Kitap Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 26
  • Öğe
    Birleşik Krallık'ta İslam ve Müslüman Topluluklar
    (Nobel Yayınları, 2024) Yakup ÇOŞTU
    Günümüz Birleşik Krallık’ında Müslüman varlığı yadsınamaz bir orana sahiptir. Resmi verilere göre yaklaşık dört milyon Müslümanın yaşadığı Birleşik Krallık’ta, bu sayı her geçen gün artmaktadır. Müslüman ülkelerden Birleşik Krallık’a insanlar çeşitli zamanlarda ve farklı nedenlerle göçmen ya da sığınmacı olarak göç etmişler ve ülkenin çeşitli bölgelerine yerleşmişlerdir. Birleşik Krallık’taki Müslüman toplulukların her birinin göç serüveni, etnik kökeni, dil özellikleri, ekonomik ve kültürel örüntüleri farklılık arz etmektedir. Bu nedenle, Müslüman göçmenlerin dini, siyasi, etnik ve sosyal bölünmüşlükleri heterojen bir yapı göstermektedir. Bu anlamda, Birleşik Krallık’taki Müslüman göçmen topluluklar, İslam Dünyasının bir izdüşümünü yansıtmaktadır. Günümüzde etnik, dilsel, dinsel ve kültürel topluluklar olarak Müslüman göçmenler, İngiliz sosyo-kültürel, ekonomik ve siyasal hayatında görülür hale gelmeye başlamıştır. Yaşanılan ülkenin vatandaşlığına geçişle elde edilen hukuki haklar, yeni doğanlarla artan nüfus gibi birtakım gelişmeler, yaşanılan ülkenin vatan olarak değerlendirilmesine zemin hazırlamıştır. Özellikle, sosyalleşmesini tamamıyla ev sahibi toplumun hâkim kültürü içerisinde tamamlayan sonraki kuşakların kimlik ve aidiyet yönelimlerinde yerleşik ülke belirleyici olmaya başlamıştır. Bu neslin çoğunlukla etnik, dilsel, dinsel ve kültürel olarak yaşanılan ülkeye tümüyle uyum sağladığı ya da sağlama aşamasında olduğu söylenebilir. Bu gruptakileri göçmen olarak tanımlamak da sorunlu hale gelmiştir. Köken kültür artık yaşanılan ülke kültürüyle tanımlanır hale gelmiştir. Nüfus ve nüfuz bakımından ele edilen görünürlükle birlikte, genç neslin eğitimi, kimlik, uyum, asimilasyon, ayrışma, dışlanma, marjinalleşme ve İslamafobi gibi birtakım sorunlarla hala baş edilmeye çalışılmaktadır. Müslüman topluluklar bu ve benzeri sorunlarla mücadele etmek, kalıcı olduklarını ve Britanya’yı vatan edindiklerini göstermek adına çeşitli sivil organizasyonlar etrafında örgütlenmişlerdir. Müslüman göçmenlerin kültürel, ulusal ve dinsel kimlikleri ile aidiyet duygularını kaybetmeden ev sahibi ülkeye uyumlarında tesis edilen sivil örgütlenmeler önemli role sahiptir.
  • Öğe
    Deizm mi? Hiçliğin Küreselleşmesi mi? Günümüz Gençliğinin Dindarlık Algısı Üzerine Bir Değerlendirme
    (İlahiyat Yayınları, 2024) Çoştu, Yakup
    Günümüz Türkiye’sinde gençliğin deist, ateist veya agnostik bir eğilime doğru sürüklendiği hususu kamusal gündemi yoğun bir biçimde meşgul etmektedir. İnanç bunalımı yaşadığı iddia edilen gençlerin bu durumlarına ilişkin kapsamlı akademik saha araştırmalarının eksikliği, konunun birtakım söylentiler ve duyumlar üzerinden analiz edilmesine neden olmaktadır. Söz konusu değerlendirmeler magazinsel/popüler bir çerçevede çoğunlukla da indirgemeci bir dil üzerinden yapılagelmektedir. Sosyal bilimciler, özellikle sosyologlar, çeşitli kavramsallaştırmalar üzerinden yaşanılan ve tecrübe edilen sosyal gerçekliği anlamaya ya da açıklamaya çalışırlar. Yaşanan sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel değişim ve dönüşümler ortaya atılan kavramsallaştırmalar üzerinden analiz edilir. Bu bağlamda, günümüz modern toplumları üzerine tespitleri ve kavramsallaştırmaları ile bilinen düşünürlerden birisi de Amerikalı sosyolog George Ritzer’dir. Ritzer, günümüz toplumlarını “McDonaldlaşma”, “tüketim araçları ve tüketim katedralleri”, “kür-emperyallaşme (grobalization)” ve “hiçliğin küreselleşmesi (globalization of nothing)” gibi çeşitli teorik kavramsallaştırmalar üzerinden çözümlemeye çalışmaktadır. George Ritzer tarafından geliştirilen “hiçliğin küreselleşmesi” teorisinin, modern toplumlarda dini kimliklerin ve ritüellerin nasıl dönüştüğünün incelenmesinde, özellikle de günümüz gençliğinin dindarlık eğiliminin makro bir çerçevede analiz edilmesinde güçlü bir teorik çerçeve sunmaktadır. Bu çalışmanın temel iddiası, günümüz gençliği özelinde gündeme gelen dini kimlik ve dindarlık eğilimlerinin, -deizm, ateizm ve agnostisizme yöneldiği ya da bu eğilimler üzerinden analiz edilmesinden daha ziyade-, Ritzer’in ‘hiçliğin küreselleşmesi’ teorisi bağlamında ifade ettiği özgün/ayırıcı içerikten yoksun, tasarlanmış ve kontrol edilmiş boş biçimlerin (hiçlik) oluşturduğu sosyal gerçekliğe bağlı olarak gerçekleşen bir yönü olduğu üzerinedir. Günümüz gençliğinin dindarlık eğilimine yönelik gerçekleştirilecek tartışmaların bu bağlam üzerinden yapılmasının konuyu indirgemeci yaklaşımların dışında bir alanda, eleştirel bir tarzda tartışmayı mümkün kılacağı düşünülmektedir. Çalışmada öncelikle Ritzer’in hiçliğin küreselleşmesi teorisi genel olarak verildikten sonra bu teori ışığında tüketim kültürü ve sosyal medyanın gençlerin dini yönelimleri üzerindeki uzanımları ele alınacaktır. Anılan husus makro sosyolojik bir yaklaşımla ele alınarak tartışılacaktır.
  • Öğe
    Küreselleşme ve Din
    (Paradigma Akademi Yayınları, 2023) Çoştu, Yakup
    Küreselleşme sürecinin birey ve toplum üzerinde sosyolojik yansımaları din ve dinsel alanda da gözlemlenmektedir. Özellikle 11 Eylül 2001 olay’ı ve akabindeki gelişmeler, küreselleşme-din ilişkisinin popülerliğini artırmış, akademik ve kamusal söylemin konuya olan ilgisini yoğunlaştırmıştır. Bu çalışmada, öncelikli olarak küreselleşme olgusuna yönelik anlama biçimi ele alınmıştır. Daha sonra, küreselleşme-din ilişkisi ve bu ilişkinin karşılıklı sonuçları üzerinden hareketle analizler yapılmıştır. Anılan hususlar makro-sosyolojik bir perspektifte deskriptif olarak ele alınmış ve tartışılmıştır.
  • Öğe
    Erdem Etiği ve Rüyadaki Etik Sorumluluk
    (Dem Yayınları, 2022) Ceyhan Çoştu, Feyza
    Erdem kavramı ‘iyiye yönelik olan’ anlamına gelmekle birlikte ahlaki olarak doğru olanları yapıp yanlış olanı yapmamak demektir. İyiye yönelik olmak elbette bir seçim ve irade gerektirmektedir. Seçimlerimiz ise bilgiyle ve bilmekle ilişkilidir. Bilen insanın seçimleri de doğrudan ve iyiden yana olacaktır. Dolayısıyla bu durum erdemliliğin aslında bilişsel süreçlerden ayrılmayacağını gösterir. Erdem etiğinde iyi yaşamak, iyiyi seçmek, iyi davranmak ve iyi düşünmek yani kişinin iyiye olan yönelimi temel belirleyicidir. Bu bağlamda tüm bu seçimlerimizin bir bilinç içerdiğini, bilinç içeren davranışlarımızın da sorumluluk getirdiğini görebiliyoruz. Peki, bu durum rüyalarımızda yaşadıklarımız veya rüyalarımızın içerikleri için de söz konusu mudur? Ben rüyalarımda da etik bir sorumluluk hissetmeli miyim? Bu çalışma rüyalarla ilgili sorumluluk taşıyıp taşımadığımızı değerlendiren bir etik analizi içerecektir. Bu analiz için öncelikle Aristoteles’in erdemi bir karakter ve huy olarak niteleyen erdem etiği yaklaşımı ele alınacak ve daha sonrasında Augustinus’un rüyalarımızda sorumlu olup olmadığımız düşüncesi ele alınıp, bireyin tüm davranışlarında erdemliliğin nasıl ortaya çıktığının analizi yapılacaktır.
  • Öğe
    Mecitözü İlçe Merkezi ve Çevresindeki Dini Ziyaret Yerleri
    (Lap Lambert Academic Publishing, 2022) İlhan, Yakup; Çoştu, Yakup; Çoştu, Yakup
    Dini ziyaret olgusu, en ilkel topluluklardan en gelişmiş ve karmaşıklaşmış toplumlara kadar bütün toplumlarda birtakım değişikliklere uğrasa da varlığını devam ettirmektedir. Türkler İslam’ı din olarak kabul ettikten sonra da eski dini inanışlarının bir kısmını devam ettirmişlerdir. Bunların bazıları İslam’a uyarlanarak, bazıları da örf ve gelenekler arasında günümüze kadar varlığını devam ettirmişlerdir.
  • Öğe
    İskilip İlçe Merkezi ve Çevresindeki Dini Ziyaret Yerleri
    (Lap Lambert Academic Publishing, 2022) Öztürk, Hafize; Çoştu, Yakup; Çoştu, Yakup
    Ziyaret olgusu, normal kabir ziyaretlerinden farklıdır. Kutsal olarak kabul edilen ziyaret yeri, türbe, erenler, dedelik, şeyh, şehit, evliya, ermiş, eren gibi isimlerle anılmaktadır. Bu kişilerin bulunmuş oldukları yerlere insanlar beklenti istek ve dileklerinin gerçekleşmesi için ziyaretlerde bulunurken aynı zamanda önceden süregelen inanış ve uygulamaları da gerçekleştirmektedirler.
  • Öğe
    Religious Socialization in Turkey
    (Çamlıca Publications, 2021) Çoştu, Yakup; Kocalan, Elif Büşra; Ağılkaya Şahin, Zuhâl; Yapıcı, Asım; Demmrich, Sarah
    Individuals learn religious beliefs, values, norms, and teachings within a process called religious socialization. Religious socialization occurs through a process similar to the general socialization process. Thus, there are four main agents, which play a role in an individual’s religious socialization process: family, educational institutions, the broader social environment, and mass media. In this paper, we analyze the religious tendencies of individuals who undergo their religious socialization in the rapidly changing socio-cultural sphere of Turkey. The aim of this study is to analyze to what extent, and in which ways, the four main agents influence religious socialization in the Turkish context. Firstly, the concept of religious socialization is evaluated on a theoretical level, and secondly, the influence degree and ways of the four main agents on the process are analyzed in light of the field study findings conducted in Turkey.
  • Öğe
    Din ve Toplum Üzerine Yazılar
    (Lambert Academic Publishing, 2021) Yakup Çoştu
    “Din ve Toplum Üzerine Yazılar” başlıklı bu edit kitap, çeşitli tarihlerde din sosyoloji alanında danışmanlığımda tamamlanan yüksek lisans tez öğrencilerimin tezlerinden ürettikleri çalışmalardan oluşmaktadır.
  • Öğe
    Almanya’daki Türk Ailelerinde Kimlik
    (Lambert Academic Publishing, 2021) Yakup Çoştu; Muhammed Özdemir
    Bu çalışmada Almanya’nın ekonomi merkezi olan Frankfurt’u içerisinde barındıran ve Türklerin yoğun yaşadığı yerlerden biri olan ‘‘Hessen’’ eyaletinin Lahn Dill Kreis (LDK) bölgesinde yaşayan ikinci ve üçüncü kuşak Türk aileleri üzerine yapılmış bir araştırmadır. Çalışmada Türk ailelerinde kuşaklara göre kimlik farklılaşmasının nasıl olduğu, yaşanılan problemlerin veya deneyimlerin onların kimliklerine nasıl etki ettiği araştırılmıştır.
  • Öğe
    Rüya ve Felsefe
    (Eskiyeni Yayınları, 2021) Ceyhan Çoştu, Feyza
    Bu kitap rüya üzerine felsefi bir çalışmayı içermektedir. Tüm insanlar gece veya gündüz uyudukları sürece rüya görürler. İnsanın tek başına yaşadığı bu öznel deneyimin gizemli bir doğasının olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Rüyaların bu gizemli doğası bilim adamları, teologlar ve filozoflar tarafından her dönem merak konusu olmuştur. Rüya konusuna felsefi ilgi ise tüm tarih boyunca mevcuttur. Fakat bu ilginin her zaman aynı canlılıkla devam ettiği söylenemez. Bazen rüyaya olan ilgi yoğunlaşmış bazen de yerini başka bilimlerin incelemesine bırakmıştır. Bu anlamda uzun süredir uykuda olduğunu düşündüğümüz rüyaya olan felsefi ilgi son yarım yüzyıldır tekrar canlanmıştır. Bu çalışma ile rüya konusunun hem tarihsel süreçte nasıl ilerlediğini hem de rüyaya olan son dönem felsefi ilginin hangi noktalarda karşımıza çıktığını göstermek amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Göç ve din üzerine
    (Transnational Press London, 2020) Çoştu, Yakup
    Göçün birçok yönden insan hayatı üzerinde etkisi bulunmaktadır. Göç eden insan, tüm hayatını değiştirmeye niyet etmekte, yeni bir hayata başlamayı göze almaktadır. Yeni çevrenin değişik şartları, orada edinilen kazanımlar ve tecrübeler, önceki yerleşik geleneksel dinî inanış, değer, norm, pratik ve adetlerin zamanla kaçınılmaz bir biçimde etkilenmesine hatta değişim ve dönüşümüne yol açabilmektedir. Öyle ki, göç süreciyle farklı kültürler, sosyal katmanlar ve insanlar karşı karşıya gelebilmekte, bu karşılaşma da beraberinde pek çok çatışma ve sorunlara zemin hazırlayabilmektedir. Bu kitap, göçün ve göçmen olma durumunun özellikle dinsel inanç ve yaşam tecrübesi üzerindeki yansımalarını konu edinmektedir. Bu kapsamda, on bölümden oluşan bu çalışmada, her bir bölüm kendi araştırma ekseninde göç ve din hususunu farklı boyutlarıyla ele almakta ve tartışmaktadır.
  • Öğe
    Yurt dışında Türkler: Göçmenlik, etnisite ve din
    (Transnational Press London, 2020) Çoştu, Yakup
    Elinizdeki bu kitap, Türkiye’den yurt dışına göç eden insanların bulundukları ülkelerdeki göçmenlik halleri üzerine odaklanmaktadır. Çalışmada alanlarında uzman on akademisyen tarafından, Almanya, Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika, Danimarka, İsveç, Norveç, İngiltere ve Amerika’da yerleşik Türk göçmenlerin kültürel, sosyal, ekonomik, etnik ve dinsel yaşam tecrübeleri bütüncül bir bakışla ele alınmaktadır. Ayrıca her bir bölüm, Türk göçmenler tarafından tesis edilen dinî sivil örgütlenmeler etrafında şekillenen dinsel yaşam tecrübeleri üzerine sosyolojik analizleri de ihtiva etmektedir.
  • Öğe
    Avrupa’daki Türk varlığı: Din ve kimlik yapılanması üzerine bir değerlendirme
    (Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Yayınları, 2017) Çoştu, Yakup
    1950'lerin sonlarından itibaren Türkiye’den, genel olarak ekonomik, siyasi, eğitim ve sosyal nedenlerden dolayı çok sayıda kişinin çeşitli Avrupa ülkelerine göç etmeye başladığı bilinmektedir. Günümüzde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde hatırı sayılır bir Türk nüfusu bulunmaktadır. Anavatana geri dönme ihtimalleri büyük ölçüde azalmış olan bu Türklerin bulundukları ülkelere uyum süreçleri sancılı olmuştur. Her ne kadar Türklerin bulundukları ülke vatandaşlığına geçişleri hukuki açıdan birtakım kazanımları beraberinde getirse de, dini ve milli kimlik çözülmesi, kuşaklar ve kültürler arası çatışma ve yabancılaşma şeklinde kendini gösteren pek çok sorunla karşı karşıya kalmışlardır. Türklerin bir kısmının, söz konusu olumsuzlukları gidermek, kültürel ve dini kimliklerini muhafaza edebilmek ve bulundukları ülkelere uyum sağlayabilmek düşüncesiyle çeşitli sivil toplum kuruluşları etrafında örgütlendikleri görülmektedir. Avrupa’da yaşayan Türklerin kurdukları bu sivil toplum kuruluşlarından biri de, camii ve çevresinde şekillenen dinî temelli örgütlenmelerdir. Bu örgütlenmelerin önemli bir kısmının, Türkiye’deki mevcut dini grup, cemaatlere yakın duran, sempati duyan ya da bu dini gruplarla ilişkili olan Türk göçmenler tarafından tesis edildiği bilinmektedir. Türkiye’deki dini grup ve hareketlerin birer izdüşümü görünümündeki bu yapılanmalar, zamanla göçmen topluluğun farklılaşmış ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kurumsal bir yapıya dönüşmüştür. Avrupalı Türklerin gündelik dinsel yaşamlarında etkin bir rol üstelenen söz konusu bu sivil dini örgütlenmeler etrafında gelişen dini ve kültürel hayata yakından bakmak önem taşımaktadır. Burada, öncelikle Türkiye’den Avrupa’ya gerçekleşen göçün ilk yıllarından günümüze kadar geçen süre içerisinde göçmenlerin gündelik dini yaşantısı makro-sosyolojik bir çerçeveden hareketle ele alınacaktır. Daha sonra, meta-analiz yöntemiyle, Türk göçmen nüfus üzerine yapılan saha çalışmalarında ulaşılan aidiyet ve kimlik tanımlamasına ilişkin bulgulardan hareketle birinci, ikinci, üçüncü ve sonraki kuşak neslin sosyal kimlik tanımlamalarına ilişkin bir kavramsallaştırma denemesinde bulunulacaktır.
  • Öğe
    İlahiyat Fakültesi Arapça hazırlık programı üzerine bir değerlendirme
    (Lap Lambert Academic Publishing, 2020) Çoştu, Yakup; Yılmaz, Macid; Çoştu, Yakup; Yılmaz, Macid
    Türkiye’de İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerindeki zorunlu yabancı dil öğretiminin niteliği üzerine eğitim sosyolojisi perspektifinden bakmaya çalışan bu bölümde; Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde yürütülen zorunlu yabancı dil hazırlık programının genel bir değerlendirmesi yapılarak, bu programa kayıtlı öğrencilerin Arapça dersine yönelik düşünce ve tutumları boylamsal araştırma tekniğiyle ele alınıp incelenmektedir.
  • Öğe
    İlahiyat Fakültesi İngilizce Hazırlık Programı Üzerine Bir Değerlendirme
    (Lap Lambert Academic Publishing, 2020) Yakup ÇOŞTU
    Türkiye’de İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerindeki zorunlu yabancı dil öğretiminin niteliği üzerine eğitim sosyolojisi perspektifinden bakmaya çalışan bu bölümde, 2005-2010 yılları arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde uygulanan Zorunlu İngilizce Hazırlık Programının açılış serüveni üzerinde durularak, bu programın ilk öğrencilerinin İngilizce hazırlık programı hakkındaki düşünce ve tutumları boylamsal araştırma tekniğiyle değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    Migration and Religion: Euro-Turks
    (Lap Lambert Academic Publishing, 2019) Çoştu, Yakup
    ‘Euro-Turks’ or ‘Turks in Europe’ is one of the most significant issues in the contemporary academic and public agenda in Turkey. In fact, many sociologists, anthropologists, political scientists, educationists and economists have produced publications on the experience of the Turks in Europe. The studies have focused on cultural identities, lifestyles, experiences, ideas, feelings, hopes and expectations of the Euro-Turks from various aspects. This book is an explanatory study which aims to discuss migration patterns, religious and identity discourses of Euro-Turks using a macro-sociological descriptive method. In this book, I have attempted to provide a comprehensive account of identity orientation, religious life and organizations of Euro-Turks.
  • Öğe
    İnsan üzerine felsefe
    (Lisans Yayıcılık, 2019) Ceyhan Çoştu, Feyza; Durak, Nejdet
    Bu çalışmada, Felsefe Tarihinde insan felsefesi üzerine düşünen düşünürler konu edinilmiştir. Bu kapsamda ele alınan konular: Sofistler (Protagoras, Gorgias, Prodikos ve Hippia); Sokrates, Sokratesçi Okullar (Euklides ve Megara Okulu, Antisthenes- Diogenes ve Kinik Okulu, Aristippos ve Kirene Okulu, Phaidon ve Elis-Eretria Okulu); Sistematik Felsefe Platon Felsefesi ve Etkileri.
  • Öğe
    Varlık, zaman ve Tanrı
    (Bilay, 2019) Ceyhan Çoştu, Feyza; Evkuran, Mehmet
    Varlık, zaman ve Tanrı kavramlarının birbiriyle ilişkisini çözümlemeye çalışırken aslında bu kavramların hem bilim, hem din hem de felsefenin ayrı ayrı ilgilendiği kavramlar olduğunu öncelikle hatırlatmakta fayda var. Dolayısıyla bu metin yer yer bilim, yer yer din ve çokça da felsefenin toparlayıcılığıyla, birbiriyle ilişkisel bir evren gerçekliğini anlatmaya çalışacaktır. Bu gerçeklik şu sorular ile çözümlenmeye çalışılacaktır: - Yokluğa karşı varlık neyi ifade eder? - Değişen/oluş içerisinde olan varlık ile değişmenin arkasında değişmeyen sabit varlık nedir? - Var olanların nedeni olarak Tanrı’nın, var olanla ilişkisi nasıldır? - Zamanın ontolojik bir varlığı var mıdır? - Ezeli ve ebedi olan Tanrı, zamanı yaratmış mıdır yoksa zaman da ezeli ve ebedi midir? - Varlık ile zaman arasında imkân ve nitelikler bağlamında nasıl bir ilişki kurulabilir?
  • Öğe
    İki zaman düşüncesi: Öznel ve nesnel zaman
    (Elis Yayınları, 2018) Ceyhan Çoştu, Feyza
    Zamanın ne olduğu, bir fizik konusu olduğu kadar felsefe dünyasının da temel meselesi olarak Antikçağdan beri karşımıza çıkmaktadır. Zamanın doğrudan deneyimlenmeyen bir olgu oluşu meselenin çözümünü zorlaştırır. Zaman kimi filozoflar tarafından bir ‘varlık’ problemi olarak ele alınmış, kimilerince de bir bilgi ve onun dahilinde bir zihin problemi olarak ele alınmıştır. Bu kitap, dolaylı yollardan tecrübe edip varlığı bilinen fakat dış dünyada bir nesne olarak gösterilemeyen zamanın ne olduğu problemini felsefe tarihinde iz sürerek aramaya çalışır. Buna göre zaman konusu, (i) nesnel ve öznel zaman, (ii) lineer ve döngüsel zaman, (iii) metafiziksel zaman ve insan zamanı ve son olarak da (iv) analitik bakışla zaman olarak dört temel başlık altında tasniflenmiştir. Bu dört başlıkta, analitik olarak zamana yönelmiş bakış açılarının belirlenmesi hedeflenmiştir. Her bir kategori, o konuda en net yönelimi gerçekleştirmiş filozoflar çerçevesinde ele alınmıştır.
  • Öğe
    An investigation on the Turkish Religious Foundation of the UK (Diyanet)
    (Transnational Press London, 2014) Çoştu, Yakup; Ceyhan Çoştu, Feyza; Sirkeci, İbrahim; Şeker, Betül Dilara; Çağlar, Ali
    The Presidency of Religious Affairs (DIB) is an official organization providing public services on religious issues in Turkey. As a constitutional institution, DIB tries to meet society's needs and requirements through internal and external establishments. The external establishment DIB, is organized in countries where Turkish citizens reside, functioning as the Counsellors of Religious Services connected to the Turkish Embassies. DIB has overseas organizations under the name of ‘‘Office of the Counsellor for Religious Services’’ affiliated to the Turkish Embassies in those same European countries. Also, there are semi-official religious foundations in relation to these Offices under the name of “Turkish Religious Foundations”. In the early 1980s, DIB started the practice of sending religious officials whose salaries are paid by the Government of the Republic of Turkey, to its external organizations carrying out religious activities within the mosques and masjids. Within this framework, The Religious Services Office of the Embassy of the Republic of Turkey in London was founded in 1998. In 2001, “Turkish Religious Foundation of the United Kingdom (ITDV)” affiliated with this Office was established in North London. ITDV started organizing various activities, such as religious, social, cultural and educational, through mosques for both Turkish and other Muslim immigrants living in Britain via Imams or religious officials from Turkey and locally-educated staff. In this paper, we will try to analyse its activities with a macro-descriptive method. It is thought this ITDV has tried to solve Turkish immigrants’ problems that come out during the integration process, to keep their integrity, and to ensure the continuity of their community. According to research, ITDV has been considered by Turkish Muslim immigrants as the most reliable foundation among the other Turkish religious organizations in Britain.