teknoloji, artan ve çeşitlenen basın yayın organları ve sosyal medyanın etkisiyle bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı bir dönemi yaşıyoruz. İnsanlar ilgi duydukları, bilgi sahibi olmak istedikleri konularda yazılı, sesli, görsel pek çok malzemeyi kolaylıkla elde edebilmekteler. Bunlar sayesinde hem kafalarındaki sorulara cevap bulabilmekte hem de çevrelerindeki insanları aydınlatabilmekteler. Ancak böyle bir ortamda da farklı sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bilgi kirliliği, metodoloji eksikliğinden kaynaklanan problemler, istenilen yönde algı yaratmak amacıyla bilginin kötüye kullanılması, elde edilen bilginin/haberin bağlamından koparılarak yorumlanması bu sorunlar arasında ilk akla gelenlerdir. Gerçi saydığımız son iki husus eskiden beri insanlar tarafından suiistimal edilmektedir. Fakat günümüzde iletişim araçlarının gelişmesi sayesinde kitlelere daha kolay hitap edildiğini düşünürsek bu oranın her zamankinden daha yüksek olduğu kanısına varabiliriz. İnsanların her zaman ilgisini çeken, gelişen ve değişen bu şartlar muvacehesinde de bilgi sahibi olmanın kolaylaştığı, üzerinde en çok konuşulan alanlar arasında din bilimleri ve tarihi sayabiliriz. İslam Tarihini Anlama Kılavuzu böyle bir ortamda yayınlanmış ve genel okuyucu kitlesini hedef alan önemli bir çalışma.Öğe [Kitap incelemesi] : “Mehmet Tıraşcı “Türk mûsikîsi nazariyat tarihi”, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2017."(Hitit Üniversitesi, 2018) Dinç, SemaTürk Mûsikîsi Tarihi yazımı, geçmişten günümüze her dönem var olagelmiş bir ilmî çalışma alanı olmuştur. Fakat tarih yazıcılığı zor ve karmaşık bir süreçtir. Genel olarak mûsikî tarihi kitaplarına bakıldığında göze çarpan en önemli mesele içeriğin yetersizliğidir. Bu yetersizlik alana hâkim olmanın ve anlatımının zorluğuyla alakalıdır. Dolayısıyla Türk Mûsikîsi’nin Tarihi’nin yazılması gereksinimi hâlihazırda hâlâ gerekli olan fakat uzmanlarınca gerçekleştirilmesi gereken bir durum olarak belirginleşmektedir. Tanıtmaya gayret edeceğimiz, Doç. Dr. Mehmet TIRAŞCI tarafından kaleme alınan “Türk Mûsikîsi Nazariyat Tarihi” adlı bu çalışma, Türk Mûsikîsi’nin bir kolu olarak ele alınan nazariyat tarihi yazıcılığına hizmet edecek bir çalışma olması bakımından önem arz eden bir eserdir.Öğe [Kitap incelemesi] : “Süleyman Uludağ "İslâm ve musiki, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015."(2017) Dinç, Semaİnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana hayatın daima içinde ve her anında olan mûsikî, İslâm’ın yayılmasından bu yana her dönem icra ve var oluş yönüyle tartışmalara zemin hazırlayan bir mesele olmuştur. Dinî ya da lâ dinî sahada var olan mûsikî, günümüze değin birçok kez kitaplar yazılması ve hakkında çalışmalar yapılması gerekli görülen mevzular arasında yerini almıştır. Fakat nice müellifler mûsikî konusundaki dile getirilmesi gereken İslâmî ve fakat rasyonel fikirsel alanı, aynı zamanda da fetva verme hususunu tam olarak doldurulamamış bir saha olarak bırakmışlardır. Kaleme alınan eserler içerisinde mûsikîyi ilmî yöntemlerle inceleyip çeşitli sonuçlara ulaşanlar olduğu gibi, tam aksine müziği aşırı bir şekilde kötüleyenler de olmuştur. Bunun yanında henüz kütüphanelerde bulunan ve tetkik edilmeyi bekleyen eserler de mevcuttur. Yapılan tüm bu tartışmalar ise ya tam olarak konuyu açıklığa kavuşturamamış ya da duygusal yaklaşımlarla açıklanmaya çalışılan bir hüviyete bürünmüştür. Bu durum da insanların zihinlerinde mûsikînin dinî hükmünün halen netlik kazanmamasının, bir takım ayrılıkçı görüşlerin devamının, dolayısıyla da şiddetli tartışmaların ve kendinden farklı düşünen kişilere yöneltilen çeşitli ithamların müsebbibi olmuştur. Süleyman Uludağ’ın müellifi olduğu İslâm ve Musiki adlı bu kitap, çağın gereklerini dikkate alarak ve mûsikînin yeniden değerlendirilmesi gerekli görülerek hazırlanmış, ilmî temellere oturtulmuş ve rasyonel bakış açısıyla tüm imkânlar kullanılarak kaleme alınmıştır. Müellifin zikredilen eserinin konusu ise kendi ifadesiyle; “sadece, mûsikînin dinî hükmü nedir ve ne olmalıdır?” sorularının cevabıdır. Bu çalışma 1976 yılında ilk baskısı yayımlanan “İslâm Açısından Musiki ve Semâ” adlı eserin de genişletilmiş halidir.