Aile hekimliğinde malpraktis korkusu ve defansif tıp uygulamaları
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2025
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Hitit Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Aim: Malpractice lawsuits are increasing worldwide. Physicians are also developing defensive behaviors to avoid making medical errors and to protect themselves from these lawsuits. This study aims to compare the malpractice fears and defensive medical attitudes of family physicians in light of current demographic data, to reduce these fears of physicians, to prevent defensive medical practices that we do not want to occur, and to contribute to health policies.
Materials and Methods: In this study, demographic data form, fear of malpractice scale and defensive medicine practices attitude scale were sent digitally to 186 contracted family physicians working in Çorum province between 01.07.2024 and 30.09.2024. Physicians who approved to participate in the study were asked to fill out the data sets via Google Forms.
Results: The sample was formed by 168 (90.3%) of the 186 physicians constituting the study universe. 72% of the participants were aged 40 and over, 71% were male, and 80,4% were general practitioner family physicians. A high level of fear of malpractice was detected in 80,36% of the participants. As the fear of malpractice increases, positive defensive medicine and negative defensive medicine scores increase. As the physician's age, length of time in the profession, and length of time working at the family health center increase, the fear of malpractice, positive defensive medicine, and negative defensive medicine scores decrease. If the physician has malpractice lawsuit experience in his/her close circle or if a complaint is made, the fear of malpractice and defensive medicine scores increase. The defensive medicine attitude knowledge level of male physicians was found to be significantly higher than that of female physicians. The defensive medicine knowledge levels of physicians who follow up patients on the disease management platform and who have lawsuit experience due to malpractice or defensive medicine attitude against themselves or their close circle were found to be higher.
Conclusions: As a result of this study, a widespread and high level of fear of malpractice was found among all family physicians. When the literature is examined, it
is seen that this fear has increased over the years. It was observed that a high level of fear triggers defensive medical attitudes, and among these attitudes, detailed record keeping and more detailed explanations to patients, which have the lowest cost to the health system, are the highest. On the other hand, it was determined that physicians are greatly affected by malpractice news in the media and hesitate to make decisions based solely on their own clinical experiences.
Amaç: Dünyada genelinde malpraktis davaları artmaktadır. Hekimler de tıbbi hata yapmaktan ve bu davalardan korunmak için savunmacı davranışlar geliştirmektedirler. Bu çalışmada aile hekimlerinin malpraktis korkusu ve defansif tıp tutumlarını mevcut demografik veriler ışığında karşılaştırılması, hekimlerin bu korkularının azaltılması ve oluşmasını istemediğimiz defansif tıp uygulamalarının önüne geçilmesi, sağlık politikalarına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 01.07.2024-30.09.2024 tarihleri arasında Çorum'da görev yapan 186 sözleşmeli aile hekimine Demografik Veri Formu, Malpraktis Korkusu Ölçeği ve Defansif Tıp Uygulamaları Tutum Ölçeği dijital yollar ile gönderildi. Çalışmaya katılmayı onaylayan hekimlerden google forms üzerinden veri setlerini doldurmaları istendi. Bulgular: Çalışma evrenini oluşturan 186 hekimin 168'i (%90,3) örneklemi oluşturmuştur. Katılımcıların %72'si 40 yaş ve üzerinde, %71'i erkek ve %80,4'ü pratisyen aile hekimidir. Katılımcıların %80,36'sında malpraktis korkusu yüksek düzeyde tespit edilmiştir. Malpraktis korkusu arttıkça pozitif defansif tıp ve negatif defansif tıp puanları artmaktadır. Hekimin yaşı, meslekte geçirdiği süre ve çalışmakta olduğu aile sağlığı merkezinde bulunma süresi arttıkça malpraktis korkusu, pozitif defansif tıp ve negatif defansif tıp puanları azalmaktadır. Hekimin yakın çevresinde malpraktis davası tecrübesi olması ya da şikayet edilme durumunda malpraktis korkusu ve defansif tıp puanları artmaktadır. Erkek hekimlerin kadın hekimlere göre defansif tıp tutum bilgi düzeyi anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hastalık yönetimi platformunda hasta takip eden, kendisine veya yakın çevresine karşı malpraktis ya da defansif tıp tutum nedeniyle dava tecrübesi olan hekimlerin defansif tıp bilgi düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar: Bu çalışma sonucunda tüm aile hekimlerinde yaygın ve yüksek bir şekilde malpraktis korkusu tespit edilmiştir. Literatüre bakıldığında yıllar içerisinde bu korkunun giderek arttığı görülmüştür. Yüksek korku seviyesinin defansif tıp tutumlarını tetiklediği, bu tutumların içerisinden sağlık sistemine maliyeti en düşük olan detaylı kayıt tutma ve hastalarına açıklamaları daha detaylı yapmanın en yüksek oranda olduğu gözlenmiştir. Diğer taraftan hekimlerin medyada yer alan malpraktis haberlerinden çok fazla etkilendiği, sadece kendi klinik tecrübelerine dayalı karar vermekten çekindikleri tespit edilmiştir.
Amaç: Dünyada genelinde malpraktis davaları artmaktadır. Hekimler de tıbbi hata yapmaktan ve bu davalardan korunmak için savunmacı davranışlar geliştirmektedirler. Bu çalışmada aile hekimlerinin malpraktis korkusu ve defansif tıp tutumlarını mevcut demografik veriler ışığında karşılaştırılması, hekimlerin bu korkularının azaltılması ve oluşmasını istemediğimiz defansif tıp uygulamalarının önüne geçilmesi, sağlık politikalarına katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 01.07.2024-30.09.2024 tarihleri arasında Çorum'da görev yapan 186 sözleşmeli aile hekimine Demografik Veri Formu, Malpraktis Korkusu Ölçeği ve Defansif Tıp Uygulamaları Tutum Ölçeği dijital yollar ile gönderildi. Çalışmaya katılmayı onaylayan hekimlerden google forms üzerinden veri setlerini doldurmaları istendi. Bulgular: Çalışma evrenini oluşturan 186 hekimin 168'i (%90,3) örneklemi oluşturmuştur. Katılımcıların %72'si 40 yaş ve üzerinde, %71'i erkek ve %80,4'ü pratisyen aile hekimidir. Katılımcıların %80,36'sında malpraktis korkusu yüksek düzeyde tespit edilmiştir. Malpraktis korkusu arttıkça pozitif defansif tıp ve negatif defansif tıp puanları artmaktadır. Hekimin yaşı, meslekte geçirdiği süre ve çalışmakta olduğu aile sağlığı merkezinde bulunma süresi arttıkça malpraktis korkusu, pozitif defansif tıp ve negatif defansif tıp puanları azalmaktadır. Hekimin yakın çevresinde malpraktis davası tecrübesi olması ya da şikayet edilme durumunda malpraktis korkusu ve defansif tıp puanları artmaktadır. Erkek hekimlerin kadın hekimlere göre defansif tıp tutum bilgi düzeyi anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. Hastalık yönetimi platformunda hasta takip eden, kendisine veya yakın çevresine karşı malpraktis ya da defansif tıp tutum nedeniyle dava tecrübesi olan hekimlerin defansif tıp bilgi düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Sonuçlar: Bu çalışma sonucunda tüm aile hekimlerinde yaygın ve yüksek bir şekilde malpraktis korkusu tespit edilmiştir. Literatüre bakıldığında yıllar içerisinde bu korkunun giderek arttığı görülmüştür. Yüksek korku seviyesinin defansif tıp tutumlarını tetiklediği, bu tutumların içerisinden sağlık sistemine maliyeti en düşük olan detaylı kayıt tutma ve hastalarına açıklamaları daha detaylı yapmanın en yüksek oranda olduğu gözlenmiştir. Diğer taraftan hekimlerin medyada yer alan malpraktis haberlerinden çok fazla etkilendiği, sadece kendi klinik tecrübelerine dayalı karar vermekten çekindikleri tespit edilmiştir.












