Yazar "Kiraz, Seydi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Enverî-i Erzinc?n? ve Mevlûd-i Şerîf’i(Cumhuriyet Univ, Fac Theology, 2019) Kiraz, SeydiMany mawlids (mawlid al-nab?) have been written as a reflection of the love for the prophet Muhammad. Süleym?n Çelebi’s (d. 825/1422) Wasila al-nac?t, has been seen as the founding work in Turkish literature in this category. The effect of Wasila al-nac?t has continued for centuries, and inspired many other mawlids. One of them is Enver? Erzinc?n?’s work named Mawl?d al-shar?f (Sumbul al-gulz?r al-kal?m al-kad?m). In literature tradition, mawlids are written in masnaw? in verse form, Mawl?d al-shar?f was written in style. ode. In this respect, the work can be seen as an exception between the other ones. Another remarkable aspect of the work is the similarity between the two stories in Nasib? al-mawlid which is estimated to be written in XV. or XVI. century. Until now, no academic work has been done about Mawl?d al-shar?f. The sources that provide information about Mawl?d al-shar?f report about, two copies, one in Çorum Hasanpasha Manuscript Library (Çorum Hasanpaşa Yazma Eserler Kütüphanesi) and the other in Kastamonu Manuscript Library (Kastamonu Yazma Eserler Kütüphanesi). Research showed that the copy in Kastamonu was in fact another copy of Wasila al-nac?t another copy of Mawl?d al-shar?f was also found in the Çorum Hasanpasha Manuscript Library (Çorum Hasanpaşa Yazma Eserler Kütüphanesi). The number of couplets of Mawl?d al-shar?f has increased to 202 with the finding of the second copy. About the author of the work that is approximatly written in the XVII. or XVIII. century no information could be found. This study, introduces the Mawl?d al-shar?f and its authors, compares it with Wasila al-nac?t and presents an critical analysis of the text.Öğe Fethî’nin manzum Menâzil-i Hacc’ı(2020) Kiraz, SeydiHac literatürü arasında bulunan türlerden biri de menâzil-i hac olarak adlandırılan eserlerdir. Bu tür eserlerin yazılma amacı, hac güzergahları ve bu güzergahlarda bulunan menziller hakkında izlenimleri paylaşmak, bilgi vermektir. Öğretme, açıklama yönteminin açıkça görüldüğü bu tarz eserlerde, edebî kaygı geri plandadır. Bu eserlerde konaklama mekânlarının coğrafî, tarihî ve dinî özellikleri kimi zaman muhtasar kimi zaman mufassal bir şekilde anlatılır. Şairler, hacı adaylarını konaklar hakkında aydınlatırken samimi bir üslubu, yalın bir anlatımı tercih eder. Klasik Türk edebiyatı sahasında manzum-mensur birçok menâzil-i hac yazılmıştır. Manzum olarak telif edilen metinlerden biri de Fethî mahlaslı bir şaire ait Menâzil-i Hac adlı eserdir. Mesnevi nazım biçimiyle yazılan ve 153 beyitten meydana gelen eser, tipik muhtasar bir menâzil-i hac özelliği göstermektedir. Başta şuara tezkireleri olmak üzere birçok kaynak incelemesine rağmen şaire ait bir bilgiye rastlanmamıştır. Eserin imlasından şairin 19. yy.da yaşadığı sanılmaktadır. Katalog ve çalışmalarda, Fethî’den sehven “Hakkî” olarak söz edilmiştir. Bu çalışmada hac literatürü hakkında genel bir bilgi verildikten sonra eserden hareketle müellifi, Fethî mahlaslı şairler, Menâzil-i Hacc’ın muhteva ve şekil unsurları ile dil ve üslubu hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın sonunda eserin transkripsiyonlu metni takdim edilmiştir.Öğe Fezâyî’nin Çihil-nâm-ı Manzûm adlı Havâss-ı Esmâ-i Hüsnâ Mesnevisi(Cumhuriyet Üniversitesi, 2018) Kiraz, SeydiÖz: Türk-İslam edebiyatı, dinî türler bakımından oldukça zengindir. Yapılan araştırmalarda birçok tevhid, münâcât, na?t, mevlid, hilye, hicret-nâme, şefâ?at-nâme, mi?râciye, kısasü’l-enbiyâ, ramazaniye ve esmâ-i hüsnânın yazıldığı görülmüştür. Telif edilen manzum-mensur esmâ-i hüsnâların umumiyetle ya şerhi yapılmış ya da havâssı anlatılmıştır. Çalışmaya bahis konusu olan Çihil-nâm-ı Manzûm adlı eser de havâss-ı esmâ-i hüsnâ olarak yazılmıştır. Müellifi, Fezâyî adında bir şairdir. Kaynaklarda şair hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır. Yazma, XV. yüzyılın son çeyreğinde yazılmıştır. Bundan dolayı şairin XV. yüzyılda yaşadığı tahmin edilmiştir. Bu esere, bir mecmuada rastlanmıştır. Bu mecmuada, şairin Hediyyetü’l-ahbâb, der-Beyân-ı Makâmât-ı Dervîşân, Kitâbü’ş-Şer?iyyetü’l-erbâb ve Gazeliyyât-ı Dervîş Fezâyî adlı dört eseri daha tespit edilmiştir. Yazılan esmâ-i hüsnâlarda genellikle Allah’ın doksan dokuz ismi üzerinde durulmuştur. Bu çalışmada, Allah’ın kırk ismi anlatılmıştır. Ortaya konan metin, Arapça ve Farsça yazılan bazı mensur eserlerin nazma çekilme geleneğinin bir devamı niteliğindedir. Çihil-nâm-ı Manzûm, Arapça mensur olarak yazılan ve Esmâ-i İdrisiyye olarak bilinen Hz. İdris’in yakarışının serbest çevirisi olarak görülebilir. Eserin muhtevasında kırk isim, bunların özellikleri, ne zaman, ne kadar ve nasıl okunması gerektiği anlatılmıştır. Bu çalışmada önce Kur’ân’da, hadiste, Arap, Fars ve Türk edebiyatında esmâ-i hüsnâ konusu hakkında ana hatlarıyla bilgi verilmiştir. Ayrıca eserin müllifi Fezâyî hakkında bilgi verilmiş, Çihil-nâm-ı Manzûm adlı eser tanıtılmış ve metnin transkripsiyonlu hâli verilmiştirÖğe Halk Edebiyatında Taşlama: Yazıcı Murtaza Örneği(2021) Kiraz, Seydi; Demir, MustafaYazıcı Murtaza 18. yüzyılda yaşamış Kayserili bir âşıktır. Hayatı hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır. Müellifin Ankara Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz A 2428 ve 06 Mil Yz. A. 4277/2 demirbaş numarası ile kayıtlı iki eseri vardır. Şair hakkında tespit edilen bilgiler bu yazmalar üzerinde yapılan çalışmalardan elde edilmiştir. Bir cizyedar kâtibi olan Yazıcı, vazifesi gereği Anadolu’dan Balkanlar’a Balkanlar’dan Basra’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyayı gezen bir seyyahtır. Kâtipliğinin yanı sıra bir dönem müezzin ve muallim olarak görev yapmıştır. Bu çalışmada Yazıcı’nın Milli Kütüphane’de 06 Mil Yz A 2428 demirbaş numaralı eserindeki taşlamalar ele alınmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde Türk edebiyatında eleştiriye dayalı türler açıklanmış, ikinci bölümünde de Yazıcı Murtaza’nın hayatı ve eserleri ile ilgili bilgiler verilmiş, üçüncü bölümünde ise Yazıcı Murtaza’nın taşlamaları; dil, üslup ve muhteva açısından incelenmiştir. Dördüncü bölümde de çalışmada kullanılan taşlamalar metin olarak verilmiştir. Şair bu taşlamalarda, toplumun genelinde ve memleketi Kayseri’de gördüğü olumsuzlukları anlatmıştır. Taşlamalarda dönemin siyasî, sosyal ve dinî atmosferi nükteli bazen de argoya varan söyleyişlerle dile getirilmiştir.Öğe Lutfî Mahlaslı Bilinmeyen Bir Şairin Divanı Ve Divanındaki Tasavvufi Istılahlar(2018) Kiraz, SeydiAli Lutfî, XIX. yüzyılda yaşayan şairlerden biridir. Şair hakkında bir bilgi bulunamadı. Bu çalışmada, temel kaynaklar gözden geçirildi ve Lutfî mahlaslı şairlerin tespiti yapıldı. Bu araştırma sonunda Ali Lutfî’nin bunlardan farklı bir şair olduğu tespit edildi. Bu çalışmada, Lutfî’nin Divan’ı tanıtıldı ve Divan’ındaki başlıca tasavvufî ıstılahlar, kısaca açıklandı. Bu makaleyi önemli yapan husus, Lutfî ve Divan’ı hakkında yapılan ilk çalışma olmasıdır. Şair hakkında verilen bilgilerin kaynağı, şairin Divan’ıdır. Lutfî’nin bilinen tek eseri de bu Divan’dır. Divan’da 163 gazel, 8 muhammes, 4 mesnevi ve 1 müseddes bulunmaktadır. Şair, Lutfî mahlasını kullanmıştır. Yazmanın tek nüshasına ulaşıldı. Dijital nüshası temin edilen Divan, 52 varaktır. Divan, Süleymaniye Kütüphanesi, H. Şemsi F. Güneren Bölümü, nr. 69’da kayıtlıdır. Lutfî, Kâdirî ve Halvetî tarikatlarına bağlı mutasavvıf bir şairdir. Bu tarikatların kurucu ve temsilcileri olan Abdulkâdir Geylanî, Seyyid Yahya Şirvanî, Şemseddin Sivasî ve ve şairin şeyhi olan Sivasî Hacı Ahmed hakkında yazılan methiyeler dikkat çekmektedir. Müellifin mutasavvıf olması, Divan’ı tasavvufî terminoloji bakımından zenginleştirmiştir.Öğe Şehzâde Korkud’un Etkisinde Kaldığı Bazı Şairler ve Gazelleri(2020) Kiraz, SeydiBu çalışmada Şehzade Korkud’un şiirinin gelişmesinde etkisi olan bazı şairler üzerinde duruldu. Bu şairler, tespit edilirken Şehzade’nin Dîvânçe’si, özellikle Da?vetü’n-nefsi’t-tâliha ile’l-a?mâli’s-sâliha adlı Arapça mensur eserinden yararlanıldı. Bu eserde 4’ü Arapça, 13’ü Farsça ve 18’i Türkçe olmak üzere toplamda 35 gazele yer verilmiştir. Arapça yazılan şiirlerin 2’si İbni Fârız’a aittir. Diğer 2 şiir, mahlası belirlenemeyen şairlere aittir. Farsça şiirlerin 3’ü Mevlânâ Celâleddin Rûmî, 3’ü Şeyh Muhammed Horasanî el-Marûf bi’l-Mağribî, 3’ü Şeyh Hüsynî, 2’si Feridüddin Attâr, 2’si de Hoca İmadüddin tarafından yazılmıştır. Türkçe şiirlerin 8’i Şehzade Korkud’a, 3’ü Şeyh Abdülkerim’e, 2’si Şeyh Hakikî Baba Yusuf’a, 2’si mahlası bulunmayan şairlere, 1’i Yunus Emre’ye, 1’i Mevlânâ Kırımî’ye, 1’i Baba Sultan’a aittir. Bu çalışmada, Da?vetü’n-nefs’teki Türkçe gazeller ve şairler hakkında bilgi verilmiş ve kısa değerlendirmeler yapılmıştır. Şehzade Korkud’un şiirleri dahil olmak üzere bu eserdeki Türkçe şiirlerin transkripsiyonu yapılarak metin kurulmuştur. Makalenin Şehzade Korkud’un şiirini besleyen şairlerin tanınmasına katkı sağlayacağı beklenmektedir.Öğe Süleyman Giryânî'nin On İki İmam Menâkıbnâmesi(Asos Eğitim Bilişim Danışmanlık / Akademik İletişim, 2017-08-15) Kiraz, SeydiAllah dostlarının sıra dışı hayatları, olağanüstü hallerinin anlatıldığı eserlere menâkıbnâme denir. Hadîs kitaplarındaki sahabe fazîletlerinin anlatıldığı Kitâbü’l-Menâkıb bölümleri bu türün ilk örnekleri olarak kabul edilmiştir. Türklerin İslâmiyet’e girmesi ve tasavvufun Türklerin arasında hızla yayılmasıyla Türk İslâm edebiyatı sahasında menâkıbnâme türü içinde değerlendirilebilecek birçok eser te’lif edilmiştir. XIX. yüzyılın ikinci yarısı ile XX. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşayan Süleyman Giryânî, manzûm menâkıbnâme alanında eser veren divan edebiyatının son dönem şairlerinden biri olarak değerlendirilebilir. Şairin “Eimme-i İsnâ Aşer Menâkıb Hâllerinden Bir Şemme Beyân Olunur” başlığını taşıyan bu eserinde On İki İmam’ın isim, lakap ve unvanları; anne-baba adları; kerâmetleri, nerede, nasıl yaşadıkları; kaç yaşında, kim tarafından şehit edildikleri ve na’şlarının bulunduğu mekânlar anlatılmıştır. Eimme-i İsnâ Aşer Menâkıbnâmesi’nde coşkun bir Hz. Ali muhabbeti tablosu çizilmiştir. Metinde Âl-i Muhammed muhabbeti hakkındaki âyet-i kerîmeler ve hadîs-i şerîflerin ağırlıkta olduğu görülmüştür. Bu çalışmada öncelikle bir edebî tür olarak menâkıbnâmelerin kaynağı, bu sahada ortaya konulan eserler ile manzûm On İki İmam menkabeleri hakkında genel bir bilgi verilmiştir. Ardından Giryânî’nin hayatı ve edebî yönü üzerinde durularak müellif tanıtılmıştır. Eimme-i İsnâ Aşer Menâkıbnâme’sinin muhtevâ özellikleri sadedinde ana hatlarıyla On İki İmam manzûmeleri mensur olarak özetlenmiş, âyet ve hadîslerin tasbiti yapılarak kaynaklarına ulaşılmaya çalışılmıştır. Tek nüsha halinde tasbit edilen yazmanın şekil husûsiyyetleri hakkında bir değerlendirme yapılmıştır. Son olarak Menâkıbnâme’nin tertip ve vezin özellikleri incelenmiş; metnin büyük bir bölümü transkripsiyonlu haliyle verilmiştir.Öğe Türk Edebiyatında Şerh Geleneği ve Şârihi Bilinmeyen Bir Yûnus Emre Şerhi(2019) Kiraz, SeydiKur’an’ı ve diğer dinî eserleri, tam ve doğru anlama gayesiyle yazılan metinler, şerh geleneğinin ilk örnekleri olarak kabul edilmiştir. Şerh alanında tarih boyunca bir taraftan dinî ve ilmî şerhler, diğer taraftan edebî şerhler yazılmıştır. Klasik Türk edebiyatı şerh geleneğinde divan, tasavvufî-öğretici mesneviler, lugat, gazel ve kaside şerhlerinin ağırlıkta olduğu görülmüştür. Yûnus Emre, şerh geleneğinde önemli şahsiyetlerden biri olarak kabul edilmiştir. Birçok müellif, onun hayat felsefesinden, dil-üslûp özelliklerinden ve temalarından etkilenmiş, bundan dolayı şiirlerine nazireler yazılmış, gazelleri taklit ve şerh edilmiştir. Araştırmalarımız neticesinde, Yûnus’un şârihi tespit edilemeyen, muhtemelen XVIII. ya da XIX. yüzyılda yazılmış olan yeni ve farklı bir şerhi bulunmuştur. Bu çalışmada Yûnus’un “Söylememek harcısı söylemegün hâsıdur / Söylemeklik harcısı gönüllerün pâsıdur” matlaıyla başlayan dokuz beyitli bu şiir şerhi incelenmiş ve şerhin transkripsiyonlu hâli verilmiştir. Yanı sıra şerh kavramı, literatürü ve geleneği; Yûnus Emre’nin diğer şiir şerhleri ve bunların şârihleri hakkında bilgi verilmiştir.Öğe Türk İslam Edebiyatında bir peygamber portresi: Hz. İsa(Erzurum Kültür Eğitim Vakfı Yayınevi, 2014-09-15) Kiraz, SeydiHz. İsa, müntesiplerinin sayısı ve hüküm sürdüğü coğrafya bakımından insanlığı derinden etkileyen peygamberlerden biridir. Semavî kaynaklar ışığında Hz. İsa’nın dinî yönünü inceleyen birçok kitap ve makale yazılmasına rağmen onun şiirimizdeki yansımaları üzerinde yeterince durulmamıştır. Bu makalede İncil, Kur’an ve hadislerde Hz. İsa algısına kısaca değinildikten sonra onun edebî cephesi incelenecektir. Türk İslam edebiyatı manzum eserlerinde Hz. İsa ile ilgili edebî unsurlar ve kıssalar tespit edilerek onun bu metinlerdeki mahiyeti ve vasıfları öne çıkarılacaktır. Dizelerde Hz. İsa ile ilgili temalar ve onu anlatan eserlerin kronolojileri göz önünde tutularak bir tasnif yapılacaktır. Bu suretle Hz. İsa’nın şiirimizdeki iz düşümleri ortaya konulacak ve bugüne kadar hakkında toplu olarak bilgi verilmeyen kıssaların muhtevaları hakkında bilgi verilecektir.